21'den taşan 22

5 0 0
                                    

Jimin, Yoonginin günlük serumunu takıp anlına bir öpücük kondurdu. Makineden gelen havanın oranını öğrendiği kadarı ile kontrol etti. Bütçesini aşmasına sebep olduğu için iki işte birden çalışıyordu. Geceleri barda gündüzleri kafede çalışıyordu. Saat ikiye gelirken evden çıktı. Kararmış havada hızlı hızlı ilerledi. On dakika sonra pembe mor ışıklı yapıdan içeri girdi. Sarhoş olup yeyişen çiftleri tiksinerek aştı. Yüksek masanın arkasına geçip siparişleri almaya başladı.

Saatlerce çalışıp uyumamak için mücadele vermişti. Yeni arkadaşı Onew durumu bildiği için elinden geldiği kadar destek olmaya çalışıyordu. Yeni işe alacakları minho ve Taemin yarın gelirse rahatlayacaklardı. Gece altı gibi salon boşalmaya başlamıştı. Onew jiminle kalacağı için birlikte çıktılar. Kısa bir yürüyüşten sonra eve varmışlardı. Jimin anahtarla kapıyı açıp kendini salondaki koltuklara attı.

- Yoongi nerde jimin? Onunla tanışmak istiyorum.

Jimin yatak odasına doğru ilerledi. Makinadan gelen ritimli sesleri duymak onu rahatlatıyordu. Onun kalbi hala atıyordu ve bu jimini umutlandırıyordu. Yoonginin yatağının kenarına oturdu. İki sene geçmişti o olay üzerinden. Hala uyanmamıştı. Üstelik hafif bir tepki dahi yoktu. Onew destek veren cümlelerle yarım saat yanlarında kalmıştı. Jimin gece kalabileceğini söylese dahi Onew evine gitmişti.

Jimin dış kapıyı kapatıp, yatak odasına ilerledi. Kendi yatağını kullanmak istemedi. Yoonginin geniş hastane yatağına uzandı. Başını göğsüne yaslayıp kollarını beline doladı. Aldığı vanilya kokusu ile uykuya daldı.

...

Bu sabah ilk defa yüzüne vuran ışık yerine belini saran kollarla uyandı. Kafasını yasladığı göğsün inip kalkışını hissediyordu. Gözlerini aralayıp Yoongiye baktı. Kendisine bakan halsiz karartıları görmek kalbinin hızlandırmıştı. Dudakları yukarı doğru kıvrılırken çok özlediği o sesi duymuştu.

- Jimin?

- Yoongi, o gün sen vurulduktan sonra herşeyi öğrendim. Ben sevgini anlamamıştım. Arkadaşlarımın ölümünde seni sorumlu tutmuştum ancak öyle değildi. Hayatından iki yıl çaldım. Ama iki yılda senin beni sevdiğinden daha çok sevdim seni.

Sonlara doğru titreyen sesinde pişmanlığı vardı. Yoongi henüz doğrulamadığı için kollarını iki yana açtı. Jimin gözyaşlarını tutmak yerine hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Sımsıkı sarılarak bir günü devirdiler. Jimin ona iki sene içerisinde ülkede olanları, işini anlattı. Doktorların verdiği yüzde ikilik uyanma ihtimali iki yılda gerçekleşmişti. Hastaneyi arayıp kontroller için randevu aldı. Eğer o gün solunum makinesinden ayrılmasını onaylasaydı, şu an o nefesleri hissedemeyecekti. Jimin Yoonginin uyanmasını milat bildi. Milattan sonra güneş açacaktı. Milattan önceki gece son bulacaktı.

...

- Kasları uzun süre kullanılmadığı için bu halde. Bir iki güne yürüyüşü düzelir. Önemli olan Paranoyası ve şizofrenisi. Sizin yanınızda oldukça sakin fakat bir yabancıya karşı agresifleşiyor.

- Onu akıl hastanesine yatırmamı istemeyeceksiniz değil mi?

- Şizofreni yenilmez bir hastalık olsada azaltılabilir. Onunla  ve arkadaşlarınızla hep toplu vakit geçirin. Alışverişe, mağazalara gidin. İnsanlara alışırsa paranoyayı yener, şizofreninin ilerlemesini engeller. Kısacası sosyalleşin.

- Peki, teşekkürler.

Jimin doktorun odasından çıkıp bekleme salonundaki Yoongi'nin yanına gitti. Koltukta uyuklayan sevgilisini dürterek kaldırdı. Zorla alışverişe gittiler. Yoongi orada da sorun çıkarttı. Jimine omzu çarpan adamı itmesi ile olay çıkmıştı. Herkes kusursuz bir dövüşü izlemişti. Yoonginin kasları tam açılmamışken dövüşü kazanması şerefine dışarıda yemek de yediler. Yoongi jiminin yüzündeki masum sevinci görünce daha da güveniyordu lanet hastalığını yeneceğine.

- Jimin, Arkadaşların var mı?

- Onlarla tanışmak istiyor musun Yoongi?

Sandalyelerinden yavaşça kalktılar. Akşam saatleri boş olan taksilerden birine bindiler. Jimin hemen adresi verdi. Taksi şehrin diğer ucundaki yere iki saatte anca varabilmişti. Ücreti ödeyip araçtan indiler. Jimin ürkütücü ortamdan korkup Yoonginin elini tuttu. Patika yolda ilerlediler. Beş tane taşın yanyana olduğu yerde oturdular. İkiside beş mezarın karşısına geçip sustular. Sessizlik eşliğinde konuştular. Jimin duygusal anını yaşayarak konuşuyordu.

- Jin hyungun en büyük hayali şarkıcı olmaktı, aile zoruyla doktor olmuştu. Orada Namjoonla tanışmıştı. Namjoon rap yaparak ünlü olma hayalini hep dile getirirdi.

Derin bir iç çekerek devam etti. O sırada yoongi sevgilisinin titreyen gözbebeklerinde bakıyordu.

- Taehyung ve jungkook konservatuarda sınıf arkadaşıydı. Nişanlanmışlardı hatta. Düğünleri iki ay sonra olacaktı. Ancak ikiside aynı gün başka bir dünyada kavuşmak istediler.

Jimin elleri ile toprağı okşadı. Gözyaşlarını silmek için topraklı ellerini yüzüne yöneltti. Ancak yoongi ona sarılıp kendi elleri ile sildi gözyaşlarını. Yanaklarını öperek sakinleştirdi.

- Hoseok hayat doluydu, harika dans ederdi. Parası olmadığı için garsonluk yaptı. Asla ulaşamadı hayaline biliyor musun?

Yoongi sessizliğini sonunda bozarak sordu.

- Onların hayalini gerçekleştirmeye var mısın sevgilim?

Neden hayalleri bir kişi kurup bir kişi yaşar ki... Onların hikayesinde beş hayali iki kişi diledi
Beş kişi umut etti iki kişi denedi

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 17, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölüm TanrısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin