×Mutluluklar dilerim×

19 3 0
                                    

Medya Poyraz ...

" Yani o gittikten sonra daldın gittinde" dedi kafasını kaşıyarak.
" Ben...yani...o acaba kırıldı mı diye düşünüyordum." Dedim söyleyemediğim yalanımla.
" Tamam"
Sevgilisi...Bu beni niye ilgilendirsin ki.Yani amacım onu sevmek yada aşık olmak değil.
Mutluluklar Dilerim...

****

Öğle arası Fatih, ben, Bulut, Bade ve berkjan kantine indik. Evet...adı Berk değil Berkcanmış. Bende ona Berkjan diye seslenmeyi daha uygun gördüm.

Fatih'in 2 buçukuncu tostunu bitirmesin bekliyorduk. Sıkıntıdan Berkjanla uğraşıyodum.
"Anan mı japon?"
"Haaayyıırrrr"
"Baban japon?"
"Haaayyıırrrr"
"Anneannenin kardeşi japon?" Dedim bana malmısın bakışı atarak " Kızım sen niye bu okula geldin? Seni direk Üniversiteye atmaları gerekiyor." Dedi haklımıyım bakışı atarak.Elimi çeneme koydum düşünür gibi yapıp
"Acaba bunun için dilekçemi yazsam" dedim. anlamayan gözlerle bana bakıp
"Kızım sen tescilli malsın" dedi.sonra fatihe dönüp
" 3 saniyen var bitirmezsen tostunu alır ben yerim" dedi galiba fatih tam bir yemek hastası çünkü çocuk daha 2 demeden yarım tostu ağzına atmıştı.
" işte böyle adam ol" dedi berkjan. Dısarı çıkmak için hep birlikte ayaklandık. Bahçeye ulaştığımızda şöyle bir göz gezdirdim.Oha yani, buraya 3 tane ev sığar duvarların uzunluğundan dışarısı pek gözükmüyordu...
Bahçede 4 tane çardak vardı ama bir tanesi çok hoşuma gitmişti.Etrafı sonbahar olmasına rağmen çiçeklerle doluydu. Oraya gidelim dedim elimle işaret ederek" Poyrazın en sevdiği yerdir" dedi Bulut kızıl saçlarını geriye doğru atarak." Bu arada poyraz nerede?" dedi Bade.
"Bilmem...belki babası çağırmıştır" dedi Fatih.
" Evet Yalçın Erkaya...Ah şu adam o kadar sinir oluyorum ki..!" Dedi bade ellerini sıkarak.
Yalçın Erkaya...yalçın...yalçın ben bu ismi nereden hatırlıyorum?
Ben bu konuyu düşünürken çoktan çardağa ulaşmıştık.
"Niye sevmiyorsun bu yalçın denen adamı?"diye badeye soru yönelttiğimde kaşlarını çatarak
"Çünkü...Çünkü Poyrazın her şeyine karışır.Herşeyine...
Hatta biliyormusun poyraza zorla dil sınıfını seçtirdi."
Dedi bende
" sen nereden biliyorsun?"dedim ve öğrendiğime göre poyrazla orta okul 2 den beri arkadaşlarmış.Bade kızlarla takılmayı pek sevmezmiş. Ama benim istisna olduğumu söyledi hatta benim arkadaş olduğu tek kız olduğumu söyledi. Konuyu dağıtmak amaçlı
"Sınıfta yalnızca 6 erkek mi var?"
Dedim. Fatih elindeki daninoyu yerken
"Hayır...4 yalnızca dört erkek var"  dedi
" Peki o çoc-"
" Bak...Aynı kıza aşık olan sonra kız üstüne para sayıp hangisi parayı daha çok sayarsa kızla çıkma hakkına sahip olmak gibi saçma sapan iddealara girenlere ben erkek demem! "Dedi sinirli bir tonda. Nasıl yani bu konuyu araştırsam iyi olur. Bulut;
" Aynen" Berkjan;
" Aynen" Bade biraz daha kısım sesle;
"Aynen" dedi
Ve... o ses..
"Aynen" herkes aynı yöne dönünce bende sesin geldiği tarafa döndüm
" İnsanı iki kuruşa satanlar  hatta kıza sorma girişiminde bulunmayanlar erkek sıfatının yanından bile geçmez" dedi yeşil gözlerini gözlerimden ayırmayarak. Sonra tam karşıma oturdu.
"Ooo Poyraz bey yüzünü gören cennetlik" dedi fatih elindeki danino kutusunu çöpe atarken. Poyrazın gözleri hala gözlerimdeydi. Ne ben ne o çekiyordu sonunda yanlış anlamamaları için ben çektim ki
" Sanırım bazıları o cennetten hiç çıkmak istemiyor"  dedi Berkjan. O kadar utanmıştım ki yüzümün kızardığına eminim.
Gözlerimi tekrar poyraza çevirdiğimde çatık kaşlarla  Berkjana bakıyordu. Tam ağzını açmış bir şey diyecekken  Bade
" eee Bahar derslerin nasıl yada ben direk konuya gireyim kopya çekilebilecek kadar engliççen varmı ?"
Dedi.
"Ne sanıyorsun! Ablan sınıf birincisidir! "Dedim ellerimle kendimi işaret edip.
" Yaaşşşasssın bu sene ingilizceden geçebilecemmm" diye ortada zıplayan Fatihe bakıp bu çocuk harbi mal dedim kendi kendime.
Berk ve Bade onu kolundan tutup oturtmaya çalışırken
Bende Poyraza baktım çaktırmadan demeye kalmadan
Yakalandım!!!  Gözleri beni buldu aniden gözlerimi çektim ama şimdide bana sırıtan bir tür Bulutla karşılaştım.
Daha sonra  zilin sesiyle hepimiz sınıfa yöneldik.  bade ve bulut Fatihin kolundan tutup onu kantinden uzak tutmaya çalışıyorlardı. Anlamıyorum ki bu çocuk nasıl hem bu kadar çok yiyip hemd bu kadar fit kalıyodu? Gözlerim onların arkasından yürüyen poyraza takıldı. O kadar muhteşem ki sevgilisi umarım onun değerini biliyodur...evet sevgilisi...
Sınıfa giremeden bizim sınıfın yanındaki boş sınıfa bir kol tarafından çekildim kapının kapanma sesiyle kolun sahibine baktım ve
" Bulut?" Dedim anlamaz bir biçimde .
" yanlış anlama sadece bir şey söylemek istiyordum."  Dedi. kafamı evet anlamında sallayıp ellerimi bağladım ve dinledim
" Bak  hiç inkar etme...kim görse senin poyraza yanık olduğunu bilir" dedi ona tam cevap verecekken
"Sus...hayır öyle birşey yok falan dinleyemiyecegim. Bak Bahar poyrazı bu hapisten ancak sen kurtarırsın biliyorum onu seviyorsun-"
"Bak bulut kalbini kırmak falan istemiyorum ama sen gerçekten yanlış anlamışsın ben poyrazı falan sevmiyorum buna garanti verebilirim emin ol!!!"dedim uyarıcı bir tonda. "Bir dakika bir dakika... hapismi?"
Dedim ama  bulut cevap veremeden kapıdan gelen sese yöneldim.
" Bulut sınıfa geçsen senin için feci iyi  olur "dedi
Ve Yesil gözleri beni buldu . O sırada bulut. Kapıdan çıktı koskoca sınıfta Poyraz ve ben kalmıştım. Yalnızca biz...
Bana gittikçe yaklaşmaya başladı adım attıkça ben geriliyordum...ve sırtım lanet olası bir duvarla buluştu
Ve poyraz ellerini boynumun üstünden geçirip duvarla birleştirdi. korkumla gözlerimi kapattım...yavaşça gözlerimi araladığımda poyrazın nefesini dudaklarımda hissettim. Burnuma derin kokusu geldi.dudaklarını daha fazla yaklaştırdı...ve...dudaklarını kulağıma yaklaştırıp
"Madem sev..sevmiyorsun! Söyle gözlerine, dönüp dolaşıp değmesin gözlerime...yoksa"
Onu tekrar edip
"Yoksa" dedim
"Yoksa söylerim gözlerime...dönüp dolaşıp değer yüreğine!"

Cehennemin SevdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin