Kırıkların Aksi

4.5K 275 87
                                    

Geçmişin sırlarını dökmek için toplanmış iki kuşaktan dört kişi,onların masası dışında çoğunluğunu kırkı aşmış evli çiftlerin doldurduğu salonun öte ucundan haykıran yaşlı beyin sesiyle şaşırdılar.

"Sönmez şu sulardaki zaferler meşalesi!"

Dalga dalga yayılan uğultu ve ufak bir gülüşme ardından salonun bu kez diğer ucundan bir başkası karşılık verir gibi seslendi.

"Ufkumuzda çakıyor Barboros'un şulesi!"

Her yerden alkış sesleriyle birlikte giderek yükselen onlarca ses katıldı ritimle beraber söylenmeye başlayan sözlere...

"Denize hakim olan cihana hakim olur,

Vatan deniz aşkıyla coşar Deniz Lisesi!"

Yüz elli kadar insanın büyük bir neşeyle söylediği marşı dinlemeye koyuldular.Yaşlı amcalar kadeh tokuşturuyor,kimileri gülerek, kimileri göz yaşlarını silerek insanı hareketlendiren tonlara basa basa, belli ki onlar için büyük anlamlar ifade eden coşkun sözlere eşlik ediyorlardı.O sırada yedi sekiz kişilik bir orkestra,restoranın yirmi otuz santimetre yükseklikteki sahnesine gelip yerleşmeye başlayınca Halis Neoma'nın elini tutup "Seni şu bahriyelilerden bir kurtaramadım,burada da buldular bizi..." diye takılarak gençlere döndü.

"Bizim sohbet yarına kalacak sanırım.Gece çalgılı çengili geçecek gibi görünüyor."

Yaşlı adamın haklı çıktığı yükselen klarnet sesine eşlik eden darbukayla ortaya çıktı.Çevresini inceleyen Hilal,masadakilere ileriyi işaret etti.Yarım saat önce "Amiralim,amiralim" diye herkesin selam verdiği, jilet gibi ütülenmiş gömleğinden sinek kaydı tıraşına kadar askeri disiplin kokan kallavi adamlardan birisi kravatını çıkarmış; yanında en az kendisi kadar ağır görünümlü arkadaşına doğru sallayıp gülerek oynuyordu.

Yanık sesli müzisyen "Ada Sahillerinde"yi söylerken,Hilal kulağına ilişen Yunanca sözlerle kafasını yana çevirdiğinde,Leon'un  kadehini Neoma'ya doğru kaldırarak şarkıyı mırıldandığını gördü.Nine torunun kendi dillerinde eşlik ettiği şarkılara,gece geçtikçe" İndim Havuz Başına"ve "Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar"gibi yenileri eklendikçe; Hilal bir yandan şaşırıyor bir yandan eğleniyordu.Bambaşka bir dile, bambaşka bir dine sahip bir ülkenin insanlarıyla bu kadar çok ortak noktaları olduğuna canlı canlı şahit olmak ona keyif vermişti.Anın hoşnutluğuyla birlikte aniden kadehini Leon'un elinde tuttuğu bardağa hafifçe dokundurup gülümsedi.Bu hareketi akabinde genç adamın bakışları onu bulduğunda yine nabzı artmaya başladı...Alkolün verdiği cesaretle mi bilinmez her zamankinden  cüretkardı Leon... Gözlerini hiç telaşa kapılmadan ağır ağır Hilal'in yüzünde gezdirdi. Bakıp geçtiği her yer karıncalanıyordu sanki...Sandalyede duran kolunu belli belirsiz bir hareketle aşağı kaydırarak Hilal'in omzuna yandan hafifçe dokunup kadehi dikti.

Normalde rakıyı asla hızlı içemeyen, hatta pek de içmeyen Hilal bardağını ufak bir yudum sonrası tabağının yanına koyup,kendine gelmek için bedenini yana çevirerek orkestra ve küçük pistte oynayanlarla ilgilenmeye başladı.Bir kaç dakika sonra sağ omzunda ufak bir dokunuş hissetti. Leon kulağına eğilmiş "Gençlere bak!" diye gülerek fısıldayınca baştan ne demek istediğini anlayamadan etrafa bakınsa da,Halis ve Neoma'ya dönünce nefesini hala kulağı yakınlarında duyumsadığı için içkiden bağımsız bir sarhoşluğa kapılmasına sebep olan adamın neyi kastettiğini gördü.

"Aman Doktor" şarkısının çalmasını fırsat bilen Neoma yaşına aldırmadan omuzlarını sallaya sallaya Halis'in göğsüne doğru sokulurken öyle işveliydi ki,Hilal kıkır kıkır gülmeye başladı.Hele de bir eliyle bastonunu yere vura vura ritim tutan dedesinin diğer eliyle kadına bıyık burduğunu görünce kendini tutamayıp koca bir kahkaha patlattı.Göz ucuyla baktığında Leon'un da yaşlı aşıklara bakarak güldüğünü görünce mutlu oldu,genç adamı dolu dolu gülerken pek görmediğini şimdi fark ediyordu.Saatin on biri geçtiğini gören Neoma Halis'in elinden tutup ayağa kalkmasına yardım ederken pisttekileri izleyen Hilal ve Leon'a döndü.

AkisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin