"Deli gibi istesem de sarılamam sana çocuk..Parçalarım batar sana,küllerim yakar.."
Bölüm Şarkısı : Şebnem Ferah-Sigara
6.Bölüm :
Karşımda duran tanıdık yüzün sahibi,bakışlarıyla kalbimi delik deşik ediyordu sanki.Afallamışlığın da verdiği etkiyle kendimi böylesi bir tesadüf karşısında ezilmiş,küçücük kalmış ve biçare hissediyordum.Ne yapacağımı bilemediğim o andan sonra ancak bakışlarımı başka bir yöne çevirmeyi akıl edebilmiştim.Onu yine görmek çok tuhaftı,hem güzel hem de yakıcı bir histi.Keşke özlediğimle,tamamen hata olduğunu düşündüğüm kişi aynı adam olmasaydı.Çünkü o beni çok kırmıştı ama her defasında kalbim onun doğru kişi olduğunu söyleyip aklıma ters düşüyordu.İçimden bir ses sürekli "O böyle gülümsemeye devam edecek ve sen bu gülümsemeyle yeniden aşkına tutunacaksın.Seni üzse de seveceksin." diyordu ; ve büyük ihtimalle tamamen haklıydı.
O beni bir anda paramparça edebilmişti ama ben onu her anda,ayrıldığım her bir parçamla ,ayrı ayrı şekillerde sevebiliyordum.Şu an onu iki saniye görmem bile,en az iki hafta aklımın içinde bu sahneleri tekrar tekrar canlandırıp kendime işkence etmeme sebep olacaktı mesela.Ve ben onu bu kadar kısa sürede sevebilmiş olmama hiç bir anlam veremiyordum.Bu aşka anlam veremiyordum,hiç bir şeye anlam veremiyordum.Çünkü Kenan'la ilgili kafamda gezinen her düşüncenin bir zıttını da içimde barındırmaktaydım.Tezatlıklar kraliçesi miydim ne ?
Onu burada gördüğümden beri aklımda yanıtını arayan ama cevbaı hep çıkmazda kalan bir soru dolanıyordu : "Acaba beni hatırladı mı ? " Önceleri "Tabi ki canım elbette hatırlamıştır,sonuçta ben irezil ederken fazlasıyla eğlenmişe benziyordu.Göt herif . " diye düşünsem de bu düşüncemi "Hayır be kızım...Baksana şu sıfata,şu havalara , boya posa...Her gün başka kızla gönül eğlendiriyordur bu...Ben de saf mıyım neyim he...Çocuğun taktığı bile yok.Neyse siktir et." şeklindek icümlelerim çürütüyordu.Fakat o siktir etme olayı o kadar kolay değildi işte ! Unut unutabilirsen,düşünme düşünmeyebilirsen .....Yani sonuç şuydu : Uykularımı kaçıran,iştahımı kesen bu adamın umrunun köşesinde bile değildim." İçimden sürekli söylenip duruyordum ama az önce odadan çıkan Kenan tekrar içeri girip arkadaşlarıyla sohbete dalınca onun yakınlarında olduğumu bilmek bile beni değiştiriyor,ona toz kondurmama durumlarına girmeme sebep oluyordu.
Konserin başlamasına biraz daha vardı.Nasıl olduğuna ben bile şaşkındım ama onca saat onun olduğu yerde durabilmiş,kendimi sıksam da buna dayanabilmiştim.Görünce hem aklımı başımdan alan hem de küçük düştüğüm o anları hatırlamama sebep olan Kenan'la aynı odadaydım işte...Heyecanım biraz olsun dinmiş gibiydi ve kağıtlarımla ilgileniyormuşçasına davranıyordum.Aslında yapmam gereken tek şey kağıttakilerle ilgilenmekti ama ben bunun dışındaki her şeyle kafamı meşgul etmekte ısrarcıydım.Sürekli hayranlar giriyordu odaya.Kenan'dan veya başkalarından imza istiyorlar,resim çekilmek için izin arıyorlardı.Hayranlarıyla girdiği derin ve neşeli sohbetine gıptayla bakıyordum göz ucuyla da olsa...Kenan'a yakışıklılığından dolayı hayran olduğunu düşündüğüm kızlar 13-17 yaş aralığındalardı ama ben o yaştaki kızları bile ondan kıskanıyordum ve bu psikolojimden şüphe duymama neden veriyordu.Yine de kendime bir noktada haklılık verebiliyordum : Onlar Kenan'a sarılııp,muhabbet edip,ondan güleryüzlü ve samimi bir karşılık alıyorlardı.Benim gibi değersiz hissettirmiyordu onları.İşte bu canımı yakıyordu.Bunları düşündükçe boğazımdaki düğümler dahi birbirine düğümleniyor gibi oluyordu.Yutkundum."Bunca insan içinde olmaz" dedim kendi kendime.."Ağlamamalıyım" diye fısıldayıp gözlerimi birbirine bastırdım.Yutkundum,yutkundum...Fakat geçmek bilmedi.
Sahnede onu görünce içim bir tuhaf olmuştu.Kendimi 1.sınıftaki gösterimde duyduğu aşırı gururdan dolayı gözyaşlarına hakim olmayan annem gibi hissediyordum.Onu uzaklardan hasretle izlemeyi değil de,en önlerden veya kabinden izlemeyi isterdim.Ben onun gözlerinin içindeki kahverengilikte hapsolup orada barınan en mutlu mahkum bile olabilirdim ama her şey biz yan yana olmayalım diye vardı ; hatta sevdiğim adamın bizzat kendisi bile ! Biz onunla bir camda yan yana duran iki yağmur damlası bile olamazdık.
Sesi öylesine rahatlatıcıydı ki,oturup hiç tanımadığım birine saatlerce anlatabilir,sesinin güzelliğine yazılar yazabilir,şiirler adayabilirdim.Çoğu şarkısında inatçı,kırgın,kederli ve bıkkın sözler yatıyordu.Ona bu sözleri yazdıranlar nelerdi ,kimlerdi çok merak ediyordum.
İnsanlar onunla çare buluyorlardı çünkü çoğunluğun sorunlarına dil oluyordu.Onu izlerken vakit çok çabuk geçip gitmişti.Kalbimde kral odasına rezervasyonu olan bu adamı sevdikçe sevesim geliyordu. Canım benim yaaaaa !
Kenan sahneden inince ben de içeriye,odama geçtim.Hakan Bey'in istediği raporlarla uğraşmaya başladım.Daha doğrusu başlamaya gayret ettim.Elimdeki kalemden çıkan çizgiler bile benden bağımsız olarak ortaya çıkıyordu.Ne yazdığımın farkında değildim.Annem bu halimi görse "Bak yukarıda ne var ? " der , ben yukarıya baktıktan sonra da "Aklın ! " diye bağırırdı.Sanırım bu ; "Aklın beş karış havada" demenin en tuhaf yolu olsa gerekti.
Tüm bunlar tuhafıma gidiyordu. Ben "Asla aşık olmam " derken bu günlere çok körmüşüm meğer. Nasıl olurdu da beni sevmeyen birini sevebildim ? Daha önce hiç kimseyi sevmemiştim.Kenan benim aşkım,bitanem,her şeyim falan değildi..O tüm bunlardan ziyade "İlk kalp ağrım"dı.İlk kalp ağrım diye tanıtacağım adamdı. Biz onunla sevgili de olamazdık . Kenan benim hem yaram,hem de yarabandım olarak kalacaktı ama asla sevgilim olamayacaktı.Hafızasında bile yerim olmayan bir adamın,kalbindeki en özel yeri arzuluyordum.Ve buna bazı dillerde "aşk" deniyormuş.Ama benim lügatımdaysa tamamen "aptallık" .
Orada öylece beklerken sadece bir saniyede kanıma işleyen deli cesaretimle beraber ayağı fırladım.Kenan tam da orada,koridordaydı ve tek başınaydı.Ona soracaktım.Ondan bir cevap alacaktım.Kenan'dan kalbimi acıtacak bir cevap gelse bile,pek umrumda değildi,buna hazırdım.Çünkü beni acılara bir günde alıştıran adamın ta kendisiydi karşımdaki.
Elimi yavaşça omzuna koydum.İki dudağının arasına yerleştirdiği sigarasını eline alıp,dumanını benden başka bir tarafa savurdu.Sonra bana döndü,gözleri o günkü gibi değildi.Canlıydı,bir belirtisi vardı,donuk değildi...Heyecanla lafa başladım : "Ben İnci...Beni hatırladın mı ? "
BÖLÜM SONU :))))))))))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şuursuz
Teen FictionBelki çok sessiz değildi bu aşk,hayat çok hızlıydı hatta...Ama kalplerini birbirine açamayan ve bir türlü aşkı kendilerine yakıştıramayan iki kişi var bu hikayede..."İnci ve Kenan." İnci bir hayat kadını...Hayatında bir kez bile aşık olamayacak kada...