8.bölüm

18 3 0
                                    

Kendimi aksiyon filmlerinde ki karakterler gibi hissettim. Mavi kafe boy olarak uzun ve iki katlıydı. Genelde üst kat pek dolu olmazdı ama alt kat tıklım tıklım olurdu. Yemekleri de güzeldi. Herneyse konu bu değil. Kerem ve Yiğit yanımızdaki masanın 5 ilerisindeki masada oturuyorlardı. Aslında yakalanırsak tesadüfe bak fln diyip gidebilirdim ya da hiçbirşey demeden gidebilirdim. Ama bu benim için geçerliydi bizim kızlar ben onu seviyorum diye bişey demiyorlardı ama Keremi sevmezlerdi yani eskiden. Yani eskiden severdim ama onlar hala sevmiyor. Bende pek bir duygu beslemiyorum ona karşı. Sadece içimde ona karşı ödeşme isteği var. O dA rezil olsun ben de ona
'Jddjsjdk ksksk' deyim o dA benim gibi anlamasın ne dediğimi.

Ona yakalanmamamız gerekiyordu ve bu oturduğumuz masa gayet iyi bir konumdaydı yakalanmama açısından. Sağımızda çıkış kapısı solumuzda lavobo hemen yanımızda üst kata çıkan merdiven üst katta yine lavobo vardı. Yani bizi görürlerse çaktırmadan kaçabilirdik.

Hala değişmemişti kerem. Yani sanki daha yakışıklı gibiydi ama onu sevmiyorum. Asla da sevmem. Bi baktım da gıcık oluyorum ben bu çocuğa. Yiğitte Keremde itici egoist pisliklerdi. İçimden üstüne atlayasım geldi ama son anda vazgeçtim
"Besteee?"
Düşüncelerimin arasından beni çekip çıkaran ses Sıla'nındı.
"Efendim" gözüyle bir yerleri işaret etti ve garsonu görünce
"Haa..ben...bir kola alayım bi deeee
Tamam sadece kola" diye isteğimi belirttim sonuçta yemek yemeye gelmemiştik aslına yemek yemeye gelmiştik taaki 10 dakika öncesine kadar.
"Garson bizim siparişlerimizi yazdıktan sonra bi kaç masaya daha gitti ve sonra keremlerin masasına gitti onlarda bişeyler söyledi ve garson gitti ama dudak okuma yeteneğim pek iyi olmadığından ne dediklerini anlamadım ama onlar buraya bişeyler yemeye gelmiştir herhalde. Acaba bizde mi bişeyler yesek. Yok be sonra birden kalkarlar giderler takip edemeyiz çünkü para veriyorum yemeğe açım ve yemeği bırakıp gidemem,gidemeyiz.
Açımm ama en azından gelmeden önce aburcubur yemiştik nasıl zeki insanlarız gelmeden önce karnımızı çikolatayla doyuruyoruz öyle geliyoruz. Neyse sorun değil sonuçta karnım aç değil. Dayanabilirim.
Acaba poğaçalar noldu
"Zeynep poğaçalar noldu?"
"Suna abla 'siz beklemeyin gidin artık gelince yersiniz dedi.' "
"He tamam" dedim sonra sıkılarak ve sıkıldığımı belli eden bir ses tonuyla
"Ya bence gidelim yolda simit alalım yurda gidene kadar poğaçalar hazır olmuş olur.bunları mı bekliyeceğiz yarım yıl." dedim keremin oturduğu masayı göstererek
Üçüde aynı anda
"Evet" dedi ve şaşırdım
"Taam la öyle olsun yarıım yıl burda işsiz gibi oturup onları izle..." izleyelim diyecektim ki Zeynep lafımı böldü
"Ayyy şu kızlara bak ergenler" baktığı yöne baktım ve içeriye iki tane kızın girdiğini gördüm saçını kırmızıya boyatan kız göbeği açık mavi bir gömlek ve altına beyaz yırtık bir şort giymişti ve saçları salıktı altına siyah topuklu giymişti
Topukluuuu muuuu Yarabbim şunlara aklı fikir ver. İnsanların giyim tarzlarını eleştirmezdim ama bunun gibiler hariç güzel görünmüyordu ama amacı bana kendini beğendirmek değildi sonuçta
Yanındaki kız bahara uygun sade yeşil mini bir elbise giymişti ve o da diğeri gibi topuklu giymişti bu kız saçlarına mavi kaynak taktırmıştı. Bu kız daha güzeldi ve en azından daha hoş duruyordu yeşil rengi pek sevmesemde bu elbise günlük ve aynı zamanda şıktı. Ama pek rahat gibi değildi. Yanındaki kız gıcık ve havalı birine benziyordu ama bu yeşilli kız öyle değil gibiydi ama önyargılı olmamak lazımdı bir daha görmeyeceğim kızlardı. Bu yüzden kızları izelemek yerine kafamı başka bir yöne çevirdim ve bizimkilerin şok içindeki bakışlarını görünce kafamı yine o kızların olduğu yere çevirdim ve ağzım açık kaldı.
Kızlar kerem ve yiğitin oturduğu masaya gidiyordu

YaparsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin