Tuna Kiremitçi & Sena Şener - Birden Geldin Aklıma
- - - - - -
Size anlattığım gibi, onu ilk gördüğüm zaman oldukça büyüleyiciydi. Gözlerimi ondan beş dakika kadar alamamakla birlikte elimde sıkıca tuttuğum ne varsa bırakmamak için kendimi zor tutmuş, bacaklarımın titreyişi ile oldukça zor bir şekilde ayakta kalmaya çalışmıştım.
Şimdi.. Şimdi ise elimdeki kemanla bakışıyor ve onun güzel lanetlerle bezenmiş, çirkin olmaktan oldukça uzak, nefesimi göğüs kafesime tıkan benliğinin hangi notaya daha çok yakıştığını tartışıyordum kendi içimde. Fakat yetersizdi. Benim aşığı, tutkunu olduğum notalar onun güzelliğine yetmiyordu. Hangi notayı oynarsam oynayayım ellerimin altında, tutmuyordu onun titreyen kirpiklerine. Denk gelmiyordu gülerken kısılan gözlerine. Derin, sıkıntılı bir nefes verdim ve kemanı aceleyle kenara bıraktım. İçim içime sığmıyordu, kanım tenimin altından fokurduyor ve bana batıyordu sanki.
Sabırsızdım, tekrar onu görmek için o kadar sabırsızdım ki... Bu beni deli ediyordu. Sanki onu gördüğümde yeniden dirilecek, hayatım yeniden anlam kazanacaktı.
"Hâlâ mı onu düşünüyorsun?" Üstündeki gömleği çekeleyerek, bıkkın bir ifade ile odaya girdi Taehyung. Ona oldukça çaresiz bir halde baktım. Ondan haberi vardı. İlk gördüğüm andan sonra aceleyle Taehyung'u görmeye gitmiş ve "Tanrım, Taehyung! Sence son zamanlarda tanrı, meleklerinden birkaç tanesini dünyaya göndermeye karar vermiş midir?" diye sormuştum ve o da bana gayet entellektüel bir ifade ile hayır demişti. Kafa salladım usulca. Bu ne yaptığını bilmez halim beni delirtiyordu. Görünen o ki, bu halim Taehyung'u da delirtmişti ki bıkkın bir nefes verip pencereye doğru yürüdü usulca.
Onun takipçisi olmak istiyordum fakat bunun onu rahatsız edebileceğini düşünmek delirmemi sağlıyordu. Onun rahatsızlık sebebi olabilecek olma düşüncesi bile korkunçtu. Titrek nefeslerim sonrasında bıkkınlıkla ayağa kalktım ve üstümdeki boyalarla kaplı kirli tişörtü hızlıca çıkararak dolaba ilerledim. Ellerim titriyor, şimdiden kafama doluşan planlarla heyecanlanıyordum bir aciz gibi.
Size söyledim. Onu ilk gördüğüm andan beri pervasızca her bir yanımı sardığını ve ben ne olduğunu bile anlamadan kendimi kaybetmemi sağladığını söyledim.
Ben hızla üstümü değiştirirken Taehyung onaylamaz bir şekilde bakıyordu. "Şimdiden ona bu kadar çabuk mu yeniliyorsun? Görmek için sabırsızlanmanı anlıyorum ama gerçekten hiç mi dayanamıyorsun?" Tedirgin ve sert sesi garip hissetmemi sağlamış, durup ona bakma isteğimi tetiklemişti. Hiçbir şey söyleyemedim. Zaten şu an ona gidiyorsam, çoktan en büyük yenilgiye uğramışımdır, diyemedim. Sustum. Gömleğimi dikkatle giyip, onun için hazırlanışım bitene kadar sustum, tek kelime bile çıkmıyordu dolgun dudaklarımdan. O ise anlamış gibi başka hiçbir şey söylemedi. Onaylamaz bakışları, sanki daha fazla şey söylemek ister gibi çatılan kaşları ve eğreti duran bedeni her şeyi açıklıyordu aslında.
Çabucak kapılmamı ve mahvolmamı istemiyordu sadece, o kadar. Derin bir iç çekip oldukça yavaş, yorgun adımlarla ayrıldı odadan. Aynamın önüne yaklaşıp ellerimin çatlamaması için birkaç krem sürdükten sonra derin bir nefes alıp kendimi süzdüm. Güzel olmak istiyordum, en az onun kadar güzel olmalıydım.
Ne olduğunu anlayamadan kendimi onu gördüğüm antikacının önünde bulmuştum. Tereddütlü ve uzun soluklu dakikalardı. Her şey oldukça hızlı gelişmişti. O günü düşünürken ezberlediğim yolu takip etmiştim yalnızca. Bacaklarım sanki o gün tesadüfen geçtiğim bir yol değil de, yıllardır her gün geldiğim ve yolunu ezberlediğim bir yermiş gibi buluvermişti hemen. Bedenim ise onunla karşılaşabilecek olmanın heyecanıyla kavruluyordu. İç çektim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
his smile +yoonmin+
RomantikBu gülümseme belki sana aittir şimdi, Belki de kafamda yarattığım sana Belki sen seviyorsundur beni Belki de kafamdaki sen Sen mi tutuyorsun ellerimi? Yoksa ben mi hayal ettim bunların hepsini? Söyle sevgilim, Beni seviyor musun? Ağladığım gecelerde...