Merhaba:) Beni okuyan Spider'larımın hepsine salyalı birer yaşlı teyze öpücüğü gönderiyorum :* Nihahahah tamam iğrencim. Oy ve yorumlarınızı esirgemezseniz seviniriim :)
"İzel!" diyor Arzu. "Beni dinliyor musun?"
Utançla Arzu'ya bakıyorum. Hayır, tabii ki de onu dinlemiyorum. Aras'ı psikologda gördüğümden beri ne gibi bir farklılığı olabilir diye düşünüyorum.
Şizofren mi? Yok öyle olsa okulda işi ne akıl hastanesine falan yatırıyorlardır.
Paranoyak? Yok, öyle olduğunu da sanmıyorum.
"Özür dilerim Arzu. Kafam başka yerde."
"Bir şey mi oldu?"
"Önemli bir şey değil. E, ne anlatıyordun?"
"Ha, devam ediyorum; çocuk saçıma sakızı yapıştırmaz mı! Kısacık kestirmek zorunda kaldım, uzatıncaya kadar anam ağladı..."
♦ ♦ ♦
Annemin zorla verdiği izni üzerine okul çıkışı Arzu ile dolaşmaya çıkıyoruz. Bizi çok değişik bir yere götürüyor, her tarafta çadırlar var; çadırların içinde ise takılar, el yapımı bebekler, hatta sahte saatler...
Elimizde pamuk şekerler, ceplerimizdeki harçlıkları birer bilekliğe, kolyeye, tokalara; belki de ikinci bir pamuk şekere saçıyoruz.
Hava kararmaya başlıyor. "Arzu," diyorum. "artık gitsek iyi olur. Annem kızar."
"Tamam, ama girmediğimiz tek çadır kaldı. Hadi n'olursun, oraya da girelim."
"Peki."
Çadırın içinde pek de beklemediğimiz bir görüntüyle karşılaşıyoruz. Bir yerde üç kadın beklerken bir masada garip tipli bir kadın oturuyor. Masadaki garip tipli kadının yanına gidiyoruz.
"Pardon, burada ne yapılıyor?" diye soruyorum.
"Fal bakılıyor. Falcımız oldukça iyidir. Ücret de iyi. Baktırmak ister misiniz kızlar?"
Arzu'ya Gidelim buradan yoksa falcı sana "Üç vakte bir ismi İ ile başlayan İzel isimli biri seni öldürecek." diyecek. der gibi bakıyorum. O ise oldukça hevesli. "Eveeeeet!" diye atılıyor ve ben ona öldürecek gibi bakınca güya yatışayım diye "Hadi İzel gene iyisin, seni de ben ödüyorum." diyor ve göz kırpıyor. Biraz da sinirlensem bayılırdım herhalde.
Beklemeye başlıyoruz. Sıradaki dördüncü ve beşinci kişiyiz. İlk olarak bir kadın giriyor, beş dakika sonra "Yok artıııık!" diye çıkıyor.
Diğer kadınların da "Ay nasıl bildiii?!" diye çıkmasını izlerken sıra Arzu'ya geliyor ve beni çadırda bırakarak içeri giriyor. O yokken de çadırı inceliyorum. Mor kumaş üzerine altın desenler serpiştirilmiş bir halı. Kokusu odadaki leylak kokusuyla karışmış ahşap bir masa. Ve masa üzerinde oturan burnu hızmalı, bir yandan para sayarken bir yandan da şapidik şupidik sakız çiğneyen bir kadın. Ellerine bakıyorum. Kırmızı ojelerinin yarısı dökülmüş.
Arzu çıkıyor ve bana göz kırpıyor. Daha sonra burnu hızmalı kadın "Sıra sende." diyor ve ben tereddütle içeri giriyorum.
Bir yer sofrasının önünde kartlar dizili ve ucunda kalın sürmeleri ve halka küpeleriyle irice bir kadın oturuyor. Yaklaşmamı işaret ediyor.
Oturuyorum. Kart seçmemi isteyince önüme gelenleri seçiyorum. Bana bakıyor.
"Fala inanmıyorsun." diyor.
Ne yapacağımı bilemez bir halde gülümsüyorum.
"Yakınında bir düşman görüyorum, genç bayan. Bu düşman ona hiçbir zararın olmamasına rağmen sana sinirli, seni kıskanıyor. Bir süre sonra farkına varacaksın. Ondan uzak dur. Senin bir hastalığın var ve zayıf noktan bu. Onu kullanmaya çalışacak.
Anana bazen kızıyorsun ama endişelenmesi çok doğal. Çok şanslısın ki o salak babanın yokluğunu aratmayacak bir anan var, sana söyleyiverem. Üniversite hayatında da onun desteğini bol bol görcen. Ama ananın içi bir süre sonra rahatlıyor, biliyon mu? Çünkü seni koruyan gül gibi erkek arkadaşın var. Bak valla... Çok yakında aşk kapıda genç, bilmiş ol. Bu arada üniversite hayatın da başarılı bak. O müjdeyi de vereyim. "
Heyecanlanabilirdim ama ben böyle şeylere hiç inanmam. Omuz silkip çıkıyorum.
Arzu ile eve dönmek için otobüse biniyoruz. "E," diyor Arzu. "ne dedi?"
"Senin bu kuzeni eşek sudan gelinceye kadar döveceksin dedi Arzu!"
"Haha-şakacı İzel seni."
Evime varıyoruz. Annem teyzeme selam söyleyip Arzu'yu gönderiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Gözlüğü
Teen Fiction"Benim adım İzel. 11. sınıf öğrencisiyim. Katapleksi hastasıyım. Hepimiz gün içerisinde heyecanlanırız değil mi? Duygularımız hepimize doğal gelir. Gülmek, ağlamak, korkmak, şaşırmak… Bu duyguları yoğun bir şekilde hissetmek bütün kas gücümü...