~Çiğköfte Partisi! / 8. BÖLÜM~

6.4K 244 24
                                    

Evde boş boş oturuyordum. Canım sıkıldı. Dedim ki belki hikayemi okumak isteyenler, bekleyenler vardır. Bari bir bölüm atiyim de sevaba giriyim dedim. İyi etmişim dimi:))  umarım hikayemi beğeniyorsunuzdur. Bir daha ki bölüm yine Rüyanın ağzından olucak. İyi okumalar.

********************
Rüya'dan :

   Kızlar beni odaya soktuklarında akbabalar gibi başıma üşüştüler.
 
''Aranızda ne var?''

''Napıyordunuz öyle yerde?''

''Kızım yerde olmaları mı önemli sence, siz asıl üst üste Napıyordunuz?''

''Ne zamandır berabersiniz?''

''Kız yoksa bundan önce tanışıyor muydunuz?''

''Ay shipim reel olmuş resmen. Feels geliyor bana ağağağağ!''

''Çocuğunuz olursa adını Nisan koyun yoksa hakkımı helal etmem''

''Dur kız sizin nasıl çocuğunuz olucak? ''

''Oluyordu sanki. Bir yolu vardır herhalde.''

''Olmadı evlatlık edinirsiniz canım''

''Düğün ne zaman olucak acaba?''

''Bence fazla acele etmesinler. Daha gençler canım. Hayatlarını yaşasınlar.''

''Ay çok ponçik kız bunlar. Ship ismi buldum. RÜYDEN! aslında Denrüy de olur. Hangisi olsa acaba!''

''Ama varya ben biliyordum birşeyler olacağını.''

''Nerden biliyordun müneccim boku mu yedin?''

''İçime doğdu ışte ya.''

Vs... bir sürü şey daha söylediler. Ve bunlar sadece konuşulanların bir kısmı -_-

Sonunda dayanamayıp susmaları için çığlık attım. Nihayet susup bana döndüklerinde  kimsenin konuşmasına izin vermeden konuya girdim.

''Kızlar! Bakın sadece 1 kere söylicem. Ve konuyu kapatıcaz tamam mı? Bizim Deniz ile aramızda hiçbirşey yok. ki olamaz da zaten. Çünkü ben eşcinsel değilim. Ona karşı birşey de hissetmiyorum. Tamam mı?'' Dedim hepsine teker teker bir bakış atarken.

''Kırdın ama ya. Niye beraber olmayasınız ki. Hem sen eşcinsel olmadığını nerden biliyorsun. Başta bende değilim  diyordum ama bak şimdi nasılım.'' Dedi Nisan. Bizi gerçekten shipliyor olamaz dimi!?

''Hem madem birşey yok sizin yerde ve Üst üste ne işiniz vardı??'' Diye sordu Tuğçe gözlerini kısarak.

'' Ya birşey olduğu yok. Siz gittikten sonra elektrikler kesildi. Bende dışarı çıktım. Yürürken karanlıktan hiç birşey göremiyordum zaten. Köşede çarpıştık yanlışlıkla üstüne düştüm o kadar. Sonrasını da biliyorsunuz zaten.'' Dedim. Tek nefeste söylediğim için bir kaç kez derin nefes aldım.

 Nisan başta olmak üzere kızların yüzünde üzgün bir ifade vardı. Göz devirdim.

 ''Hadi ama! Sacmalamayin cidden üzülmediniz değil mi böyle birşey için.'' Dediğimde kimse cevap vermedi. Sadece omuz silktiler. Konuyu dağıtmak için.

''Ee siz bana süpriz yapıcaktınız en son?'' Diye bir konu attım ortaya. Kızlar da sanki bunu bekliyormuş gibi hemen mood a girdiler. Ani ruh değişimleri bana da oluyor bazen. O yüzden garipsemedim.

Teker teker ellerindeki torbaları başlattılar. İçindekiler şunları

-yaklaşık 100 kişiye yeticek kadar çiğköfte

-ayran kola ve daha bir çok çeşidi olan içecekler. (Içinde alkollü bir kaç şey var)

-nar ekşisi, acı sos dahil olmak üzere bir sürü tatlı ekşi soslar.

Ve şişeler vardı. Şişelerin içinde neler var bilmiyorum çünkü hem bir posetin içindeler di hem de şişelerin üzerinde birşey yazmıyordu. Neyse diyerek kızlara döndüm. Hepsi sırıtıyordu. Birden herbir ağızdan

''ÇİĞKÖFTE PARTİSİİ!'' diye bağırdılar. Bu gece uzun olucak gibi.

********************

Sabah başımdaki ağrı  ile uyanmıştım. Elim reflex olarak çatlamak üzere olan başıma gitti. Dün neler yapmıştık öyle. Odaya baktığımda darmadağandi. Tuğba ile Nisan yerde birbirlerine yaslanmış şekilde uyurken, Tuğce başını masaya dayamış şekilde, Mayıs ise...

OHA lan o nasıl yatıyor. Duruşu tam olarak şöyle:
Duvar tarafındaki çift kişilik koltukta ayakları duvara dayanmış, başı aşağıya sarkmış şekilde düştü düşücek bir pozisyonda yatıyor. Başı aşağı doğru olduğu için kızarmış. Kan beynine baya baya gidiyor anlaşılan.

Ben niye normal yatağımda yatıyorum lan. Çok garip... normalde böyle yatağımda hiç uyanmadım. Genelde uyandığımda haliyla yada parkeyle bakışıyoruz. Hadi hayırlısı.

Dün neler yaptık öyle. Az daha yiye yiye çatlıcaktık. Çiğköfte yarışları yaptık. Birde Nisan ve Tuğba gaza gelerek acı sos ekleye ekleye yiyince sonları tuvalette bitti tabi. Az dalga geçmedik.

Akşam gördüğüm rüya aklıma gelince birden kızarmaya başladım. Neden böyle birşey gördüm ki şimdi. Rüyamda Deniz denen mavis kız ile... öpüşüyorduk.

Elimde yüzümü yellemeye başladım. Fazla mı sıcak oldu burası. Bir hararet bastı beni. Yok yok havalar ısınıyor. Kesin ondan. Yoksa başka ne olabilir ki!

 Sonunda saate bakınca uyanmaları gerektiğini anladım. Onları layığıyla uyandırmak gerek dimi! Yüzümdeki piç sırıtışla yüksek sesli alarmlar kurdum. Sadece kendi telefonuma değil onlarınkine de, işi sağlama almak gerek dimi ama. Her birinin baş ucuna koydum telefonları.

   5 alarmın birine evlenecem diyen kadının şarkı versiyonunu , birine erik dalı,  birine sen olsan bari , birine sen çağrırsan sevgilim gaça gaça gelerem, kendi telefonuma da kerimcan'ın vur bana şarkısını ayarladım. Uyanınca inşallah sıçmazlar ağzıma.

 Alarmlar aynı anda ve yüksek sesle çalmaya başlayınca hepsi beraber  yerlerinden sıçradılar. Sırt sırta vererek uyuyan TuğNis ikilisi aynı anda birden doğrulunca kafa kafaya vurdular. O nasıl sesti öyle. Tuğçe başını masaya yasladığından doğrulduğunda kafası sağlamdı fakat aynı şey sıçramanın etkisiyle masanın altından çarpan dizi için geçerli değildi. O acıyla inliye dursun biz Mayıs' a bakalım. Bakışlarım yerde kıvranan Mayıs' a kayınca daha fazla kahkaha mı tutamadım.

Kahkahamla 4ününde bakışları beni buldu. Bir süre etrafa mal mal bakıp olayı idrak etmeye çalıştılar. Ardından ölümcül bakışlar ile bana döndüler.

Sanırım... sıçtım!

Yatılı Kız Lisesi (Girl×Girl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin