2.Bölüm:Düşünceler

42 2 0
                                    

    Multimedia;Pırıl

Bayılmam gerekiyordu. Bunları görmeden bayılmam gerekiyordu. Düşüncelerim de bile boğulup bayılmam gerekiyordu. Olmayacağını bilsem bile olması gerekiyordu. Karşımda ki manzara'nın hayâl ürünü olmasını dilerdim.

Pırıl!

Sarp!

Of!

Ben buraya gelmeden önce nereden bilebilirdim,en yakın kız arkadaşım ile benden üç yaş küçük erkek kardeşimin oda'mı savaş alanına döndüreceğini. Başımda ki ağrı yetmezmiş gibi bir de onları deli gibi rock müziklerini dinliyordum. Bu ikisinin bu müzik seçimleri beni öldürüyordu. Böyle gürültülü bir şey müzik olamazdı.

Kulaklarımı kapatmaya çalıştım. Yatağımın üstünde zıplıyorlar,üstüne üstlük her yeri dağıtıyorlardı. Hayır, hayır, hayır. O yerde ki Eymen'in bana aldığı plak değildi değil mi? Eğer oysa bu ikisi bitmişti!

Gidip yerden onu aldım ve kenara özenle koydum. Daha sonra deneyebilirdim.

Teyibe uzanıp düğmesinden kapattım.
İkisi de anında bana dönüp çatık kaşlarla bakmaya başladılar.

"Abla niye kapatıyorsun ya?"

"Sarp odama ne yaptınız siz ikiniz?" Hiç utanmıyorlardı birde.

"Biraz eğlendik kanka ya. Ne olacak?" Pırıl bilmiyor muydu ne hâlde olduğumu? Eymen söylememiş miydi? Veya babamlar?

Acaba Sarp biliyor muydu? Gerçi onun kafası basmaz. Ağlamamalıyım,ağlamamalıyım diye içimden kendimi yatıştırmaya çalışırken gözümden bir damla yaşın süzüldüğünü hissettim. Kendim için yine ağlıyordum. Pırıl yanımda olurdu hep. Bir an için onu da uzun süre görmeyeceğimi hayal ettim fakat hâyâli bile bana fazlaydı. Pırıl'ın ailesi ile beni'm ailem dost'tu zaten. İyi ki, iyi ki diye geçirdim içimden. Iyi ki ailelerimiz yakındı. Pırıl benim elimden tutan insandı. Bana
kız kardeş neydi? Hissettiren insandı.

Yanıma geldi ve sarıldı bana.
"Şşhh...rahatla bir tane'm rahatla. "Saçlarımı okşuyordu. Anne şevkati vardı onda. Her ne kadar gotik tarzı ile dışarıdan değişik biri gibi görünse de sevdiği,değer verdiği kişilere karşı o bir 'anne'ydi'.

"Abla"dedi Sarp çekingence. Benim ağlamama dayanamadığını biliyordum. O beni'm erkek kardeşimdi. O benim kardeşimdi. Her ne kadar tartışsakta,birbirimizin canını yakmaya çalışsakta can'dık biz. Birbirimizin can'ı.

Ben o kadar içten ağladığımı fark edememiştim. Ama bunu Sarp'ın bakışlarından anlayabiliyordum. Her ne kadar gözlerim ağlamaktan buğulanmış olsa bile.

Pırıl benden ayrıldı ve beni kenara oturttu. Şu odayı görünce moralim daha çok bozuluyordu. İkisi de oda'nın içinde gözlerimi gezdirdiğimi fark etmiş olsalar gerek mahçupça baktılar.

"O zaman biz önce burayı hallediyoruz ve sen de bizim halletmeye çalışırken mi anlarımızı izliyorsun tamam mı?" Hafif tebessümle kafa salladım. Sarp yanında iki hizmetli kız ile gelince dört kişi yapacaklarını anladım. Moralim bozuk olmasa ben de yardım ederim diyecektim de,demedim. Çünkü; ev işinden nefret eden biriydim.

Eymen...

Onu şimdiden özlemiştim. Onu şimdiden istiyordum. Ona şimdiden ihtiyaç duyuyordum. Onun şimdiden yanımda olmasını istiyordum. Bizim aramızda vıcık vıcık bir ilişki yoktu. Bizim aramızda aşk vardı. Sadakat,güven vardı. Anlayışlıydık biz. Giyim konusunda ve başka kişiler konusunda değil tabi. Onu niye öpmemiştim. Keşke öpseydim. Nasıl unututum? Unuturuz? Onu aramam gerekiyor muydu? Eğer gerekseydi o şu an'a kadar arardı. Demek ki ailesi ile konuşuyordu. Tartışıyor desek daha doğru olur bence.Tozların hafaya kalkışını gördüm içeri giren güneş ışınları sayesinde. Hepsi teker teker yere düşüyordu yavaşça. Biz de böylemiydik acaba. Yavaş yavaş mı oluyordu her şey? Yoksa her şey yavaş giderken bir anda mı tökezliyorduk? Ah! Saçmalık.

MANTIK VE DUYGU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin