(1.BÖLÜM) Ensemdeki Nefes ✴

11.8K 320 75
                                    

Hüznün en sevdiği mevsimdir sonbahar. Derin bir sızıya sebep olur. Biraz kırılgan bir o kadar ağır ama çokça özlem.

Özlem bir boşluğu dolduran, düşlerle beslenen, daha mistik, daha özel duygular yumağıdır. Kendi içinde çıktığın bir yolculuk, ayaz gecelerde hissettiğin ürpertidir.

Böyle zamanlarda çiçek kokulu düşlere dalar gibi, öyle dalıp gidiyorum bir denizin köpük beyazına...

Sonbahar güneşinin odamı aydınlattığını gözlerimi açmadan anlayabiliyordum. Güneşin sıcaklığını hissettiğim tatlı dokunuşu tenime değen ipek çarşaf gibi bedenimi okşuyordu. Tatlı dokunuşları bozan uğursuz sızı kasıklarımda ve bacaklarımda dolaşırken, yatakta her dönüşümde ve hareketimde sızı biraz daha yayılıyordu. Bu aralar çok fazla çalışıp bedenimi fazlasıyla yormuştum anlaşılan.

Paten yapmak yedi yaşımdan beri benim en büyük hobilerim arasındaydı. Buz benim için bir çok şeyi ifade ediyordu .Soğuğu ve sıcağı aynı anda hissetmeyi, zarif ve şıklığın bedenimdeki duruşu, hayatıma yön veren o soğuk esintisi benim için vazgeçilmezdi.Ve buzun bendeki etkisinin sınırları yoktu, olmasını da hiç istemiyordum. Sevinçlerimi, üzüntülerimi, yalnızlığımı paylaştığım,aynı zamanda bir çok şeyden kaçıp sığındığım bir limandı. Buz pateni, benim için sadece spor değil kısacası; hayat merkezim olmuştu. Zaman zaman olimpiyatlara katılıp ülkemi temsil ettiğim günleri görmemi anneme borçluyum.

Esneyerek hızlıca yataktan kalktım. Gardırobuma yönelip üzerime beyaz v yaka bir bluz ve altıma açık renk bir kot seçmiştim. Aynanın karşısına geçip hafif bir rimel, allık ve parlatıcıyla daha canlı bir görünüm sağlamıştım. İnci küpelerimi ve inci yüzüğümü de takıp banyodan çıktım.

Ve evet yaklaşan ikinci olimpiyat için son 3 ay.. Ayak üstü kahvaltımı yapar yapmaz hazırlanıp okula gitmek için arabama bindim. Güzel sanatlar ve tasarım fakültesi son sınıf öğrencisiydim. Mezuniyete iki hafta vardı, bunun sevinciyle arabadan indim.

Kampüse doğru ilerlerken son kez kendime çeki düzen verdim. 1.65 boy 50 kilomla gayet fit görünüyordum. Saçımdaki tokayı sakince çıkararak belime kadar uzanan açık renkli saçlarımı serbest bıraktım. Sınıfa doğru ilerlerken aklımda bu senenin son olimpiyatını düşünmeden edemiyordum. Hem okul hem antrenmanlar baya yorucu geçiyordu.Sınıf kapısına doğru ilerlediğim an Güneş'in bana seslendiğini duydum.

"Arveenn"dedi özlem dolu sesiyle

Sesindeki sıcaklık yanıma gelmeden sarmalamıştı beni. O benim için en karanlık anlarıma güneş gibi doğan diğer yarımdı ..

"Günaydın tatlım"dedim yanağına buse kondurarak.

"Günaydın buzlar kraliçesi, geceden beri sana ulaşmaya çalışıyorum iyi misin?

Ahh.! Tabiki aramıştı görmeme rağmen açamadım, o kadar yorgundum ki yatağa atar atmaz kendimi uykunun kollarına bırakmıştım. Çağrıyı cevapladığım an sabahlayacağımızın garantisini verebilirdim.

"Antreman çok yorucu geçti, Güneş'im.Uyuya kalmışım üzgünüm tatlım" dedim

"Önemli değil bende öyle düşünüyordum. Bugün hep beraber okul çıkışı birşeyler yapalım diyoruz, senin de gelmek istediğini düşündüm "dedi koluma girip sınıfa doğru ilerlerken..Bu akşam ki antrenmanı düşünmeden edemedim.

"Bu akşam ....." cümlemi bitirmeden Sarp'ın kolunu omzumda hissetmem bir olmuştu.

"Bu akşam ki antrenmana bir saat geç gitmen sorun olmayacaktır umarım. Çünkü Yağız"ın sana ne kadar değer verdiğini biliyoruz, üzülmesini istemezsin "dedi göz kırparak..

Soğuk PatenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin