Bahçeden çıkıp kapıyı açtığımda onu görmüştüm. Yine gülümsemişti ve yine şaşırmıştım. Gözleriyle bedenimi taradıktan sonra gözlerini gözlerimle kenetledi.
"M-merhaba?"
"Merhabaa, ben dün seni mağazada öylece bırakınca merak etmiştim de."
Eliyle boynunu kaşıdığında gözlerini kaçırmıştı. Bu haline kıkırdayınca çekinerek gözlerime bakmıştı. Bu hali çok sevimli gelmişti.
"Ah ben iy-"
"Aa~ yakışıklı komşu gelmiş~"
Diye sözümü kesmişti SOO BİN! Kızgın bakışlarımı ona çevirmiştim. Bu kız gerçekten APTAL'ın tekiydi..
Soo Bin-"İçeri gelsene."
Diyerek daha onun birşey demesine izin vermeden kolundan tutup bahçeye doğru çekiştirmişti. Kapıyı kapatıp bende arkalarından bahçeye gittim. Gözleri beni bulmuştu. Soo Bin ona havuza girmesi için ısrar ediyordu ama o Soo Bin'ni dinlemiyor gibiydi. Bana bakıyordu. Onlara doğru adımladığımda bakışlarını kaçırmıştı. Soo Bin hepimize meyvesuyu getirmek için mutfağa gitmişti.
"Siz Soo Bin'nin patavatsızlığına bakmayın. O hep öyledir. Sizi rahatsız ettiyse onun adına ben özür di-"
"Özür dilemene gerek yok, zaten evde tek başıma sıkılmıştım."
Diyip gülümsemişti, gözlerimin içine bakarak. Hala bakıyordu. Bakışlarımı havuza çevirdiğimde herkes eğleniyordu. Bakışlarımı geri ona çevirdiğimde o da bana dönmüş ve gülümsemişti.
"Ş-şey bi-birşey sorabilir miyim?"
Ona adını soracaktım, gerçekten merak ediyordum adını. Ama sesimi duydumu bilmiyorum çünkü kısık çıkmıştı sesim. Sesimi duymuş olacakki genişçe gülümsemişti. Yine utanmıştım.
"Adınızı b-bilmiyorumda?"
"Ben Kim Taehyung."
Adını söylediğinde daha çok utanmıştım ve güzel adı vardı.
"Bana Taehyung oppa demen gerekecek, çünkü senden büyüğüm, küçüğüm."
Konuştuktan sonra gülmüştü. Tekrar hatırlatmıştı benden büyük olduğunu.
"Peki. Taehyung oppa."
'Oppa' dediğimde otuz iki diş sırıtmıştı. 'Oppa' kelimesinden hoşlanmazdım ama büyüğüm olduğundan mecburen demek zorundaydım değil mi?
Soo Bin havuzdakilere meyvesuyu verdikten sonra bize gelmiş ve Taehyung oppa'nın yanına oturmuştu.
Soo Bin-"Bong Cha. Sen havuza neden girmiyorsun? Eun Woo seni sordu. Neden girmediğini."
Göz devirerek Soo Bin'e döndüm.
"Havuza girmek artık sıktı biliyor musun?"
Soo Bin-"Doğrudur. Bende sıkılıyorum havuzdan."
Eminim.. Geri önüme döndüğümde Eun Woo'nun bana havuza gelmem için eliyle 'gel gel' işareti yaptığını görünce ayaklanıp havuzun yanına vardım.
Eun Woo-"Senin neyin var? Durgun duruyorsun."
"Birşeyim yok, Eun Woo."
Eun Woo-"Hmm peki. Senin neşeni yerine getirmemiz lazım."
Diyerek elimi tuttu ve beni havuza çekti. Evet şuan suyun dibindeyim, burnuma ve kulaklarıma Eun Woo sayesinde su girmişti. Kafamı sudan çıkarınca Eun Woo'ya sertçe vurmuştum. Haketmişti. O acı içinde kıvranırken Jackson ve Sehun ikilisi katıla katıla gülüyorlardı. Onlara su sıçratmıştım ve onlarda tabiiki sıçratmışlardı. O bana ben onlara derken su savaşı yapıyorduk suyun içinde! En sonunda kendimi havuzdan çıkarabilmiştim. Şezlonga gidip havlu sarmıştım vücuduma. Peşimden Jackson'da gelmiş ve karşıma oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜĞÜM (KTH)
Short StoryBu hikaye, başka bir bölümlük hikayeden esinlenerek yazılmıştır.