PROLOG
Tüm vücudu tir tir titriyordu. Tam bir kriz anıydı ve saniyeler içinde bir şeyler yapmazsa yakalanacaktı. Hararetli bir boğuşmanın ardından kendini dokuzuncu kattaki dairenin balkonuna atabilmeyi başarmıştı. Çıldırmak üzereydi. Aklı durmuş gibiydi. Buradan kurtulabilmenin tek yolu az önce balkondaki manzarayı seyrederken aşağıda fark ettiği karşılıklı durak iki basamaktı. Fakat her iki basamakla arasında neredeyse 3 metre vardı. Odada yere savrulmuş psikopatın ayağa kalkmaya çalıştığını görünce değerlendirebileceği kadar parlak ve çeşitli seçenekleri olmadığını bildiği için korkuluklardan aşağı tırmanmaya çalıştığını anladı. Aşağıya bakmamaya çalışıyordu çünkü yüksekliği her gördüğünde başı disko topu gibi dönüyordu. Basamağın bulunduğu dairenin kime ait olduğuna dair en ufak bir fikri yoktu. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak misali başının daha büyük bir belaya girebileceğinin de bilincindeydi. Ama ne olursa olsun bu adamdan kaçmak zorundaydı. Bu psikopattan kurtulmalıydı! Denize düşen yılana sarılırdı. O da aşağıda nasıl biri olduğunu bilmediği ev sahibinden yardım istemek zorundaydı. Ya dünyanın en kötü ve tehlikeli insanına çatarsam, diye düşünse de başka şansı olmadığını da çok iyi biliyordu.
Üstelik henüz o kata ulaşmayı da başarabilmiş değildi. Belki de dengesini kaybedip aşağı düşecek ve parçalara ayrılacaktı. Böylece ailesinden habersiz geldiği bu aptal tatilde trajik bir ölümle sonlanacaktı hayatı.
Adımlarını sağlam yere attığından emin olmak zorundaydı. Aşağıya bakmadan kendisine en yakın basamağa yetişmeye çalıştı. Biraz sarsılıp düşecek gibi olunca vazgeçti fakat içeriden hareket sesleri geliyordu, adam ayağa kalkmış kendisine doğru geliyordu. Ya düşüp ölecekti, ya da basamağa yerleşmenin bir yolunu bulacaktı. Başka çaresi yoktu. Anlık deli cesaretiyle sağ ayağını tekrar basamağa uzattı ve başardı. Fakat işin en zor kısmı sol ayağını diğer basamağa yetiştirdikten sonra aşağıdaki balkona atlayabilmekti. Yukarıdaki korkuluğa tutulmuş elleri terliyordu, bir an önce aşağıdaki balkona yetişmeliydi. Bu yüzden sol ayağını diğer basamağa kadar uzattı ve anlık bir cesaretle balkona atladı. Kalbi küt küt atıyordu. Hemen tüm gücüyle balkon camını çalmaya başladı. İçeride hiçbir yaşam belirtisi yoktu. Eğer birkaç saniye içinde evin sahibi kapıyı açmazsa resmen bitmişti. Yukarıda nefes nefese balkon korkuluklarından aşağıya bakan adamı duyduğu an balkon duvarına sindi. Saklanmalıydı. Nefes dahi almadı. Adam düştüğüne inanana kadar hiçbir şey yapmadan öylece durdu. Bir süre sonra yukarıdaki psikopat kısa süreliğine tekrar içeri girdi ve Lalin çılgınlar gibi balkon camına vurmaya devam etti. Çaresizce "Lütfen açın kapıyı, lütfen! Yalvarırım!" diye mırıldanıyordu. Adam tekrar balkona gelip kendisini arayabilirdi. Ya da tüm binanın zillerini çalıp kendisini arayabilirdi. Belki de aşağıya inip düşmediğinden emin olunca ne yapıp edip kendisini bulabilirdi. Çıldırıyordu galiba. Çeşitli kıyamet senaryoları üretirken biraz sakinleşmenin faydası olacağını düşündü. Hâlâ ev sahibinden ne ses vardı, ne seda.
Bu korkunç geceden sağ çıkabilecek miydi?
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dokuzuncu Kat ღYAKINDAღ
Fiksi UmumArkadaşlarınızla tatil için geldiğiniz yerde hayatınızın en korkunç gecesini yaşadığınızı düşünün. Bu durumdan kurtulmak için hiç tanımadığınız birinden medet umar mıydınız? Lalin tam olarak böyle bir durumun içine düşmüştü. Kız arkadaşları ile aile...