"Eliif! Bugün çok kötü şeyler olduuu!"
"Ne oldu kız?"
"Ya şey oldu... Doruk beyle.. Burun buruna geldik, ben topuklulara alışkın olmadığımdan üstüne düştüm bidee!" dedi ve domates gibi oldu Eylül.
"O-H-A"
"En kötü hissettirende şu... Doruk Can gibi kokması..."
"Ya Eylül! Hani unutmuştuk onu! Kızım o sen daha taburcu olmadan ailevi sorunları bahane ederek ortadan kayboldu. Ne bi haber etti ne bişey. Seni bıraktı, üzme artık kendini onun gibi biri için."
"Haklısın ama işte... Elimde değil ki kızım. Çok seviyordum çok. Resmen o olaydan sonra hayatım zindan oldu. Yaşadığıma pişman edildim." Eylül'ün gözü doldu.
"Ya açma gene şu konuları! Ben kapamaya çalıştıkça açıyorsun, 2 yıl geçti aradan. Koskoca 2 yıl. Mutlu ol artık. Sana bişey yapamıycak, emin ol yapamıycak."
"Evet, umarım... Yapamıycak."
~~~Eylül işe gitmek için hazırdı.
"Elif, kardeşim ben çıkıyorum."
"Tamam, ikizim. Dikkat et kendine."
Eylül şirkete vardığında, telefonu çaldı. Açık bırakmış olmalıydı ki baya sesi çıktı.
Arayan kişi gizli numaraydı."Emel bize müsaade eder misin?" diye sordu Doruk, Eylül'ün yanına gelerek.
"Tabii sevgilim." Emel onların yanından uzaklaştı.
"Eylül! Kapalı tut şu telefonunu! Sosyal bir ortamdasın gördüğün gibi! İnsanlar senin telefonunu dinlemek zorunda değil!" diye Bağırdı Doruk.
"Doruk Bey.. Ben özür dilerim. Unutmuşum işte."
"Bidaha olmasın, sakın."
"Peki, ben işlerime döneyim."
"Hayır, gerek yok. Bugünlük eve gidebilirsin."
~~~"Ateş yaa! Kıza kaba davranıp, kalbini kırıp duruyorum. Napıcam lan? Elimde değil ki." diye konuştu Doruk.
"Abi, amacın ne senin? Ne oldu bi anlatta, hallederiz."
"Ya, bugün, telefonu açık olduğu için bağırdım. Sırf bu yüzden, dün de bana Can diye hitap etmişti..."
"Ya Can diye hitap etmesine kızarsın onu anlarımda, telefonu açık diye kızmak.. İlginçsin."
"Ne yapıcam ya! Onu söylesene sen."
"Yemeğe çağır. Özür dile, hatta neden sert olduğunu, geçmişi falan anlat."
"Sende gel. Geçmişi anlatamam, o yüzden sende gel başka bir arkadaşını daha getirir hem. Tanışırsınız filan." deyip güldü Doruk.
"Hee çok komik. Tamam, bende gelirim."
~~~Doruk, Ateş'le konuştuğu yerden ayrılıp eve doğru gitti.
Evin önüne geldiğinde üstünde atlet vs. olmayan bir adam koşarak çıktı. Sarhoş gibiydi.Allah' ım nolur tahmin ettiğim şey olmasın.
Evin içine girdiğinde Emel'ide aynı şekilde gördü.
Sadece iç çamaşırları vardı.. Birde kısa bir ince beyaz tişört.
"EMEL NASIL YAPARSIN BUNU!?"
"Neyi... Neyi sevgilim? Ne yapmışım...?"
"Bana bilmiyormuş numarası yapma! Nasıl aldatırsın beni? Nasıl yaparsın lan böyle bişeyi?
Üstelik benim evimde!""D-Doruk açıklayabilirim.."
"Açıklayabilirmişsin öyle mi!? Ne diyceksin? Neyi açıklıycaksın? Neler yaptığınızı mı? Nasıl alkolü kafaya dikip, kafa bulduğunuzu mu?"
"D-Doruk.. Yapma lütfen. Seni çok seviyorum ben."
"Yıllardır yalan söylüyormuşsun, şimdi yalan söyleme bari. Şimdi, git ve eşyalarını topla. Sonrada çık git evimden! İştende kovuldun! Yüzünü görmek dahi istemiyorum artık."
Emel,ağlayarak odasına çıktı.
İşte birşeyin daha sonuna gelmişti Doruk.
Neden teker teker beni bırakıyorlar?Lütfen oylar mısınız? :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Gökyüzüm-
Romance"Kolunda ki, D❤E döğmesi hala duruyor mu? Benim omzumda, duruyor." Deyip omzunu gösterdi Doruk, Eylül'ün kolunu sıvadı ve Eylül'ün bileğinde ki izi gördü, jilet izlerini. Ağlamaya başladı Eylül. Anlaşılan bir ufaklığın yaşam sevgisi olmalıydı. ~~~ "...