Kapı açılmıştı içeriye Joelyn ve iki mutant daha girmişti. İçeriyi anlamsız ve garip bir koku dalgası kaplamıştı. Midemi alt üst etmişti bu koku. Joelyn arkasında iki mutantla yanıma küçük adımlarla yaklaşıyordu. Gülümseyerek;
-Merhaba bugün nasılsın Saira?
-İyi gibiyim,bunlarda kim?
-Bunlar benim arkadaşlarım Grizzie ve Don. Seninle tanışmak için benimle buraya kadar geldiler. Seni çok merak etmişlerdi..
-Beni merak mı ettiler? Peki ya niye kendimi garip biri gibi hissetmeme sebep oluyorsunuz? Bir an önce buradan çıkmak ve arkadaşlarımı bulmak istiyorum,lütfen.
-Evet şimdi çıkacaksın zaten.. Grizzie ayaklarını çöz lütfen..ve ellerinide.
-Pekala efendim.
Ellerim ve ayaklarımı çözmüştü Grizzie. Elleri okadar soğuktuki adeta donmak üzere olan bir kolayı andırıyordu. Soğuk ve oldukça hissiz bir eli vardı. Mide bulandırıcı bir ağız kokusu ve büyük uzunca dişleri vardı, ayrıca bu bir kız değil erkekti.. Ellerim ve ayaklarım okadar sıkı bağlanmıştıki adeta kangren olmuşum gibi bir his taşıyordum. Soğuk ve kirli odadan çıkıp uzun ve kocaman bir lobiye çıktık, burası bir oteldi. Büyük ve ihtişamlı bir otel. Kaldığım yerin aksine burası çok daha mükemmel ve temiz görünüyordu. Lobide sadece biz değil başka mutantlar ve benim gibi insanlarda vardı, ancak özellikle tüm insanların ve mutantların gözü bendeydi, üstüme başıma kirli saçlarıma ve olmayan ayakkabılarıma bakıyorlardı.. Bu sırada Joelyn;
-Önünüze dönün ve hepiniz işinizi yapın,burada tiyatro yapmıyoruz.
Joelyn bunu söylediğinde herkesin gözbebekleri korkuyla büyüyüverdi. Joelyn buranın başkanı gibi birşeydi galiba. Çünkü herkes ona hizmet ediyor ve sözünden cıkmıyorlardı.. Bu meraklarımın kafamda dolanıp mükemmel sorular yarattığının farkındaydım. Bu soruları hemen yöneltmek için Joelyn'e yöneldiğimde yanımdan gittiğini görmüştüm. Artık yanımda Grizzie ve Don vardı. İkiside bana eşlik ediyordu. Don nedense hiçmi hiç konuşmuyordu. Adeta dilini yutmuş gibiydi.. Yutkunarak Grizzie'ye yönelip;
-Hey baksana..
-Efendim?
-Neden gerektiğinden fazla sessiz ve sakinsin ?
-Bizim tutsaklarla konuşmamız yasaklanmıştır da ondan. Tek bir kelime daha etmemelisin. Yoksa bu başımıza iş acacak. Joelyn kendisi haricinde kimsenin tutsaklarla sohbet etmemesi gerektiğini söylemişti. Bunu bozmayalım.
-Ah.. Pekala..
Bunu söyledikten sonra yanımdan ayrılıp gitti. Lobide bulunan asansöre binip üst kata çıktı. Gözlerimle onu takip ediyordum. En üst kata çıktı ve orada dahada değişik insanımsı biriyle konuştu.. Onu izlediğimi farkeden diğer mutant'ın çelmesiyle irkildim, kaşlarını çatmış ve resmen onu gözetlememem için beni sertçe uyarmıştı. Bende mutantı takip edip bir odaya girdim. Odada garip şeyler vardı, silahlar bombalar ve daha fazlası. Daha sonra odanın kapısı yeniden gıcırdadı ve gelen Joelyndi..
-Nasıl hissediyorsun Saira? Bugün buraya gelmenin sebebi ne biliyormusun?
-Ah hayır bilmiyorum ama söylersen kesinlikle anlayacağıma eminim..
-Bugün sana burada silah eğitimi ve bomba eğitimi vereceğiz.
-Ne? Sence bu çok mu gerekli?
-Gerekli ufaklık. Seni dışarıya bırakmadan önce bunları sana kesinlikle öğretmeliyiz..
-Neden?
-Dışarısı eskisi gibi değilde ondan. Bu eğitimlere gerçekten ihtiyacın olacak ufaklık itiraz etmemelisin.
Büyük bir laftı söylenenler. Dışarıda bir kıyamet havası yaşandığı kesindi. Ara ara bulunduğum zemin titriyor ve bir deprem gibi sallanıyordu.. Anladığım kadarıyla Joelyn haklıydı. Dışarısı kesinlikle birşeylerin istilasına uğramış gibiydi.. Ne olduklarını bilmiyordum, çıkıp öğrenmeme gerektiğini çok iyi biliyordum. Ancak bu kadın beni asla bu eğitimi vermeden dışarıya göndermez gibiydi. Omuzlarımı silktim ve Joelyn'in yanına gidip;
-Ben hazırım..