Herşeyin Sonu Mu?

13 1 0
                                    

Yıllar birbirini kovaladı derken, şuanki konumda buldum kendimi. Deniz Holding'in sahibiydim. Servetin tamamı babamdan bana geçmişti. Ama herşey parayla olmuyor tabiki. Arabaya bindim ve plakamdan dolayı herkes bana hayretle bakıyor ve el sallıyordu. Ben bu durumda olmak istemiyordum. Ama istemeden oldum. "İstemeden olduğun her mekan, akrebin yelkovanına halatla bağlanmış bir ip gibidir. Ne zaman geçer ne zamanı geçirebilirsin..."
Annemin vefadının ardından babamı kaybetmek, beni çok yıpratsada benim ayakta durmam şarttı. Çünkü yönetmem gereken bir holding, bakmam gereken 86 sokak çocuğu ve okutmam gereken de 341 öğrencim vardı. Bunlara tek başıma yetişemiyorum tabiki. Derken arkamda yanan kırmızı mavi sirenleri gördüm ve bir iki derken aracımın etrafını sarmışlardı. Gayet sakin bir şekilde torpidomu açtım ve içerisindeki butona bastım. Bu buton, tam tamına 150 adamımın telefonuna bir sinyal gönderiyor. Beni bulmaları ise 5.5 dakikayı geçerse kendilerini holdingin en alt katındaki ıslak elektrikli sandalye bekliyor. Yani gelmelerine 2.5 dakika kaldı.
Bir anda hepsinin sirenleri çalmaya başladı, gayet sakinim. Iki ekip bir anda frene basarak aracımın durmasını sağladılar ve etrafımda bir barikat oluşturdular. Aracım son derece donanımlı ve güvenliydi. Iki polis yaklaşırken bir anda yere yığıldılar. Evet evet, başlıyoruz çocuklar. Aracımdan inip bagajımdan çıkardığım pompalıyla hedeflediğim polisleri indiriyordum. Adamlarım bir ordu gibi tüm yolu sarmıştı. Insanların çığlıkları, çocukların bağrışmaları, hepsi kulağımı tırmalıyordu. Bir anda kalp ritmimi duydum ve Kerim Bey! Kerim Bey! Diyen bir ses. Gözlerim bulanıklaşıyordu. Adamlarım kollarıma girerek beni sürüklemeye başladılar. Yaralı bir polis vurmuş beni. Tam karın boşluğumdan. Bilincimi yitirmiş ve şuurumu kaybetmiştim. O an bana yapılan tüm işkenceler geçti gözümün önünden. Hayır Allahım! Şuan değil!

Zifiri Karanlığın DilindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin