3

16 1 0
                                    

Her hafta olduğu gibi o hafta da tiyatroya gidiyorlar. Tek fark, bu kez yalnız olmaları. Yolda ona biletlerin hikâyesini anlatıyor. AKM'ye gitmiş, sistemde yan yana görünen son iki biletin rezerve olduğunu öğrenmiş, çaresizce eve dönerken gişedeki kadının bir kıyak yapıp biletleri ona satacağını söylemesi üzerine büyük bir sevinçle biletleri almış. Hikâyeye tepki vermiyor. Kafası başka yerlerde. Ona söylemeye cesaret edemiyor. Oyunu izlemeden tatları kaçsın istemiyor. Ama içi bir tuhaf. Ayrılık vaktinin yaklaştığını o da biliyor. O da üzülüyor sanki gideceği için, yine de itiraf etmeye yanaşmıyor. 

Konuyu dağıtıyorlar el birliğiyle. İkisi de huzursuz. Biri gideceği için, öbürü ise yalnızken nasıl davranacağını bilemediğinden

"Oyun sıkıcıysa ikinci perdeyi beklemeden çıkar giderim."

"İzin vermem ki."

"Nereden bileceksin? Tuvalete gidiyorum diye çıkarım."

 İri gözlerinde yarı gerçek yarı numaradan bir korku dalgalanıyor. 

"Ben ne yapacağım?"

Tam o esnada yanlarından geçen belediye otobüsünü işaret ediyor.

"Şunlardan birine binip gidersin işte."

Söylediklerindeki ciddiyet onun korkusunu daha da gerçek hale getiriyor.

"Ama ya kaçırırlarsa?"

Gülüyor.

Bu kız saf mı değil mi hiçbir zaman anlayamayacak

Asıl kendisine durmadan "Seni anlamak çok zor. Çok karmaşıksın." diyen kızın keşfedilmemiş onlarca yanı olduğuna kanaat getiriyor.

Birbirlerini o kadar anlamıyorlar, o kadar bilmiyorlar ki aslında. Nasıl böyle uyumlu olduklarına ikisi de şaşıyor zaman zaman.

Oyun tek perde. Çıkışta yine yan yana, 15 dakika kadar tek kelime etmeden yürüyorlar. En son o sigarasını içerken ona bir soru yöneltiliyor konuşmayı başlatmak adına. Fakat o yürüyen bir düşünce yığınından farksız. Depresif hissetmesine sebep olan şeyin adını koyamıyor. Soru yineleniyor.

"Matematik sınavı ne zaman?"

Bir süre kafasındaki sisin dağılmasını bekliyor cevap vermek için.

"Salı günü."

Yeniden bir sessizlik.

Bu defa dayanamıyor, o bozuyor bu sessizliği.

Daha fazla saklayamıyor içindekileri.

"Yarın sabah beş buçukta annem ve kardeşim gidiyor."

Biliyorlar nereye olduğunu. Yine de soruyor.

"Nereye?"

"Babamın yanına işte."

Sıkıntıyla nefes veriyor.

"Sen?"

"Ben gitmiyorum."

"Gitme."

Gözlerini yere dikmiş, ağlamaklı yürürken buluyor onu.

Bu "Gitme"nin altında sadece yarının değil birçok başka yakarışların olduğunu derinden hissediyor.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 09, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BENDEN SONRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin