Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üzerime rahat birşeyler giyindikten sonra bahçeye çıkmıştım. Evimizde en çok mutfağımızı ve bahçemizi seviyordum büyük bir havuzla çok beğeniliyordu bahçemiz. O adamın evi rahatlıkla görülebiliyordu bahçemizden, karşılıklıydı evlerimiz. Bazen bahçesinde kitap okurdu bazense bahçesindeki koltuklarda dinlenirdi. Şimdiyse sokaktaki kediyi almış bahçesinde oynuyordu. Beni görmüyordu.
Korna sesi duymuştum peşpeşe, o sesin geldiği yere bakınca bende bakmıştım. Soo Bin'ler gelmişti. Bahçenin kapısından çıkıp arabanın yanına gittiğimde arabadan iniyorlardı.
"Kornaya basmak zorunda mıydınız?!"
Azarlayınca hepsi şaşırmışlardı. Ona göz ucuyla baktığımda bize bakıyordu.
Soo Bin-"Niye noldu ki?"
"Herkes buraya bakıyor!"
Jackson-"Onlar bizim kornaya basmamıza mı bakıyor sence?"
Dediğinde piçimsi bir gülüş atmıştı ortaya Sehun'da ona katılarak gülmüştü ve Soo Bin'de. Eun Woo geldi elini omzuma atmıştı.
Eun Woo-"Yaa takılmayın benim meleğime!"
Diyerek bahçe kapısına doğru yürütmeye başlamıştı beni, diğerleri de arkamızdan geliyorlardı gülerek. Eli hala omzumdaydı, o da gülüyordu. Bende gülmüştüm. Bahçeye girdiğimizde ona bakmıştım hala bize bakıyordu, benim ona baktığımı görünce hafiften gülmüş ve içeri girmişti.
Herkes yerdeki büyük yastıklara atmıştı kendini. Kendi evinde gibiydiler.
"E buraya benim bahçemde yayılasınız diye mi geldiniz?"
