21. Günün gecesi

5 0 0
                                    

Jimin 21 günde kaybettiği insanları düşündü. Jin'i çok severdi mesela. Annesi gibi şefkat gösteren bir o vardı. Bıçaklanma olayından sonra sevgilisi namjoon' un intihar etmesi onu yıkmıştı. Güvendiği insanlar gidince yapayalnız hissetmişti.

Taehyung o gün kendisini arayınca yaşadığı korku paha biçilemezdi. Jungkook'un yanmış bedenini görmek psikolojisini etkilemişti birkere. Ona destek olmak isteyen masum birinin ölümü de vicdanen sarsmıştı. Sahile karşı oturduğu banktan kalktı. Daha fazla düşünürse delireceğine emindi. Yavaşça şehir turlamaya başladı. Kulaklıkları kulağında hafif bir şarkıyı söylemeye başladı. Mırıldanışları bazen iç çekişlerle kesiliyordu.

Ne ara geldiğini fark etmediği depoya bakındı. Normalde korkacağı karanlıktaydı. Ancak şimdi aklında sadece adım sesleri vardı. Bu sefer hissetti. O geliyordu. Mektupçu adam sonunda hesaplaşmak için gelmişti. Karanlığı yaran yeşil saçları psikopat havasını arttırıyordu. Hangi deli saçını bu renge boyardı ki?
Jimin kuruyan dudaklarını araladı. Kelimeleri nefretle çıkıyordu ağzından.

- Sen osun...

- Ben Yoongi. Sonunda bana geldin jimin!

Jimin parmak uçlarına çıkarak adamın yakalarına yapıştı. Neden onları öldürdüğünü sordu. Ancak Yoongi cevap vermedi. Çünkü o da bilmiyordu. Çünkü o daha adam nasıl öldürülür öğrenmemişti.

Yoongi tereddütle baktı sevdiğinin dudaklarına. Kendini tutamayarak yapıştı. Jimin şok olmuşacasına donup kalırken, Yoongi zarifçe öpüyordu. Nefes nefese dudaklarını ayırırken jimin minik eliyle sert bir tokat atmıştı. Yoongi yana düşen kafasını oynatmadan sordu.

- beni neden sevmedin? Belkide o dudakları her gün öpebilirdim.

- Sen katilsin çünkü!

Jimin hızla telefonunu çıkardı ve polisi aradı. Yoongi belindeki silahı eline aldı ve uzunca baktı. Jimin geri geri kaçıyordu. Ancak Yoongi ani bir hamleyle ona sarıldı. Kokusunu içine çekti. Polis araçlarının sesini duydular. Jimin ayrılmaya çalışsa da o bırakmadı. Bedenine yapıştırdığı bedene yıllarca yetecek kadar sarıldı.

Mermi sesleri duydular. Yoonginin sırtına saplanan kurşunla ikili yalpaladı. Jimin korku ile ayrılmayı denedi ancak Yoongi bu sefer dudaklarına yapıştı. İkinci mermi de sırtı ile buluşurken dudakları ayrıldı. Yoongi dizleri üzerine düştü. Silah sesleri yerini adım seslerine bıraktı. Jimin yere yığılan bedene bakarak sordu

- neden kaçmadın?

- Suçlu değilim ki...

Suçluydu! Katilin tekiydi o. Jimin dizleri üzerindeki bedene baktı. Ambulans çağırın diyen polislere baktı, ve gözlerini kapattı. Baygınlık bu anı bulmuştu.

...

Hastane odasında gözlerini açmıştı. Bir süre sonra içeri iki polis girdi. Konuşmak için koltuklara geçtiler. Biri elindeki dosyayı açtı ve jimine hitaben anlattı.

- Seok Jin'in cinayetini çözümledik. Min Yoongi'nin üzerinden Kim Namjoon'a ait mektup çıktı. Namjoon mektupta sarhoş olduğu için kendinde olmadığını, sevgilisini bıçakladığından bahsetmiş. Vicdan azabı çektiği için de intihar etmiş

-Birde Bay Jung hoseokun ölüm raporu geldi. İncelemek isterseniz burada.

Dedi ve eline verdi. Jimin raporda hoseokun kalp hastası olduğunu ve kriz geçirdiğini okudu. Üç ölümde Yoonginin suçu değildi. Tahminlerinde yanılmıştı. O kendisi vuracak olan polislere elindeki silahı doğrultamayacak kadar temiz biriydi. İçeri giren polis memuru koltuktaki meslektaşlarına selam verdi ve jiminin yatağının başucuna kadar ilerledi.

- Bay Park, Jungkook'un evinde çıkan yangının sebebi şömineymiş. Önce halı sonra perdeler derken ahşap ev tutuşmuş. Sabah saatleri olduğu için de kendisi uyuyormuş.
Tae beyin arabası da incelendi. Hız sınırını aştığı için aracın frenleri işlevsiz kalmış.

- Min Yoongi suçsuz mu?

- kendisi elinde silahla size sarılınca. Polis arkadaşlar rehin alındığınızı düşünmüş. Durumu ağır olarak hastaneye geldi. Şu an yoğun bakımda. Birde yapılan teste göre kendisi akıl hastasıymış. Akıl hastaları zor aşık olurlar. Biri de sizi bulmuş. Kalbi dururken bile jimin dedi.

Suç belirsizse yargı imkansızdır...

Ölüm TanrısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin