Gözlerimi açtığımda saatten habersiz bir şekilde bir deniz kıyısında sızıp kalmıştım. Insanlar bana aciz, ve tiksinerek bakıyorlardı. Martıların üzerimde uçuşları ve güneşin gözlerimi acıtmasıyla uyanmıştım sanırım. Evet evet, başlıyoruz. Aheste aheste ayağa kalkıp kısık gözlerimle etrafı kestim biraz. Ince dokunuşlarla yürümekte zorlanıyordum. Bir bank bulup oturdum ve yarım saat kendime gelmemi bekledim. Telefonuma bakınca şarjımın bittiğini, cüzdanıma bakınca ise tüm paramı alkole yatırdığımı farkettim. Denize doğru baktım ve bir abimin bana "Başın derde girerse veya bir ihtiyacın olursa direk kağıttaki adrese gel" diyerek elime tutuşturduğu kağıt parçasını aramak için ceplerimi yokladım. Adresi elime alarak yola koyuldum. Yolda dün gece yaşadıklarımı hatırlamaya çalışıyordum. Lanet olası bir ilişkinin daha sonuna geldiğimi, en yakın arkadaşımı hastanelik ettiğimi ve bir kediye kolumu çizdi diye tekme attığımı hatırladım. Neyse, Allahtan sıradan bir gece geçirmişim...
Adrese gittiğimde Ali abi karşıladı beni. "Kerim! Bune hal oğlum? Ne oldu çabuk anlat!" diyerek yükseltti sesini. Bir şey olmamış gibi hatırladıklarımı söyledim ve hepsi bu kadar. Beni ilk önce banyoya soktu, ardından karnımı doyurdu. Ve son olarak arabaya bindirim lüks bir mağazaya götürdü. Ardından benim artık gitmem gerektiğini ve aldıklarını en kısa sürede ödeyeceğimi söyledim ve tek kelime etmeden arkamı dönüp gittim. Yaptığım küstahlık ve çok büyük ayıptı. Ama ben bundan zevk alıyordum. Hava karardı ve amaçsız bir şekilde beyoğlunun ıssız sokaklarında sallana sallana yürüyordum. Cebimden çıkardığım sigara ve çakmakla adeta hayatıma restart çekilmişti. Çakmak eski sevgilimden kalmaydı ama nasıl olduda benim cebimde gezdi onu anlamadım. Evet evet bende yan kesicilik de var sanırım. Ağzımdan çıkan sigara dumanı etrafta şekiller oluşturuyor ve en sevdiğim müziğin notalarının şeklini alıyordu adeta. Bir yandan onu söyleyerek bir yandan da etrafa acımasız gözlerle bakarak eve geldim. "Kerim Bey, babanız sizi çok merak etti efendim. Dün geceden beri bütün adamlarımız sizi aramakla meşguldu. Babanız sizi bekliyor" dedi bizim güvenlik. Eve girdiğimde babam yüksek bir sesle "Neredesin ulan sen! 19 yaşına geldin ama hala çocuksun! Büyü lan artık, büyü!" Diyerek yakınmaya başladım. Amaan peder bey, ne laf yaptın, diye geçirdim içimden ve bir bakış atarak odama doğru ilerledim. Iki adım atmamla babamın beni ayağının altına alması bir oldu tabi. Dövsün, "Alışmış bedene iz, sağır ruha söz dinletemezsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zifiri Karanlığın Dilinde
Teen FictionKerim, hayatı boyunca hep iç çekenlerden olmuş, asla istediklerine sahip olamamıştır. Bunun nedeni ise ne yoksulluk, nede kötü bir birey olmasıydı. Kerim, ıssız karanlığında, kendi bedeninde kaybolmuş biriydi. Onu sakinleştirmek imkansız, anlamak is...