Sabah saat dokuza doğru gelirken telefonumun mesaj sesiyle her ne kadar uyanmak istemesem de uyandım. Mesaj bende kayıtlı olmayan bir numaradandı.
Bilinmeyen Numara:Merhaba Lila,uygun olduğun zaman seninle buluşup,konuşabilir miyiz?
Kim olduğunu bilmediğim insanların bu aralar bana mesaj atması da moda olmuştu herhalde...
Ben:Her kimsen üzgünüm. Çünkü tanımadığım insanlar ile buluşmuyorum...
Anında gelen mesaj şok etkisi yarattı desem yalan olmazdı...
Bilinmeyen Numara: Ah! Doğru ya,kusura bakma... Necip ben, Necip Uysal..
-----
Necip'in bana ulaşmasına aşırı şaşırmıştım. Sonuçta hiç konuşmadığım ve sadece maçlardan gördüğüm birisiydi ve neden bana yazdığını anlayamamıştım. Numarasını kaydettikten sonra tekrar mesaj attım.
Ben:Ah kusura bakma,doğal olarak tanıyamadım. Bir sıkıntı mı var ve numaramı nereden buldun?
Biraz kaba mı olduğum diye düşünüyordum fakat kendisini o açıklamalıydı sonuçta mesaj atan oydu...
Necip Uysal:Endişelenme bir şey olmadı numaranı Oğuzhan'dan aldım yani haberi olmadan.
Necip Uysal:Biraz uzun hikaye fakat ben de sana seninle bu konuyu konuşmak için mesaj attım. Müsait olduğun bir zaman buluşabilir miyiz?
Mesajın ciddiliği ile kalakalmıştım. Koskoca Necip Uysal bana dışarı çıkmayı teklif etmişti.
Ben:Bugün boş günüm zaten fakat hastaneye yakın bir yer olursa iyi olur.
Necip Uysal:Merak etme zaten şu an hastanenin oralara doğru geliyorum oradaki Starbucks uygunsa yarım saate oradayım?
Ben:Evet uygun. Geliyorum...
Aslında tam olarak ne olduğunu anlayamadan Necip ile buluşmaya gidiyordum. Neden bana yazdığı hakkında da bir fikrim yoktu fakat bunları ona buluştuğumuzda soracaktım sonuçta mesajda bunları yazarak onu korkutmak istemezdim.
Gerek yoktu da...
Starbucks'a geldiğimde Necip daha orada değildi zaten ben de biraz erken gelmiştim. Bu yüzden onu bekleyip öyle kahve siparişi verecektim. Buradaki Starbucks hastaneye bağlı olduğu için hastane çalışanlarına servis yapıyorlardı bu yüzden de ayağa kalkıp sipariş vermeme gerek yoktu.
Düşüncelerim beynimi oyalarken kapının oradaki silüet dikkatimi çekti. Uzun boylu,kaslı,yakışıklı biriydi fakat güneş gözlüğünden pek anlayamıyordum.
Gözlüğü çıkardığında ise onun Necip olduğunu anlamam da zor olmamıştı.
Benim olduğumu anlaması için ona doğru bakıp elimi salladım ve beni sanki uzun zamandır tanıyormuş gibi göz kırpıp yanıma geldi ve sarılarak
-"Merhaba" dedi.
Aslında bu kadar samimiyetin nereden geldiğini pek anlayamamıştım yani Oğuzhan'dan sonra çok sıcak gelmişti.
Onun o sıcak gülümsemesi ve davranışları ile ben de beklemeden
-"Merhaba" dedim.
Oturmamı işaret ederken aynı zamanda oturmamı söyledi. Yüzü aslında gözüktüğünden çok daha pürüzsüz ve kusursuzdu. Yüzünde herhangi bir leke ya da fazla bir şey göremezdiniz,bu imkansızdı.
-"Kahve içer misin?" diye sorduğumda çoktan ayağa kalkmak için hazırlanmıştı bile ve bana aynı soruyu soracak gibiydi.
-"Ben de sana aynı soruyu soracaktım." Dedi ayağıya kalkarken aynı zamanda.
![](https://img.wattpad.com/cover/139651672-288-k390585.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WANT YOU BACK//O.Özyakup
FanfictionParmaklarım saçlarında gezinirken o her bir hamlesini beni incitmemek,canımı yakmamak için yapıyordu. Ve ben onun her hamlesinde öne doğru çıkıyor bazılarında ise inildiyordum...