MULTİ : BORA
Gözlerimi açtığımda Alara tam karşımda duruyordu.
"Sonunda uyanabildiniz Esila Hanım" dedi ve tok bir kahkaha attı."Ne gülüyorsun lan sülük" diye bağırdım. Kendimi tutamamıştım. Bunu dememle sinirlendi ve bana yaklaşıp yüzüme sert bir tokat attı.
Tam ağzımı açıyordum ki kapı çaldı. Alara gidip kapıyı açtığında içeri kel, sağ kaşında ve kulağında piercingli, parmaklarında, kollarında ve yüzünde dövmeleri olan bir adam girdi.
Alara onu görünce sevinmişe benziyordu. Hemen adamın yanına gidip yanağına öpücük kondurdu.
"Aletleri getirdin mi Çetin?" diye sordu Alara. "Evet" Ne aletinden bahsediyordu bunlar?Çetin yanıma gelip ellerimi ve ayaklarımı çözdü. Aslında beni çözdüğünde kaçmayı düşünmedim değil. Küçücük odada iki kişi başımda dururken nasıl kaçabilirdim ki! Ellerimi çözdükten sonra tek hamlede beni ayağa kaldırdı. "Ne yapacaksınız bana! Alara lütfen , çok korkuyorum." dedim kendimi acındırmaya çalışarak ama nafile. Acımasız pislik! "Çetin dövmeyi tam enseye yapıyorsun tatlım." dedi ağzını yaya yaya. Ne dövmesi ya! Bana dövme yapmayacaklar değil mi? Hayır ya olamaz!
Çetin sırıttı ve Alara'ya döndü, "İstediğimi vereceksen sıkıntı yok." dedi Çetin, bu sırada Alara'yı süzüyordu. "Tatlım sen hiç merak etme süper bir gece seni bekliyor!" Çetin tek kaşını kaldırdı ve, "İddialısın!" dedi. Alara' da kafasıyla onayladı.
Daha sonra Alara gülerek dışarı çıktı. Kabak kafa, "Gel bakalım buraya" diyerek beni başka bir odaya sürüklemeye başladı. Odaya girdiğimizde kapıyıda üstümüze kapattı. Sonra beni siyah deri tekli koltuğa doğru çekiştirdi. Kabak kafa, koltuğun üstündeki yeni gördüğüm kırmızı düğmeye bastı. Düğmeye basmasıyla, koltuktan garip sesler çıkmaya başladı ve koltuğun heryerinden kemer çıkmaya başladı.
Koltukta isviçre çakısı gibi mübarek heryerinden birşey çıkıyor. Kabak kafa beni sertçe koltuğa itti ve kemerleri bağlamaya başladı. Bende beni öküz gibi ittiği için kafamı duvara çarptım ve bu sinirle, "KABAK KAFALI ORANGUTAN!" diye bağırdım ama beni hiç takmışa benzemiyordu.
En üstte olan kemeri kafamı eğerek taktı. Kafam yere doğru döndüğü için görebildiğim kadarıyla sağ taraftaki masadan lastik toka aldı ve saçlarımı eline doladı. Lastiği takarken saçlarımı okşadığını hissettim. Belki de bu kabak kafanın huyuna gitmek gerekiyordur!
Düşün Esila düşün! Ne dersen senin buradan kaçmana yardımcı olur? "İşte buldum!" Saçlardan yola girmem gerek! "Neyi buldun?" dedi bana bakarak. Kahretsin, sesli düşünmüşüm! "Eğer kaçma planları yapıyorsan, boşuna uğraşma!" dedi kabak kafa. "Yok canım, ne kaçması? Ben alıştım buraya! Lan kabak kafa herhalde kaçma planları yapıyorum burada ömür boyu sizinle mi kalayım!" dedim kabak kafaya bağırarak. Bunu dememle sinirlenmiş olacak ki elleri hâlâ saçımdayken sertçe çekti.