lie to me, pt.1

xxxii

Taehyung, arkadaşının burnuna dolan kokusu ve huzuru hissettiren nefes sesi sebebiyle uykuya dalmak üzereydi ve kapanmaya başlayan gözlerini birkaç defa art arda kırpıştırmıştı.

Ardından, başını hafifçe kaldırmış, kolları arasında uyuyan arkadaşına bir süre bakmış, çok dikkatli bir şekilde kollarını ondan ayırarak ve yanından kalkmıştı.

Ses çıkartmamaya özen göstererek, Jimin'in odasına doğru ilerlemiş ve odanın önünde duraksayıp, kapının kolunu tutmuştu.

Durmuş ve birkaç saniye düşünmüştü Taehyung.

Bunu yapmalı mıydı?

Derin, fakat titrek bir nefes almıştı. Bununla, göğsündeki anlam veremediği sızıyı geçirmeyi amaçlamıştı.

İçeri girip, o önemsiz kağıtlardan birkaçını almalı ve onları okumalı mıydı?

Elini, farkında olmadan sıkıca tuttuğu kapının kolundan aşağı yavaşça çekti.

Jimin'in, kendisinden bir şeyler sakladığına adı gibi emindi Taehyung.

Eli tekrardan kapı koluna doğru gittiğinde bir derin nefes almıştı, bu sefer göğsündeki sızı umurunda bile değildi.

Arkadaşlar arasında sır ve yalan olmazdı, olmamalıydı.

Kendisine bir kere daha düşünmeye izin vermeden kapıyı açmış ve içeri girmişti.