Chloe kısa bir süre sonra çekildi ve Adrien'in kafası kucağına düştü. Genç erkeğin nerede olduğu, oraya nasıl gittiği ve neden herkesin aptal kıyafetler giymiş olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.
"Chloe?" diye sordu, kıza bakarak. Akumalanmış Chloe başını salladı ve ona gülümsedi. Fakat bir şey doğru gelmiyordu. Adrien onu itti ve her iki kızı da şoka uğrattı. Kafası karışmıştı. O neredeydi?
"Neler oluyor?"diye sordu. Chloe'nin yüzünün etrafında kelebek şeklinde bir maske oluştu.
"Neden işe yaramadı?"
"Onu gerçekten seviyorsan, sana aşık olacağını söylemiştim, ama sanırı onu gerçekten sevmiyorsun."-dedi Hawk Moth.
"Bir şeyler ters giderse sonuçları olacağını da söyledim."
"Sanırım bu durumda, hafızasını kaybetti." Uğur böceği, Havk Mothla konuşurken Chloe'yi izledi. Akuma'nın saklanabileceği nesneyi arıyordu. Sonra ona çarptığında, Chloe onu tutup odanın diğer tarafına atarken genç kız onun ceketini parçalamak istedi. Akumalı genç kızı aşağı atarak sırıttı.
"Senden daha iyiyim. Kaderini kabul et," diye güldü.
Adrien orada uyuşukça durmuştu, ne yapacağını bilemiyordu. Kızlar bir şey yapmadan önce banyoya girdi ve kapıyı kapatarak aşağıya kaydı.
"Neler oluyor?"
"İşte, evlat!" Plagg haykırdığında Adrien şaşırarak bir çığlık attı.
"Tanrım, sadece benim," diye güldü Plagg ve bir parça camembert yedi.
"Sen uçan bir sıçan mısın?" diye sordu Adrien, Plagg'i tutmaya çalışıyordu. Elbette Plagg ondan uzaklaştı ama tuhaf gözlerle çocuğa bakmayı bırakamadı.
"Adrien, sen iyi misin?" diye sordu, endişelenerek.
"Adrian kim?"-diye sordu.
"Bana şaka yapmayı bırak!" Plagg ciddiyetle konuştuğunda, Adrien başını salladı.
"Benim adım Adrien mı?"
"Hayır, Adrien. Şimdi kes şunu!" Adrien küçük kwami'yi bir parmağıyla dürttüğünde Plagg içini çekti ve kapıdan uçarak içeri girerken iki kızın kavga ettiğini gördü.
"Uğur böceği, seninle birlikteyken ona ne oldu?" Plagg, savaşı atlatmaya çalışırken sordu.
"Chloe onu öptü. Ne olduğu hakkında hiçbir fikri yok!" Uğur böceği bağırdı, açıkça savaşmaktan yorulmuştu. Plagg bıkkın bir ses çıkardı ve banyoya geri döndü.
"Ah bak. Döndün." Adrien kıkırdadı.
"Tekrar normale döndükten sonra seninle dalga geçeceğim" Plagg güldü.
"Ama şimdi Plagg Pençeler de ve sonra gidip Uğur Böceği'ne yardım et"
"Pençeler mi?" Adrien bu sözü bir soru olarak söylemişti, ancak dönüşüme geçiş yine de oldu. Aynada kendine baktı ve göz kırptı. Siyah kedi kostümü mü giyiyordu?
'..- sonra git Uğur Böceğine yardım et.' Tabii neden olmasın? Kara Kedi kapıyı açtı ve hala kavga eden iki kıza bakarak orada durdu. Natalie içeri girdiğinde oda enkaza dönmüştü.
"Ne oluyor?" diye sordu ama kanepenin bir kısmı neredeyse ona çarpacakken, hemen kaçtı ve bir daha geri gelmedi.
"Uğur Böceğine yardım etmem gerekiyor mu?"-diye kendi kendine sordu ve benekli elbise giyen kıza baktı. Çok güzel görünüyordu, kendinden emindi, terinden dolayı saçları ıslakken bile güzeldi.
"Evet, Kedi. Şimdi lütfen o kızın ceketini imha etmek için Kediklizmini kullan!"-diye bağırdı. Kedi kimdi? Ve Kediklizim neydi?
"Ugh,"-diye bağırdı Uğur böceği genç erkeğe doğru koşarak.
"Kediklizim de!"-dedi yanlarına gelen Chloe'yi tekmelemeden önce. Henç erkek gücünü kullandığında elinde siyah kabarcıklar oluşmaya başladı.
"Şimdi bu kızı yakalayacağım ve onun ceketine dokunman gerek. Ama sadece ceketine!" Adrien başını salladı ve Uğur Böceğinin akumalıyı yere sabitlemesini izledi.
"Şimdi!" Elini ceketinin üzerine bastırdığında ceket toza dönmüş ve yok olmuştu. Kedi anında korkup bir çığlık atarak geri çekildi. Tozdan bir kelebek uçtuğunda Uğur Böceği onu ele geçirerek arındırmıştı. Adrien banyoda saklanırken, genç kız savaşta çağırdığı Şanslı Tılsım eşyasını havaya attı ve her şey normale döndü.
Böylece Kedi de yere düştüğünde Uğur Böceği ona koşmaktan çekinmedi.
Genç erkek şaşkın gözlerle ona baktı ve, "Başım ağrıyor" diye inledi. Chloe de normale dönerken etrafa bakıyordu.
"Burada ne yapıyorum? Şikayet ettiğimden değil." Chloe her zamanki gibi Uğur Böceğine minnettardı ve her zaman olduğu gibi onu görürken dişlerini sergiliyordu.
"Bir gün izin alabilir miyiz?" Her ikisi de yerde oturduğundan Kedi, kafasını sıkıca tuttu.
"Evet, elbette," diye genç kız güldü. Son bip sesi, Marinette'e mucizesinden duyuldu.
"Sence işaretlerimiz geri geldi mi?" diye sorduğunda, Kedi omuz silkti. "Bak."
Genç kız kolundaki ceketi yukarı çektiğinde, orada siyah bir pençe vardı. Rahatlayarak içini çekip sevgilisinin altın rengi saçlarını okşadı ve, "Çok fazla özledim. Onu çerçeveleyeceğim." diye kıkırdadığın da, Adrien dönüşümden çıktı. Plagg yüzükten çıkar çıkmaz genç erkeğin suratına doğru gülmeye başladı.
"Açıkçası, evlat, bunu unutmana asla izin vermeyeceğim"
"Ne yaptım?" Adrien sonunu asla duymak istemeyeceğini bilerek içini çekti.
"İsminin Adrian olduğunu düşündün. Bu yüzden sana hayatının geri kalanında böyle sesleneceğim." Plagg sırıttı ve Camembert'ini yiyerek masaya geri döndü.
"Ayrıca Chloe'yi öpmek konusunda sana takdir ediyorum." Tikki arkasından dönerek Plagg'in oburluğuna karşı kafasını olumsuzca salladı. Genç erkek hemen elini kaldırdı ve yanağına dokunduğunda, Marinette ona gülümseyerek elini onunkilere uzatıp tuttu.
"Chloe'yi öptüğüm için kızgın değil misin?" diye sorduğunda Marinette ona gülümsedi.
"O seni öptü, aptal. Yine de sorun yok."
"Ayrıca, babam ruh eşimi tanımak istiyor." Adrien beklenmedik bir şekilde konuştuğunda, Marinette kendi tükürüklerinde boğuldu.
"R-Gerçekten mi?" Genç kız ne yapması gerektiğinden tam olarak emin olmayarak sorduğunda, Adrien, "Endişelenme" diye ona güvence vermek istedi.
"Biliyorum, seni benim seni sevdiğim kadar sevecek."-diye Adrien gülümsedi.
"Gerçekten mi?" Marinette'in yüzünde bir tebessüm belirdi.
"Hayır. Onu asla onu aklını okuyamam."
"Seni aptal!" Marinette bağırarak onu şakayla ittiğinde, Adrien gülerek yere düştü.
"Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum."
___________________________
İşte muhtişim sonumuz. Ama bir bölüm daha paylaşmayı planlıyorum ki zaten tek bir bölüm kaldı.
Vote ve yorumlarınızı unutmayın. Bol bol satırarası yorum yapın canlarım.
Sizi seviyorum.......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmates - Ruh Eşleri [TR]
Fanfiction"Soulmates" hikayesinin Türkçe çevirisidir. Hikayenin gerçek sahibi @its_nusa_obviously'dan izin alınarak çevirilmiştir. İZİNSİZ KESİNLLİKLE KULLANMAYIN! Hikayenin tadını çıkarın. Sizi seviyorum. "Soulmates" is the Turkish translation of the stor...