BÖLÜM 7 : YOONGI。"N'aber?" Yoongi, üç çocuğa ulaştığında adımlarını durdurdu.
"Oraya girmemiz lazım. Dördümüz. Namjoon gelemez, birazcık tehlikeli ve oraya girmeyen sadece biz kaldık." Seokjin Yoongi'ye durumu açıkladı ve Yoongi plana katılırken, sadece yeleğini düzeltti.
"Bizim de oraya girmemiz tehlikeli değil mi?" Şimdi Yoongi onlara soruyordu.
"Jungkook'u yalnız başına mı bırakmak istiyorsun? Ya oraya gidip onu aramamızı bekliyorsa?"
"Ama daha önce dediğin gibi," Yoongi yine başladı, fikrini savunuyordu. "Tek başına çıkabilir. O cesur bir çocuk."
"Hala öyle, Yoongi." Jimin iç çekti. Evet, bir saat önce Namjoon'a öyle dediğini kabul ediyordu. Jungkook cesur ruhlu olandı ve herkes bunu söyleyebilirdi. Sanki hiçbir şey onu korkutmuyordu, o gözü pekti.
"O zaman," Hoseok yola çıktı. "Hadi hazırlanalım?"
"Tamam. Kimse keskin bir şey getirmiyor, böylece kimse incinmez ve-"
Seokjin'in ağzı onlara doğru yürüyen bir şekil gördüğünde açık kaldı. Herkes onun ifadesini gördü ve yüzlerini fabrikanın girişine çevirdiler, yüzlerinde Seokjin'in yüzündeki ifadenin aynısı belirdi.
Gelen kişi Jungkook'du.
Adımları yavaştı ve gözleri yere bakıyordu. İyi görünüyordu aslında. Morarması yoktu, zarar görmemişti. Onları endişelendiren şey, el fenerini rahat tutuşuyla yavaş bir şekilde yürümesiydi.
"Jungkook!" Seokjin sevinçle bağırıp ona koştu ve sarıldı. Seokjin'i şaşırtan şey, Jungkook'un vücudunun soğuk olması ve ona geri sarılmamasıydı.
Seokjin çekildi ve onu omuzlarından tuttu. "Sana ne oldu?"
Tüm personeller arkalarındaydı, iyi hissettikleri için Taehyung ve Namjoon da oradaydı. Personeller Jungkook'un nasıl göründüğü hakkında birbirlerine fısıldıyorlardı.
Kendi gibi görünmüyordu.
Jungkook cevap vermedi ve Seokjin'e sadece boş bir şekilde baktı. Seokjin korkmaya başladığı için ellerini onun omuzundan çekti. Yavaşça fabrikanın dışına doğru yürüdü. Jungkook'u orada dikilmiş, etrafa bakarken bıraktı.
"U-Um," Jimin kekeledi ve gergin bir şekilde gülümsedi. "Hadi buradan gidelim, şimdi Jungkook da bizimle."
Personeller onayıp, beklemek ve filme çekmek için hazırladıkları şeyleri toparlamaya başladılar. Daha önce olan şeylerin kamera görüntülerini de silmişlerdi.
Çocuklar dışında herkes hareket ediyordu. Taehyung ve Namjoon, Jungkook'un vücut dilini gözlemlemek için Jimin ve Hoseok'un yanına gitmişti.
Jungkook, sadece altısına birden bakıyordu. Şüpheli hiçbir şey yapmıyordu. Korktuğuna ya da kızdığına dair bir işaret göstermiyordu. Hepsini korkutmak için bir bakışı yetmişti.
"J-Jungkook," diye geveledi Hoseok. "Hadi gidelim."
Hoseok, Jungkook'un yanına gitmek için cesaretini topladı. Korkuyordu, evet, ama buradan ayrılmak da istiyordu. Ve diğerlerinin de istediğine oldukça emindi.
Hoseok, Jungkook'un bileğini isteksizce yakaladı. Neyse ki, Jungkook sert tepki vermedi ve Hoseok'un bileğini tutan eline baktı.
Hoseok, kendisiyle birlikte Jungkook'u çekti, ve beklediklerinin aksine, Jungkook onu takip etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gleam. ✓
Mystery / Thrillerküçük, parlak bir ışık. tıpkı birbirlerine olan ümitleri gibi. © cafunetae 2016 bts fanfic'i.