~4~

8 1 3
                                    

"Eylüül, Eylüüüll kalksana evladım! İkiiiiz kalk artık ya!"

"5 dakkağ dahaa..."

"Ulan okulu mu kaldı, işe geç kalıcan!"
Eylül, Elif sustuğunda korkuyla yataktan zıpladı.

"Bidakika yaa..." diye söylendi Eylül

"Noldu?"

"Lan salak bugün pazar!" diye bağırıp tekrar yatağa attı kendini Eylül.

"Tüh ya.. Yemedi." diye söylendi Elif.

Elif çıkınca odadan, Eylül'ün telefonuna mesaj geldi.

"Dün telefonuma cevap vermedin ama ben senin peşindeyim küçük hanım." mesaj gizli numaradandı. Korkulu rüyası ortaya çıkmıştı işte.

Eylül'ün uyumasını istemiyormuş gibi mesaj gelip duruyordu. Bu seferki mesaj Doruk'tandı.

"Eylül.. Selam. Umarım rahatsız etmemişimdir. Bugün atıcağım konuma gelebilir misin? Yanında bir arkadaşınıda getirebilirsin. Ateş'de gelicek."

"Tamam, Doruk Bey. Saat kaç gibi?"

"Saat 1:30-2:00 gibi olur mu? Birde şirket dışı bana bey diye hitap etme lütfen, yaşıt sayılırız."

"Tamam, Doruk. Bana uyar :)"

~~~

"Elif? Birşey söyliycem."

"Efendim ikiz?"

"Ben dışarı çıkıyorum, gelmek ister misin? Doruk çağırdı. Ateş'de gelicekmiş, arkadaşı."

"Vaaay, tamam gülüm, gelirim."

"O zaman 15 dakikaya hazır ol."

~~~

Elif ve Eylül hazır olduklarında saatte 1:20 civarlarına gelince Doruk' un attığı konuma doğru yürümeye başladılar.

Yoldayken Eylül dayanamayıp Elif'le konuşmaya başladı.

"İkizim.. Sana birşey anlatmam gerek. Oraya gitmeden önce şuraya oturalım, bir beş dakikada anlatırım."

"Tamam Eylül, anlat. Noldu?"

"Şey.. Dün beni bir gizli numara aradı. Şirkette olduğum için açamadım. Sonrada unuttum, bu sabah muhtemelen aynı kişi ' Dün telefonuma cevap vermedin ama ben senin peşindeyim küçük hanım' diye mesaj attı. Bu kişi büyük ihtimalle Buğra..."

"Ne? Nasıl olur bu? Nasıl bulabilir seni? Eylül korkma lütfen, üzülme, ben dayanamam. Şu dakikadan sonra birşey yapamaz sana."

O sırada Eylül'ün telefonuna mesaj geldi.

"Ah be Elif.. Keşke bişey yapamasam. :)"

Eylül'ün gözleri doldu.

"Sakın! Sakın ağlayayım deme. Şimdi bunu düşünmüyorsun ve Doruk'un yanına gidiyoruz."

"Tamam..."
~~~

"Kızlar! Hoşgeldiniz." diye konuştu ve gülümsedi Doruk.

"Hoşbulduk, Doruk." dedi ve Doruk'un gülümseyişine karşılık verdi Eylül.

"Bizi tanıştıracak mısın Eylül arkadaşınla?" diye sordu Doruk.

"Ah tabii.. Bu benim ikizim Elif, Elif sen de biliyorsun zaten. Bu Doruk Bey, Bu da arkadaşı ve 2.Patronum Ateş Bey."

"Tanıştığımıza memnun oldum.." diye konuştu ve sevimli birşekilde gülümsedi Elif.

"Oha kıza bak, meteor. Acaba Eylül'den istesem bana ayarlar mı?" diye geçirdi içinden Ateş.

"Bende memnun oldum ufaklık." bunu söyleyen Ateş'di.

"sen kime ufaklık diyorsun be?!"

"Gençler sakin olur musunuz? Ben buraya bişey söylemeye geldim. Ben söyliyeyim, keyfinize bakarsınız sonra.
Eylül, ben seninle konuşucaktım."

Bu sırada Eylül' ün telefonuna mesaj geldi.

"Kuzenini kurtarmak istersin herhalde?"

"B-Benim gitmem lazım." dedi ve hafiften ağlamaya başladı Eylül, koşarak uzaklaştı.

"Ben peşinden giderim" dedi ve koşmaya başladı Doruk.
~~~

"Buğra! Kuzenimi bırak! Lütfen.. Bari onu bırak.."

Doruk, gördüğü şey karşısında çok sinirlendi.

"Kızı bırak Buğra!" diye bağırdı, Eylül onu görünce şaşırmıştı.

"Vaayy... Doruk Bey'de teşrif ettiler. Bu oyun daha eğlenceli olucak."

"Eylül'ümü öldürdün lan sen benim! Bırak kızı! Öldürmene izin vermem!"

Eylül'ün kalbi neden bu kadar hızlı atıyordu...

"Eylül'ünü? Öldürdüm? Ben? Senin?"

"Birde bilmiyormuş gibi yapıyorsun ya! Beni çileden çıkarıyorsun Buğra!"

"Lan gerizekalı! Eylül'ün burda! O yaşıyor!"

Eylül duyduklarına inanamıyordu... Yoksa?

"Benimle oynamaya devam mı ediyorsun lan sen? O öldü! Onu sen öldürdün!"

"Ah be Doruk. Şuan burda ki Eylül, senin tanımadığın Eylül, senin aşkın gerizekalı! Onu öldürmedim. Yaşadığına pişman ettim! O burda işte bu Eylül o Eylül!"

Yaşadığıma pişman ettin Buğra.. Bu doğru..

"N-Ne? N-nasıl?"

"C-Can..?
Eylül ordan koşarak uzaklaştı.. Karşılaşmışlardı işte.

-Gökyüzüm-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin