Merhaba. yeni başladığım hikayemin ilk bölümünü nasıl buldunuz merak ediyorum açıkçası. hatalarım varsa mazur görün lütfen çünkü bu işte çok yeniyim. Yazdığım ilk hikaye olduğu için benim için değerli aynı zamanda.Neyse... Bölümleri elimden geldiğince sık yazmaya çalışacağım.Düşüncelerinizi bekliyorum. Bölümü yazarken dinlediğim şarkıyı severim. Bölümle birazcık alakasız:p parçamız James Vincent McMorrow- Look Out ...
~ Bölüm 2~
Telefonu kapatınca camın kenarındaki yumuşak, beyaz tekli koltuğa oturup Doruk'u beklemeye başladım. Bizden bir sokak ötedeki üç katlı evde yaşıyordu. Ailesi bizden daha zengindi. Yakın zamanda babasının şirketi iflastan son anda dönmüştü... Annesi Derya ablanın beyninde tümör vardı, bu yüzden Amerika'da en iyi şekilde tedavi görüyordu.
Yaklaşık 4 dakika sonra Doruk hızlı adımlarla eve yaklaştı. Evimizin önünde yaşlı bir kiraz ağacı, üzerinde de babamla ben 8 yaşındayken yaptığımız eski bir ' ağaç ev ' vardı. Pencerenin önüne sağlam dallardan biri uzandığı için kolayca giriş-çıkış yapılabiliyordu. Doruk, ağaç eve tırmanıp, sağlam daldan yürüyerek odama girdi. Girdiğinde hemen bana sarıldı. Yağmur gibi kokuyordu. Huzurlu ve rahatlatıcı... Geri çekildiğinde gözlerim doluydu ;
"Hatırlıyorum," dudağından kaçacak olan hıçkırığımı zar zor bastırıp devam ettim.
" Sürekli aynı rüyayı görüyorum. Ne olduğunu hatırlıyor ama neler olduğunu... hatırlamıyorum. Küçücük bir çocukken çıkan yangını, sol kolumun yandığını, çaresizde ağlayıp nasıl annemi aradığımı, nasıl seslendiğimi, bir kadının hala kulağımda ki haykırışlarını, nasıl adımı bağırdığını hatırlıyorum. Ama yangının nerede, nasıl çıktığını, oraya kiminle gittiğimi, kadının kim olduğunu, nasıl kurtulduğumu hatırlamıyorum... Aynı şeyleri gördükçe onları daha çok düşünüyorum. Sonra aynı kabusu daha çok görüyorum ve her görüşümde sanki orada, o anı yeniden yaşıyor gibi hissediyorum. Yeniden görüyorum, yeniden yaşıyorum... Yeniden yanıyorum."
Söylediklerim bittiğinde ağzımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım. Hızlı konuşmuştum bu yüzden nefes nefeseydim. Doruk, başparmaklarıyla göz yaşlarımı silip kafamı kaldırarak yüzüne bakmamı sağladı.
"Sana masal anlatmamı ister misin?" diye sordu. Bu iyi olabilirdi. Küçüklüğümden beri ne zaman kötü hissetsem birileri bana masal anlatırdı. Bana iyi geliyordu. Yavaşça kafamı sallayıp yatağın kenarına oturdum. O uzanınca yanına kıvrılmıştım ama kafamı kaldırıp göğüsüne yatırarak engel oldu. Tamam, böyle daha rahattım. Ona sarıldığımda hafif sigara kokusu almıştım ama şimdi daha yakın olduğu için eminim.
" Saat sabah 03:30, bu saatte uyumak yerine neden sigara içtin ,Doruk?" diye sordum. Bu saatlerde hep uyurdu, eğer bir sorun yoksa...
"Uyku tutmadı."
A-ha! Biliyordum. Uyku tutamadıysa, üstelik sigara içtiyse kesinlikle bir sorun vardı. O her ne kadar dirense de eninde sonunda söyleyecekti.
"Cidden Doruk, sorun ne?"
"Önemsiz Nehir."
"Senin canını sıkan ve yatıp kalkmadığın kış uykusundan alıkoyan bir şeyse önemlidir."
Nefesini sessizce dışarı üfleyip kalkanlarını indirdi.
"Şey, annem..."
"Bir şey mi olmuş Derya ablaya?"
"Ne?Hayır. Bir şey olmamışta...' Ameliyatı İstanbul'da olucam' diye tutturmuş."
Tamam bu garipti. Derya abala, daha iyi tedavi olacağını bildiği için Amerika'ya gitmeyi kendisi istemişti. Şimdi bir ameliyat için buraya geri gelmesi garipti. Beyninde tümör olduğu için tedavi oluyordu. Gireceği ameliyat ise önemliydi.
"Ne olduğunu bilmiyorum. Bir ameliyat için, önemli bir ameliyat için buraya gelmesi saçma. Yolculukta onun için hayati tehlike oluşturuyormuş. Bu yüzden babam yarın sabah Amerika'ya gidecek. Annemi ikna etmek için. Neyse, hangi masalı anlatsam?"
Söylediklerinde sonunculara odaklanıp düşündüm.
"Kırmızı başlıklı kız." dediğimde güldü.
"Geçen seferde onu anlatmıştım."
"Olsun."
"Peki... Bir varmış,bir yokmuş. Bir zamanlar ormandaki bir kulübede annesiyle yaşayan tatlı bir kız varmış. Adı Kırmızı Başlıklı Kız'mış. Kırmızı Başlıklı Kız bir gün büyükannesine gitmek üzere ormanda yola koyulmuş..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSİN SEN?
Teen FictionIntikam için her şeyi göze almış bir üvey anne. Ne yaparsa yapsın onu daima seveceği bir çocuk. Ve sırlarla dolu karanlık bir geçmiş. Ama ne yazık ki Nehir'in hiçbirinden haberi yok... Sadece Doruk var. Peki Doruk ona ne kadar dürüst?