Genç kız ertesi sabah uyandığında, Kedi'in artık yanında olmadığını fark etti. Elbiselerini değiştirmek zorunda kaldığı için kafasını olumsuzca salladı, çünkü dünün elbiseleriyle uyuyakalmıştı. Zamanına baktı ve hala vakti olduğunu görünce,banyoya gidip düzgün bir şekilde yıkandı. Marinette, kendisi için alışılmadık olan şey, o günün biraz erken saatlerinde okula gelmesiydi.
Adrien zaten oradaydı, ama yanında bir kız vardı. Ve onunla flört ediyordu. Öfkesi içinde kaynamaya başladı. Kimse onun Pisi ile flört edemezdi.
Gidip o kıza gününü göstermeyi planlarken genç erkeğin ondan önceden davranıp, "Çok özür dilerim Lila, ama benim ruh eşimin yanına gitmeye gerçekten ihtiyacım var."-dediğini, onun sert bir şekilde söylemek istediklerini söylediğini duydu. Evet,genç erkek o kelimeyi bilerek kullanmıştı.
Marinette koşarak oradan uzaklaşırken genç erkeğin gözleri genişledi. Genç erkek, ilk kez onunla flört etmeye çalışan Lila'dan uzaklaşmak istedi. Ona zarar vereceğini biliyordu, ama zorundaydı. Marinette dolabın yanında onu bekledi. Okulun tamamı onların gerçekten iyi arkadaşlar olduklarını biliyorlardı, bu yüzden hiçbir şey normal değildi.
"Ah, beş dakikadır burada."-diye iç çeken çocuğa Marinette gözlerini devirdi.
"Hey, kıskanmana gerek yok, Leydim. Ben seninim" diye Adrien fısıldayarak kıkırdadı.
Genç kıza, "Derse gitmeliyiz" diye başını salladı. Sınıfa geçerek her zamanki yerlerine oturdular. Ders Kimyaydı ve Bayan Mendeleiev sınıfa geç kalanları asla sevmezdi. Veya istedi dışında başka bir şey yapmasını. Başka şeylerde vardı. Temelde zavallı Nathanael'in çizim yüzünden kovulması vardı. Ve tabii ki, uyumak. Bunları asla sevmezdi. Alya ve Nino sınıflarında olmadığından, Adrien ve Marinette bir araya geldiler. İlk sıradalardı, tam öğrenciler gibiydiler. Gülüyorlar ve birçok şey hakkında konuşuyorlardı. Adrien şu an onu öpmek istiyordu ama yapamıyordu. Marinette'in de durumu ondan arklı değildi.
Zil çaldığında, Bayan Mendeleiev sınıfa yeni bir öğrenci ile girdiğinde, bütün gözler onlara döndü.
"Bu Lila. O burada yeni." dedi.
"Şimdi Nathanael'ın yanına otur ve dersi dinle." Lila'nın gözleri, masasına yürürken Marinette'in gözlerini delip geçti.
"Benden çok hoşlandığını sanmıyorum"
Marinette gözlerini devirdiğinde, Adrien "Sanırım duygu o zaman karşılıklı." Diye güldü.
"Agreste, Dupain-Cheng, ne konuştuğunuzu paylaşmak ister misiniz?"
Bayan Mendeleiev onlara baktığında, her ikisi de başını iki yana salladı ve derse dikkat etmeye başladılar. Marinette, arkasından onu izleyen gözleri hissedebiliyordu ve o zaten o kişinin kim olduğunu biliyordu.
-------------------------------------
"Okuldan sonra parka gitmek ister misin?" Adrien arkadaşlarına masada otururken sordu. Öğle yemeği molasıydı ve hepsi huzur içinde yemeklerini yiyordu.
"Tabii," Nino omuz silktiğinde Alya da başını salladı.
"Bir sonraki dersiniz nedir?"-diye Marinette merakla sordu.
"Bilim." dedi Nino ve iç çekti. Bundan kurtulmak için her şeyini verirdi.
"Sanat." dedi Adrien. "Gerçekten en nefret ettiğim şey."
"Her şeyde iyi olduğunu düşünmüştüm ahbap." Nino Adrienla dalga geçerek güldüğünde Marinette iç çekti.
"Bizde Matematik var."
"Kopya ister misin?"-diye şaka yaptı.
"Benimde dersim matematik kızım!" Alya bağırdı. "Bana o çocuğunla ilgili her şeyi söyleyebilirsin."
"Hangi çocuk?" Nino kafasının karışmış bir şekilde ikiliye bakarak sorduğunda, Marinette yeniden iç çekerek güldü. "Alya bir şeyler uyduruyor işte."
"Tabii ki yaparım.."-diye Alya ona gülümsedi. Her iki kız da sınıfa girerken zil çaldı.
İki genç kız da gecikmeden sınıfa girerken Bayan Mendeleiev"Şanslısınız."-dediğinde, Marinette 'Şeytanla bir saat daha.' geçirdiğini düşündü. İki kız da ikinci sırada oturduklarında dersi not almaya başladılar. Ders sona erdiğinde Marinette Alya'ya hiçbir şey anlatamadı. Ona Adrienla birlikte ailesiyle akşam yemeği yediğinden bahsedemezdi. Ve Adrien'ın maskesi yoktu! Dördü de dolaplarını topladıklarında, bir dondurma almaya karar verdiler.
"Bugün yapacak hiçbir şeyin olmadığına inanamıyorum dostum." Nino her zaman meşgul olan Adrien'e güldü.
"Dürüst olmam gerekirse, bende kendime inanamıyorum." Dondurmalarını sipariş ettikten sonra hepsi bankta oturdular.
"Tamam öyleyse, Mari erkek arkadaşın nasıl?" Alya, yüzü kıpkırmızı olan zavallı kıza gülümsediğinde, Nino "Tamam, bir şeyi kaçırdığımı hissediyorum." dedi şaşkın bir şekilde.
"Bir erkek arkadaşı var."-diye Adrien omuz silkti.
"Dürüst olmak gerekirse, dotum, seninle Adrien'in bir şekilde birlikte olacağını düşünmüştüm."
Adrien aniden dirseğini Nino'un koluna geçirdiğinde,Nino gözlerini devirdi.
Her iki kahramanın da suratı kıp kırmızı kesilmişti. Keşke arkadaşları gerçekleri bilselerdi.
-------------------------------------------
Biraz zaman geçirdikten sonra ayrıldıklarında,herkes kendi evine yol aldı. Marinette'i evde, fırınla meşgul olan ailesini karşıladı. Genç kıza onlara yardım etme teklifinde bulunduğunda, ailesi ona teşekkür etti. Bu yüzden Marinette, ev ödevini yapmak için yukarı çıkmadan önce ailesine fırında biraz yardımcı oldu.
Telefon çaldığında Tarih ödevini yapmakla meşguldü.
"Merhaba." diye cevapladı, telefonunu açıp omzuna koyarak, sadece başıyla telefonu tutarak yazı yazıp konuşmaya çalışıyordu.
"Marinette, seninle cidden konuşmam gerek." Adrien'in sesi korkmuş gibiydi, hatta korkuyordu. Marinette hemen telefonunu elinde alarak kulağına hafifçe bastırdı, böylece daha iyi duyabilecekti. Erkek arkadaşının bu kadar çok korktuğunu hiç görmemişti.
"Adrien? Her şey yolunda mı?" diye sordu, sesinde açıkça görülebilecek bir endişe vardı.
"Mari, i-iş-işaretim." diye Adrien kekeleyerek konuştuğunda, Marinette endişelenerek sandalyesinden ayağa kalktı.
"Ne oldu?!"
"Benim işaretim... kayboldu!"
____________________________
Merhabalar. Bölüm beklemiyordunuz değil mi? Evet şaşırtmayı seven bir insanım. Ama şu da var ki hikayeyi yeniden incelemeye başladığımda bitmesine 5 bölüm kaldığını gördüm. Sonra dedim ki zaten 5 bölüm kalmış neden yazıp yayımlamayım? Bu yüzden hiç üşenmedim çevirdim carı.
Sizce Adrien'ın işareti neden kayboldu? Ve bu her işe kaşık olan Lila hakkında düşünceleriniz nedir?
Fikirlerinizi yorumlarda bildirip vote vermeyi unutmayın biriciklerim.
Sizi çok çok çok çok çok çok seviyorum.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmates - Ruh Eşleri [TR]
Fanfiction"Soulmates" hikayesinin Türkçe çevirisidir. Hikayenin gerçek sahibi @its_nusa_obviously'dan izin alınarak çevirilmiştir. İZİNSİZ KESİNLLİKLE KULLANMAYIN! Hikayenin tadını çıkarın. Sizi seviyorum. "Soulmates" is the Turkish translation of the stor...