Medya baharın giydiği elbise...
İnanmıyorum! İnanmıyorum! İnanmıyorum!
Allahım ne yaptım ben! Keşke dilim bir yerime kaçsaydıda söylemeyeydim...
Demeyeceğim tabi. Oh oldu. Öküz işte... isterse tekrar tekrar söylerim. Ama ufacıcık bir sorun var. 1 saate buraya tek başına gelicek. Ben bittim...öldüm ben...
Vallah bittim billah bittim... daha gençliğini yaşayamadan öldü diyecekler. Poyraz beni gebertecek.
Yada gebertmeyecek... şimdi! Daha çocuğu tanımadığım için bilemeyeceğim... yada tanıyormuyum? Off ben ne düşünüyorum yaa... poyraz beni kıtır kıtır kesecek etimi mangal yapacak! Kemiğimi köpeklere yem edecek ben hala ne düşünüyorum...
Düşün Bahar...düşün...düşün...
Evvveeeettt.. buuullldummmm.
"Ölü taklidi yapıyım en iyisi."
Evvet kafamı şuraya doğru yatırayım. Ayaklarımı yatağa doğru uzatayım. Böylece öldüğüm anlaşılır. gözlerimide kapatayım...tamamdır. artık beni öldüremeyecek.
1...2...3...4...
"Ben napıyorum yaa!!!" Dedim kendi kendime yerde yatarken. Hakikaten ben napıyordum. Ne yapabilirki ?
Cevap - hiçbir şey...
Ne yapabilir yani...ondan korkuyormusun bahar?
Hayır iç ses...tabiki hayır! Şimdi bahar gidecek ve üstünü değiştirecek. Daha bir sür işi var baharın! Poyraz'dan daha önemli işler...
Mesela en önemlisi
"NE GİYECEĞİM BEN"dedim engel olamadığım çığlığımla... sonra umutsuz bir şekilde yatağıma oturdum ve ellerimle çenemi sardım. Napacam...
"Tabikide o partiye falan gitmeyeceksin. Şimdi badeyi arayıp poyraza gelmemesi gerektiğini söyleyeceksin...ve yeni arkadaşlarınla ilk partini kaçıracaksın...sonra seni asla affetmeyecekler ve seni arkadaş gurubundan atacaklar! Ve sende sonsuza kadar arkadaşsız kalacaksın." Dedim kısık çıkan sesimle.
"Yada... şimdi kalkacaksın! Bu elbiseyi giyeceksin ve herkezi büyüleyeceksin ve herkes senin gibi güzel bir kızla arkadaş olmak için sıraya girecek!!!"dedi annem elinde tutuğu şahane elbiseyi göstererek. mavimsi...zarif... ince... kesinlikle bu üç kelime bu elbisede toplanmıştı. Biraz diz üstünde...eteğinde bulunan zarif taşlar ...göğüs ve sırt dekoltesi...
"Harika! Harika! Harika!" Diye Fatihi taklit ederek odada zıplamaya başladım.
" Bu elbise dünyanın en güzel elbisesi."dedim anneme sarılarak. Ama bir saniye...
"Kız bu elbise nereden çıktı?"dedim annemin elinden elbiseyi alıp.
"Babanla ilk tanıştığımızda... O bana almıştı."dedi gözleri dolarken.bende gittim ve ona sıkıca sarıldım...tabiki elbiseyi yatağıma bıraktım ve öyle sarıldım.××××××
"Hayır...topuz değil! Salık bırak..."
"Yok yaa...birde maşayla uğraşamam."
Poyrazın gelmesine 15 dakika var ve biz annemle saç kavgası yapıyoruz!
"Tamam anne bak sen çık ben halledicem tamam mı?"
"Ama...beni dinle...kız!" Dedi annem ben onu kapıya doğru iterken. Allahım sırayla mı bunlar? Annemi çıkartınca kapıyı kilitledim. Ve saçıma geri döndüm.
10 dakika sonra aynada kendime baktım. Saçlarımı salıp sadece uçlarına maşa yapmıştım ve boynumada babamın 15. Yaş günümde aldığı kolyeyi takmıştım. Harika! İşte şimdi hazırım... En azından çirkin bir şekilde ölmeyeceğim.
Aşağı indim ve annemin özel günler için aldığı siyah topuklu ayakkabıyı giydim. Çantamı aldım ve annemin yanağını öptükten sonra dışarı çıktım. Poyrazın gelmsini bekliyordum. Biz onunla konuştuk konuşalı 58 dakika oldu.5 dakika yolu arasa...5 dakika trafiğe takılsa en az 12 dakika sonra burda. Çokmu erken çıktım ben? Tam saatinde gelecek değil yaa?
Tam içeri doğru hareket edecekken bir arabanın yanım da durduğunu fark ettim. Saate baktım ve
"İnanmıyorum tam saatinde" dedim kendi kendime...
Arabadan indi ve bana döndü... yavaşça güneş gözlüklerini çıkarttı!!! Allahım çok tatlı! Mavi kot ceket giymiş altınada kot pantolan giymişti! Harikaydı.
Bana doğru yaklaşıp tam karşımda durdu. Çok mu yakındı ne? Elini kaldırıp saçıma dokundu...ve
"Sen...sen Gerçek misin?" Dedi zor anlaşılan bir sesle. Sonra boğazını temizleyip devam etti.
"Yürü fındık kurdu...yoksa çok kötü şeyler olacak...ikimiz açısından da!" Dedi kolumdan tutup beni arabaya doğru çekiştirirken... Fındık kurdu ne be? Ben deona şey diye seslenicem...şey! Neyse bunu sona düşünürüm.
Arabanın kapısını açıp beni ön koltuğa oturttu , kemerimi takarken ona
"Eee nasıl olduğumu söylemedin sonuçta bir erkeğin görüşü şart!" Dedim. Kemerimi takıp dudaklarını kulağıma eğip,
"Erkeklerle dolu bir parti için fazla büyüleyicisin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennemin Sevdası
ChickLitKanadı kırık iki kuş ... Birbirlerine ulaşmaya çalışırken önlerine çıkan engellerle tekrar tekrar uzaklaşan iki nefes...Birbirleri için deli gibi atan iki kalp... AĞLAMA GARANTİLİ ( ağlarken birine görünmek istemiyorsanız yalnız okuyun!) KAHKAHALARL...