MUM

38 4 0
                                    

     Üstümde duran Steph ve ben bir süre öyle durduk. Sonra ise aynı anda gözlerimizi kaçırdık. O üstümden kalkınca, kendimi daha hafif hissettim. Sığırcık...

        Kalkmam için elini uzattı. 

        Bugün elini veren yarın...

        Ama ben elini tutmadım ve kendimi destekleyerek ayağa kalktım. Hayatımda yaptığım gibi.

        ''Hala mı küssün?''

         Kolumu omzuna çarpıttırıp odasına geçtim. Elbisemi geri giydim ve aynada kendime baktım. Bu tip ne??! Gulyabani 2.

          Parmaklarımı tarak haline getirip düzeltmeye çalıştım. En sonunda her zaman bileğimde olan ve artık izi çıkmış, olan tokayı kullanarak saçımı ponytail denen bizim tabirimizle at kuyruğu yaptım. İyice sıkılaştırdıktan sonra odanın içindeki özel banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkadım. Havluya kuruladıktan sonra tam çıkacaktım ki bu banyodaki raflar dikkatimi çekti.

      Raftaki duş jeli, şampuanlar, parfümler,deodorantlar ve losyonlar o kadar ilgi çekici gözüküyordu ki, kendimi tutamadım ve hoş koktuğunu düşündüğüm bir deodarantı sıktım. Çok hoş değil mi?

          Ultra lüks banyodan çktıktan sonra aşağı indim. Steph benim hazır olduğumu gördü ve kaşlarını çattı. 

             ''Bir yere mi gidiyorsun?'' 

          Ona cevap vermedim. 

           ''Sinirli miyiz?''

            Ona doğru ukalaca tebessüm ettim ve gözlerimi devirip evden çıktım.

           Yağmur-yağıyordu. 

          Topuklu ayakkabılarla ,ne kadar mümkünse artık, yürümeye başladım. Bazı yaşlılar bana yüzünü buruşturarak bakıyordu. 

             Geceden kalma gibi gözüküyor olmalıydım. 

             Yaklaşık 2 saatlik bir yürüşten sonra ayaklarım artık titriyordu. Evimin sokağına gelmiştim. Ev ana caddeye bakıyordu fakat girişi ara bir sokaktaydı. 

             Önümde duran konserve çöpünü ayağımla kenara ittim. Zeminde çıkardığı tık sesleri sokakta yankılandı. Apartman kapısına doğru ilerken arkamda duran çöp kovası yere düştü.

               Bu bir kedi filan olamazdı çünkü bir kedi koca kovayı nasıl düşürsün?

               Hiç duraksamadan yürümeye devam ettim. Arkamda biri vardı. Kim olduğunu tahmin edebiliyordum. Lütfen kapı kendiliğinden açık olsun...Lütfen...Lütfen... Tanrım... Teşekkür ederim.

              Hızla kapıdan içeri girip kapıyı kapattım. Arkamdaki kişi kapıya yetişemedi ve sadece kapıyı yumruklamakla kaldı. Koşarak apartmanın merdivenlerinden aşağı indim ve daireme girdim.

               Işıkları açmaya çalıştım fakat gelen gök gürültüsüyle bu sadece bir hayal oldu. 

               Dışarıya çıkamazdım çünkü o adam her an beni tekrar bulabilirdi. Ayakkabılarımı çıkardım. 

               Odama girdim ve kibritleri aradım. Çekmecemde kibritleri bulduktan sonra salona gittim. 

               Salonda hemen girişteki mumu yaktım. Odanın bir kısmı aydınlanmıştı. Hızlı adımlarla balkonun kenarına gittim. Oradaki mumuda yaktıktan sonra balkonun diğer ucundakini yakacaktım ki ilk yaktığım mum söndü. 

                 Üstelik ne pencere ne de balkonu açmıştım.

                 O an anladım. 

                  O BURADAYDI.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Beni seviyor(muş)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin