Freud'un Bakış Açısı

461 7 24
                                    

19. yüzyılın sonlarında Freud, Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında ilk bilimsel hipotezleri ortaya atan kişi olmuştur.

Freud obsesif - kompulsif davranışları böyle tanımlamıştır :
"Hastanın zihni gerçekte kendisini hiç ilgilendirmeyen düşüncelerle doludur ve kendisine yabancı gelen dürtüler hissetmektedir; arada bir karşı duramadığı eylemlere geçmek zorunda kalır. Zihnine takılan bu düşünceler (obsesyonlar) hasta için hiçbir anlam taşımadığı gibi, çoğu kez kendisine de saçma gelir. Bu düşünceler aslında hiçbir zaman eyleme dönüşmezse de, hastanın, bu düşünceleri anımsatan durumlardan sürekli kaçmasına neden olurlar. Hastanın kendi istemi dışında yaptığı davranışlar, günlük yaşamın olağan etkinlikleri olan yıkanma gibi eylemlerin abartılmış ve törensel biçimlerinden öteye gitmez; ne var ki, obsesif eylem veya kompulsiyon denilen bu zararsız davranışlar kişinin istemi dışında yapıyorlar".

Görüldüğü gibi Freud'un obsesyonlar ve kompulsiyonlarla ilgili tanımları oldukça açıklayıcıdır ve bugünkü bilgilerimizle örtüşmektedir.

Şimdi Freud'un gözlemlerini detaylı bir şekilde inceleyelim.
Obsesyonel nöroz histeriye benzer şekilde oedipal istekler sonucunda ortaya çıkar. Obsesif kompulsif hastanın, oedipal dönemin çatışmaları ile baş edemediği, anksiyete duyduğu ve daha önceki bir psikoseksüel gelişim dönemine
(anal sadistik döneme) gerilediği kabul edilir. Gerileme, zorlanma durumlarında ruhsal gelişimin vardığı noktadan daha önceki dönemlere geri dönülmesidir. Gerileme ile libidonun genital organizasyonu terk edilir; sadizm ve anal erotizm yani bileşen dürtüler genital cinsel dürtünün yerini alırlar. Anal sadistik evrede libidinal dürtü nesnesine karşı hem sevgi hem de nefreti birlikte taşır.

Jones da, anal erotizm ve nefretin birlikteliğinin obsesif kompulsif nöroza özgü olduğuna dikkat çekmiştir. Obsesyonel nörozda gerileme sorunu çözmez. Anal sadistik dürtüler birey için rahatsızlık  verici olduğundan ve bunlara gerilemekle oedipal çatışmanın tam olarak üstesinden gelinemediğinden, hasta bu dürtülere karşi sürekli bir savaş vermek durumunda kalır. Obsesif kompulsif hastanın savunmaları önce oedipal çatışmaya yönelmiştir, sonra bunun yerini anal sadizm alır ve savunma bu dürtülere karşı devam eder. Sadistik eğilimler veya bunlara karşı savunmalar ile anal erotik dürtüler veya bunlara karşı savunmalar bu hastalığın değişmez bulgularıdır.

OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin