Sultan Abdülhamid Hân'ın Tahta Çıkışı

1.1K 33 2
                                    

Osmanlı İmparatorluğu 1876 yılında Abdülhamid Han'ın tahta çıkmasıyla 2 padişah değiştirmiş oldu.
Abdülhamid tahta oturduğunda resmen bir yıkım devraldı.

Morotoryum ilan etmiş ve iflasını açıklamış bir devlet vardı önünde ayrıca devletin her kademesini saran Mason ve ajanların çokluğu onu bunaltacak günlerin habercisiydi.
Abdülhamid Han Mason ve ajanların çok olduğunu bildiği için yapmak istediği ilk iş YERLİ VE MİLLİ kadroları oluşturabilmekti. Bunu daha önce Abdülaziz denemiş ancak darbeye marus kalarak tahttan indirilip şehit edilmişti.Bu sözü daha sonraları kullanacak olan Adnan Menderes,Turgut Özal gibi kişilerinde malesef aynı şeyler başlarına geldi kimi zehirlendi,kimi idam edildi.

24 Nisan 1877 – 3 Mart 1878 arasında yapılan 93Harbi diye anılan Osmanlı-Rus savaşının neticesi maleser ağır oldu toprakların bir kısmı gitti ve Ruslar Yeşilköy'e kadar geldi bunun sonunda Ayestefanos antlasmasi imzalanarak barış sağlandı.Ancak bu savaşın sorumlusu Sultan Abdülhamid değil Mithat Paşa ve avanesidir çünkü Abdülhamid Han Osmanlı'nın savaşa girmesini istemiyordu.

Abdülhamid Han tahta çıktığı 1876 senesinden 1881'e kadar 5 yıl boyunca denge politikası güderek her ülkeye ne uzak nede yakın durdu bu süre zarfında sarayda ve devlet kademesinde birçok hain,mason ve ajanı değiştirerek yerli ve milli kadroları ol...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Abdülhamid Han tahta çıktığı 1876 senesinden 1881'e kadar 5 yıl boyunca denge politikası güderek her ülkeye ne uzak nede yakın durdu bu süre zarfında sarayda ve devlet kademesinde birçok hain,mason ve ajanı değiştirerek yerli ve milli kadroları oluşturdu.

Sarayda bir çok hainin yaşadığını ise Mim Kemal Öke'nin yazdığı Saraydaki Casus adlı kitabindaki bi parçadan örnek verelim;

Suriye medreselerinde okumuş Şerif Efendi adında müthiş bir müderris vardır.Bağdat'ta Hicaz'da bu bölgelerde adı çok meşhur olmuştur.
Nâmı İstanbul'a kadar ulaşır.
Abdülhamid Han adamı görmek ister İstanbul'a çağırır. Adamın bilgisine adeta aşık olur. Burada kal benimle beraber çalış der ve Şerif Efendi kabul eder.Bir gün akşam namazından sonra Abdülhamid Han, Şerif Efendi'
yi saraya çağırır. Şerif Efendi saraya gelir, huzura çıkar ve görür ki Sultan'
ın gözü yaşlı, ağlamış Ulu Hakan.
Hocayı görünce sarılıyor ve şunları anlatıyor;

"Kapımdaki adam casus falanca ülkenin casusu, hazinedarım casus, şu paşam casus vs. ben bunları biliyorum, alehlerinde yanlış bilgi verip birbirine vurduruyorum ama çok sıkılıyorum, bunalıyorum hocam" deyip sarılıyor ve ağlıyor.

Ertesi gün Şerif Efendi diye bilinen kişi İngiltere'ye bir mektup gönderiyor ve diyorki;

"Dün akşam Sultan bana sarıldı ve ağladı, ajanlardan dem vurdu."Altında imza olarak İngiltere hükümetine bağlı casus Armenius Fredrick Vembrey adı var.

Burdanda görüyoruzki Şerif Efendi diye saraya giren adamda casus! Etrafı böyle casus,ajan ve masonlarla çevrili bi Sultandı Abdülhamid Han.

İFTİRALARLA BOĞUŞAN SULTAN: ABDÜLHAMİD HANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin