~ Bölüm 5 ~

52 1 0
                                    

~ Bölüm 5 ~

Deli gibi Titreyen bacaklarımı daha fazla zorlayamadan duvarın önüne çöktüm. Bacaklarımı kendime çekip kollarımı onlara doladım. Bir süre sonra sadece bacaklarım değil, bütün bedenim titriyordu. Daha sıkı sarıldım ama titremem geçmiyordu. Ciğerlerime hava gitmiyordu. Garip, boğuk bir ses nefes almaya çalışırken soluk borumdan kendimi kasmama sebep olacak şekilde, acı vererek çıkıyordu. Boğazımda yumru vardı ama ağlayamıyordum. Sağ elimi kaldırıp gözlerimi elimde gezdirdim. Canlı tenim solmuş ve beyazlaşmış, üzerinde bazıları mor-mavi karışımı, kırmızı ve mor renkteki damarlarım belli oluyordu. Tenim o kadar solmuştu ki renklerini seçebiliyordum. Üşüyordum hem de deli gibi ama aşırı derecede titremem bu yüzden değildi. Kendi tenime dokunduğumda soğukluğumu hissediyordum. Buz gibi olmamın aksine alnımdan, yüzümden ve boynumdan ter damlaları alıyordu. Kriz geçiriyordum ve kendimde olmakta zorlanıyordum. Zangır zangır titreyen bacaklarımı zorlayarak ayağa kalktım. Zorlanarak ecza dolabına ilk adımımı attım. Bir adım daha, ve bir tane daha... Her adımımda kendi bedenim taşımakta zorlanıyor ve sanki adımlarımı, hafif, karanlık boşluğa doğru atıyordum. Evet normalde insanlar yüksek düzeyde geçirdikleri krizlerde kendilerini kaybederler ama ben bunu sık sık yaşayan bir insandım ve ne kadar zor olsada kendimi kontrol etmeyi öğrenmiştim. En sonunda ecza dolabına vardığımda kapağını açtım ama hiç bir şey göremiyordum. Gözlerim o kadar bulanıktı ki şırıngayı seçemiyordum. Ellerimi beceriksizce dolapta gezdirdim. Bir anda gözlerim karardı ve sendeledim. Dengemi kuramadığımdan yere düşerken başımın arka kısmını lavobonun sert mermerine vurdum. Saniyelik acıdan sonra gerisi karanlık...

Doruk

Tüm gücümle kapıya omuzumu çarptım. Bir kere daha ve bir kere daha. Açılmayınca tekrar geri çekildim. Gürültüyle düşme sesinden sonra içeriden başka ses gelmiyordu ve kapı kilitli olduğu için açamıyordum. Geri geri gittim, sonra da koşarak kapıya tekmemi geçirdim. Açılmadı. Bir kere daha aynı şeyi yaptım. Hayır, yine açılmadı. Kapıya son kez tüm gücümle yüklendiğimde kapı gürültüyle açıldı. Yere düşen demir kilidin sesi koridorda tiz bir yankı yaptı. İçeri girdiğimde Nehir'i lavobonun önünde yığılmış bir şekilde buldum. Kapakları açık ecza dolabından içinde sakinleştirici bulunan şırıngayı çıkardım. Yanına ilerleyip iğneyi bacağındaki damarın üzerine batırdım. Soluk-beyaz teninden damarları çabuk belli oluyordu. Oturup başını kucağıma yerleştirmek için bir elimle nazikçe başının arka tarafından tutup kaldırdım. Elime gelen sıcak sıvımsı maddeyi hissedince elimi çektim.

Kan.

KİMSİN SEN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin