5. Bölüm

47 10 0
                                    

Artık o an gelmişti ve Duru evden içeriye girdi. Aslında bir sürpriz yapacaklarını tahmin etmişti ama bu kadarını oda bile düşünememişti.
Evin kapısında  Sudenaz'ın  çizdiği resimlerden bir tablo vardı. İçeriye girince ise salonda Duru 'nun bütün sevdikleri vardı.  Teyzesi , halası,eniştesi kuzenleri...
Duru çok sevinmişti.
Yol yorgunluğu bir anda uçup gitmişti sanki. Öylesine hafiflemiş,rahatlamış enerji dolmuştu bir nevi.
Kalabalığın arasında bir anda  ;
-Ablaaacımm!!(diye koşturan Sudenaz'ı gördü)
Kollarını açtı minik kardeşine,
Sudenaz da ablasının kucağına atladı.
-Dünyanın en güzel ablası. İyiki doğdun.
-Teşekkür ederim ablasının minik prensesi...(kokusunu içine çeke çeke sarıldı)
Daha sonra herkesle tek tek sarıldı .
-Annemm. Çok teşekkür ederim.
-Ne demek prensesim. İyi ki doğdun.
Babası Akif beylede sarıldıktan sonra oturtular. Minik Sudenaz'ın bağırmaya başlamasıyla annesi pastayı getirdi;
-İyi ki doğdun Duru  🎶🎶🎶
Mumlara üfledi hediyelerini aldı.  Onu en çok sevindiren hediye ise kız kardeşinin aldığı ayıcıklı günlüktü. Geçmişini de buna yazmayı düşündü.
Tabiki Barış 'la geçirdiği günleri de...
O akşamı  güle  eğlene geçirdiler.

Gece  Duru ise baya yorulduğunu hissetti . Saat 11.30 yatağına yatmasıyla uykuya dalması bir oldu.
Yarım saat sonra Duru 'ya mesaj geldi (saat 11.59);
- Doğum  gününü sıradan bir  şekilde  kutlamak istemedim. Biliyorsun seni  herkesten çok önemsiyorum.  Umarım hayatın boyunca mutlu olursun. İyi ki doğdun prenses💕💕.
Zaten aklından çıkmayan  Barış yine kendini hatırlatmayı başardı. Ama uyku sersemiydi cevap vermeden gülümseyip başını tekrar yastığa koydu. Sabaha dek güzel bir uyku çekti.  Sabaha doğru  ise rüya gördü;
-Barış gözlerinin önünde beliriverdi.
Günaydın prenses . Amma uykuymuşsun. Bir türlü uyanamadın hadi artık annem kahvaltıyı hazırladı...

Duru "Barış" diye  mırıldandı.
Sudenaz ;
-Ablaa! Barış kim?
Aslında Duru'nun gördüğü Barış değil minik kardeşiydi.  Şapşal bir ifadeyde "Barış kim" diye sorup duran kardeşinin yanaklarını sıktı.
Cevap vermeden kalktı  . Tabi Sudenaz rahat bırakır mı?
Abla cevap ver diye peşinden koşuştu.
Belli ki rahat  bırakmayacaktı. 
L

avaboya girdi kapıyı kapatıp yaslandı. Yine o şapşal gülümseme yerleşti yüzüne.  Seviyorum ya bu deliyi diye düşündü. Bütün güzel şeyler imkansız olmak zorunda mı dedi sonra. Sevdiği adam 296 kilometre uzağındaydı. Ah ah şimdi onunla aynı havayı solumak vardı...

Bu Masalın Prensesi Kim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin