Şarkı; Billie Eilish-Bellyache
YORUM İSTİYORUUUUM
------
"Yani beni sevdiğini kabul ediyorsun?" diye sordu Yoongi etini parçalarken. Dudaklarımdan bıkkın bir nefes verdim. "Bunu nereden çıkardın? Ben öyle bir şey demedim!"
Kıkırdadı, çoktan eti midesine indirmeye başlamıştı. Dudakları kırmızı şarapla parlıyordu; elleri ara ara masanın üstünden ellerime dokunuyor, hafifçe okşuyordu. Kahvaltımızı bitirene kadar ikimiz de tek kelime etmedik. Dakikalarca süren yemek boyunca dudaklarından öpmek isteyerek kıvranıp durdum.
Restorandan çıkıp çarşıda yürümeye başladığımızda ilginç şeyler satan mekanlara bakıyor, çalan tanıdık müziği geveliyorduk ağzımızda. Önümde ilerlerken elimi hafif bir baskıyla tutuyor, dükkanların hepsini ilgili bir şekilde inceliyordu.
Her sabah erkenden kalkıyor, Min Yoongi'nin sabah ön sevişmeleriyle sarhoş oluyor ve ardından güzel bir kahvaltı yapıyorduk. Bedenime aç bir şekilde uyanmadığı sabahlarda beni öperek, uysalca uyandırıyor ve hemen kahvaltı hazırlamaya gidiyordu. Çoğunlukla kahvaltı için güzel restoranlar buluyor, restoranda yemediğimizde ise kendisi benim için kahvaltı hazırlıyor, bazen hazırlamak için ona yardım etmeme izin veriyor, bazen de piknik sepetimizi alıp çimenlik bir yerlere kuruluveriyorduk.
Kesinlike hiçbir gün ellerini benden ayırmıyor, gözleriyle her an kontrol ediyordu. Bir yerlere gitmemden korkuyor gibiydi, elleri her daim belimde ve sıcacık bedeni dibimde oluyordu.
Her gece beni "Çiceğim" diyerek, ıslak öpücükleriyle beraber seviyor, yine ve yeniden, bıkmadan her bir yanımı renklerine buluyordu. Bense inliyor, çoğu zaman pasif ve yerle bir olan taraf olmaktan ileri gidemiyordum. Ona acizlikle birkaç öpücük veriyor ve kendimi kollarına bırakıveriyordum.
Her gün mutlaka denize inmiş, yeni yeni öğrendiğim yüzmeyi bana iyice öğretmek için uğraşmıştı. Kendimize güzel kıyafetler almış, kabin köşelerinde birbirimize ıslak -sahiden ıslak- öpücükler vermiş ve yakalanmamak için mağazalardan hemen kaçmıştık. Burada bulduğu birkaç antikayı satın almış, sanki bebekleriymiş gibi onları öpmüş ve özenle eve kadar taşımıştı.
Her gece beni öpücüklere boğmasına, yanımdan bir an bilr ayrılmamasına ve ellerimi hiç bırakmayışına karşılık Min Yoongi, hiç beni sevdiğini söylemiyordu. Dudaklarından tek bir kez dahi beni sevdiğini ima eden bir cümle dökülmüyor, ben söylediğimde ise duymamış gibi yaparak işine devam ediyordu. Beni duyduğuna adım kadar emindim ancak tek bir kelime dahi etmiyor, hatta cidden habersizmiş gibi gözlerini bir an olsun bana çevirmiyor, sonraki diyaloglarında da bundan hiç bahsetmeyip, diğer konulara atlıyordu.
Ona onu sevdiğimi söyleyince -veya bunu başka sözlerle ifade edince- benden bir süre uzaklaşıyor, daha sonra hiçbir şey olmamış gibi yeniden dibimde bitiriyor, beni utanmazca öpmeye devam ediyordu.
Her ne kadar kırılsam da tek kelime dahi etmiyor, mutluluğumuzu bozmamaya çaba gösteriyordum. Dokunuşları hariç beni sevdiğini belli eden hiçbir şey olmamasına rağmen onu reddetmiyor, belki de kendimi kandırıyordum.
"Bu nasıl?" diye sordu Yoongi, elinde pastel mavi bir gömlek tutuyordu. Gömleğin omuzlarında zarif, pembe-beyaz çiçekler vardı. Aklımdaki düşünceleri kovaladım. Şimdi onunla ilgilenebildiğim kadar ilgilenmeli, sevgimi hissettirmeliydim.
"Denemeye ne dersin?" diye mırıldandım onun için arkadan beyaz bir şort seçerken. "Hadi ikisini birlikte dene, yakışacaklarına eminim."
Söylediklerimden sonra kabinlere doğru ilerlemiş, beni kendi başıma bırakmıştı. Kenarda duran puflardan birine oturup onu beklemeye başladım. Çok geçmeden karşımda dikilmiş, gülümseyerek bana bakıyordu. Gömleğin şu an fark ettiğim inve dantelli detayları çiçeklerle beraber çok hoş duruyor, beyaz şort onlara uyum sağlıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
his smile +yoonmin+
RomantizmBu gülümseme belki sana aittir şimdi, Belki de kafamda yarattığım sana Belki sen seviyorsundur beni Belki de kafamdaki sen Sen mi tutuyorsun ellerimi? Yoksa ben mi hayal ettim bunların hepsini? Söyle sevgilim, Beni seviyor musun? Ağladığım gecelerde...