~ Bölüm 7 ~

49 3 1
                                    

Merhaba. Öncelikle sizden çok ama çok özür dilerim. Bölüm oldukça geç geldi. 8. sınıfa geçtiğim için ailem üzerimde şimdiden baskı kurmaya başladı. Bu yüzden yazmaya vaktim olmadı. Neyse. Umarım bölümü beyenirsiniz, uzun tutmaya çalıştım ve biliyorum bölümlerim kısa. Farkettim. Bu arada lütfen vote ve yorum yapın. Düşüncelerinizi okumayı çok isterim. Çok öptüm :*

~ Bölüm 7 ~

2 gün

Neredeyse iki gündür Nehir uyanmamıştı. Doktorlar bunun normal olduğunu yakında uyanacağı falan bir şeyler geveleyip duruyorlardı ama son 10 saattir onları dinlemeyi bırakmıştım. Çünkü saklamaya çalıştıkları endişelerini her hareketleriyle belli ediyorlardı. O gece Nehir uyanmayınca Eymen amcayı arayıp haber vermiştim. Yarım saat önce buraya gelmişti ve geldiğinden beri o ve ben koridorda oturuyorduk. Ona olanları anlatmıştım ama tam olarak değil. O sadece Nehir'in banyoda kayıp kafasını vurduğunu zannediyordu. Geldiğinde doktorlar onu içeri almışlardı ama 10 dakikadan fazla kalmasına izin vermeyip benimle koridora almışlardı. Bunun dışında Nehir'in büyük annesi ve büyük babası gelmişlerdi. Eymen amcada onları yollamıştı. Zaten geceden beri buradaydılar ve yaşlı olduklarından uzun süre burada kalmaları onlar için iyi değildi.

"Doruk!"

Koridorun başına baktım. Damla, korkmuş ve meraklı bir şekilde yanımıza ulaştığında rahatsız mavi koltuktan kalktım. Cidden çok rahatsızdı ve bütün gece bunların üzerinde uyumak, ya da uyumaya çalışmak işkence gibiydi.

"Nehir nerde?" bu kadar kısa sorduğu soru cidden korktuğunu gösteriyordu. Ona geç haber vermiştim çünkü geçirdiğim gün yorucu ve boğucuydu. Nehir'in nasıl olacağını düşünürken Damla'ya haber vermeyi düşünememiştim.

"İçeride. Durumu aynı. Nerdeyse iki gündür uyanmadı ya da hareket etmedi." dediklerim üzerine Eymen amcaya döndü.

"Geçmiş olsun." diyip elini sıktı. Eymen amca dudaklarını birbirine bastırıp "Saol kızım." diyebildi sadece. Aradan geçen sessizliği telefonumun sesi bozdu. Ses boş koridorda yankılanırken yerimden kalkıp arayan kişiye baktım.

Kerem.

"Efendim?"

" Nehir kaza geçirmiş doğru mu?"

"Sen nereden biliyorsun?"

"Okuldaki bir iki kişi konuşurken duydum. Ne oldu? Neredesiniz?"

"Hastanede. Geliceksen adresi mesaj atıyorum."

"Bekliyorum."

Kerem arkadaşımdı. Yakın arkadaşım. Nehir'e ve bana olanları, ailemi falan biliyordu, hatta hepimizin Nehir'den sakladığı sırrı bile. Nehir'i Kerem'den uzak tutuyordum çünkü onun ve benim takıldığım yerler Nehir için tehlikeliydi. Dahası Toprak'ın tuttuğu adamlar Nehir'i görebilir ve onu kaçırabilirlerdi. Toprak'ın kim olduğuna gelirsek, uzun hikaye... Ona hastaneyi mesaj attıktan sonra beklemeye başladım.

Nehir'le ilgilenen doktor koridorun başında iki hemşireye birlikte görüldüğünde yerlerimizden kalktık. Hemşireler odaya girerken doktor yanımıza geldi. "Nehir Hanım'ın uyanmaması üzerine bazı araştırmalar yaptık. Yanılmıyorsam 3 yaşındayken çıkan bir yangının ortasında mahsur kalmış. Bulunduğunda baygınmış."

"Evet, ama aşırı zehirli gaz yüzünden bayılmış.Yangının Nehir'in uyanmamasıyla ne alakası var?"

"Bakın Eymen Bey, öncelikle şunu söylemeliyim ki Nehir'in yangında baygın bulunmasının sebebi zehirli gaz değil. Araştırmanın sonucunda bulduğum dosyalarda hastanın bayılmasının asıl nedeni, kafasına aldığı ilk sert darbeymiş. Küçük yaşında olduğu için kemikleri fazla güçlü değildi ve bu yüzden her ne kadar zararlı olmasa da, kalıcı bir hasar demiyelim de, kalıcı bir ize yol açmış. Fakat ikinci darbeden yanısıra, kafasına aldığı üçüncü bir darbe bilincine zarar veriyor. Bu süreçte tahmin ettiğim kadarıyla vereceği tepki geçmişine dair rüyalar olacaktır. Umarım Nehir hanım evlatlık olduğunu biliyordur."

KİMSİN SEN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin