Medya;
Frank Sinatra - Fly me to the moon
°°Yüksek sesli kahkahalar, eski plaktan gelen müzik sesini bastıradursun, güneş bu güzel bahar gününde tül perdeden aşıp evi aydınlatıyordu.
Namjoon ise evin bu kadar aydınlık olmasını Jungkook'un bitmek bilmeyen kahkahalarına bağlıyordu.
"Hala ayağıma basıyorsun! Bu o kadar zor bir şey değil."
"Ahh üzgünüm. Lütfen tekrarla, en baştan."
"Önce bir adım sağa ve ardından dön. Sonra sola ve iki adım geriye. Namjoon..geriye..tanrım."
İçten gelen bir kahkaha dans derslerini yüzüncü defa bölerken, Namjoon yanlış yapmaktan gayet memnundu aslında.
Küçük olan ellerini yeniden birleştirdi.
"Tamam bak bu son-"
"Ahh, boşversene"
Kollarını ince bele doladı ve kendini melodiye bıraktı. Jungkook'un başı göğsünde, kolları boynundaydı.
En başından beri olması gereken buydu diye düşündü Namjoon. Belli bir ritimle değil, sadece bedenleri birbirine yaslıyken öylece havada süzülmek lazımdı.
"Aya uçur beni, ve yıldızların arasında oynamama izin ver~"
Geniş göğüsten kafasını kaldıran genç çocuk gözlerini, sevgilisinin gözlerine kilitledi. O şarkıya eşlik ederken gözlerinin aldığı rengi seviyordu.
"İzin ver de göreyim nasıl, jüpiter ve marsta bahar.
Başka bir deyişle, elimi tut."
Parmaklar yeniden birleşti. Koca salonun ortasında sakince dans edip şarkı söyleyen iki aşık, gerçekten aşık.
"Başka bir deyişle, sevgilim, öp beni."
Bu seferki öpücük daha narin ve yumuşak. Sanki porselen bir bebeği öper gibi.
Güneş batıp yerini iki sevgilinin el ele uçmak istediği aya bırakana kadar dans eden bedenler, gece olduğunda birbirlerinin üstüne düştü.
Namjoon sıkıca tutup yatağa yatırdığı bedene sarıldı ve ona daha önce hiç anlatmadığı masalları anlatarak uyuttu.
°°
Bırakın Frank Sinatra sizi kutsasın..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Triggered •Namkook
Fanfiction"Benim küçük sevgilim, sen bana neler yaptın." °Namkook