"Elçin, sevgilim..."Sağ yanağında bir öpücük,
"Güzelim hadi ama..."
Sol yanağında bir öpücük,
"Bak çok güzel bir kahvaltı hazırladım. Masal'da bugün Demetlerde, bugün bizim yani."
Burnunun ucunda bir öpücük hissetmişti Elçin bu sefer, bu adam bu kadar tatlı olamayı her seferinde nasıl başarıyordu!
"İyi o zaman, siz istediniz Elçin Hanım."
Dudaklarına kapanan kalın dudaklarla iyice ayılmış, karşılık vermeye başlamıştı Elçin. Ayrıldıklarında adamın yüzünde muzur bir gülüş vardı.
"Demek beni kandırdınız Elçin Hanım?"
"Yok, yani tam kandırma sayılmaz. Siz öyle şaapınca böyle bir ayıldım Barış Bey."
"Hımm... Öyle mi?"
"Hıhı..."
Bu sırada Barış, yatakta Elçin'e daha da yaklaşmış burunlarını birbirine sürtüyordur,
"O zaman sizi iyice bir ayalım."
"İyice bir ayın beni o zaman."
Ve ikilinin dudakları tekrardan buluşmuştu.
~~~~~~~~~~
Sıçrayarak yattığı yerden kalktı Elçin. Soluna döndüğünde gözlerini kocaman açmış ona bakan bir Masal ile karşılaşmıştı. Hemen kucağına aldı Masal'ı.
"Annecim, nasıl geldik biz buraya yukarıda değil miydik biz?"
Sonra dank etti Elçin'e. Akşam Barış şarkı söylemişti sonra hem uyku hem de şarkının mayıştırıcılığından uyuya kalmıştı. Büyük ihtimalle de Barış ikisinide odaya getirmişti.
"Ayyy! Allah kahretmesin rezil oldum adama. Odaya kadar taşımış birde!"
Sonra aklına gördüğü rüya geldi. Daha da kızardı.
"Gel annecim seni giydirelim sonra kahvaltı hazırlayalım."
Elçin, Masal'ı giydirmiş ardından kendi de hızlıca rahat bir şeyler giyerek odadan çıkmıştı. Hemen kucağında Masal ile mutfağa gitmiş, onu koltuğa oturtup kahvaltı hazırlamaya başlamıştı. Kahvaltıyı hazırlayıp masaya koyarken Demet de uyanmış yanına gelmişti,