Multideki aslı. Bir sabah gözlerimi açtığımda hayat o kadar huzurlu ve sessizdi ki sanki güneşin bugüne özel doğmasında bir sebep varmış gibi hissediyorum. Abim sessiz sakin biri, annem ne kadar okutmak istediyse okumadı. Ben okudum ama hep katı olarak büyüdüm katı kurallarım vardı. Belkide bir çocuğun baba sevgisinden mahrum bırakılmasının ne demek olduğunu bildiğim için öğretmen olmak istedim ve oldum da annem, aslı kızım hadi abini de kaldır kahvaltıya gelin dediğinde, tamam anne geliyoruz. Dedim abimin odasına doğru gittiğimde kapıyı çaldım, abi hadi uyan annem kahvaltıya çağırıyor. Abim kapıyı açar açmaz, kızım ne bağırıyorsun yaaa geliyoruz işte. İyi sen kendin kaşındın, anneee, Ömer uyanmıy.... Ağzımı kapatarak kızım sus sus tamam geliyorum. O zaman bir şartla bağırmam. abim, neymiş o şartın.
Beni bugün okul çıkışı urfayı gezdirecen, abim, bakarız deyince ben yine bağırmaya başladım. Anneee oğl.... Tamam kızım tamam gezdirecem. Söz mü? Abim, söz deyince dünyalar benim oldu. Hemen bahçeye çıkıp annem kahvaltıyı kurup bizi bekliyordu. Nerdesiniz çocuklar geç oldu aslı kızım bide ilk günden işine geç mi kalmak istiyorsun. Hadi çabuk olun, anne, okul çıkışı Ömer bana urfayı gezdirecek. Olmaz kızım akşam dedenler bizi konağa çağırıyor hem dedenizi de görmüş olursunuz dediğinde hemen Ömere dönüp, hadi yine iyisin bugün paçayı yırttın Ömer bey, ömerin ohhh çekmesi çok uzun sürmedi bile...
Ben okula gitmek için hazırlanıp evden çıktım. Okula geldiğimde çocuklar sınıfta gürültülü bir şekilde sohbet ediyorlardı. Ben sınıfa girince çocuklar ayağa kalktı ve günaydın çocuklar, dediğimde bu ses herşeye bedeldi, hep bir ağızdan günaydın öğretmenim.
-nasılsınız çocuklar.
-iyiyiz öğretmenim siz nasılsınız.
-sizi görünce ben de çok iyi oldum. Kendimi tanıtayım ben, benim adım aslı, yeni rehberlik öğretmeniniz benim ve bir sıkıntınız varsa yada bir sorununuz varsa sakın çekinmeyin, gelin konuşalım, bakın çocuklar sakın unutmayın, azimli olmak daima hayatta karşı sizi hep bir adım öteye taşır. Kafanızda bir hayaliniz olsun, ve o hayalinizi gerçekleştirmek için adımlarınızı atın. Dediğimde bir kız öğrencim parmak kaldırıp söz hakkı istedi. Evet buyur canım.
-öğretmenim kızlarda azimli olur mu?
-senin adın ne canım.
-benim adım Zeynep ama urfada bana Zeyno deniliyor.
-evet Zeynep bu soruyu neden sordun ki kızlarda erkekler eşit zaten kız erkek farkettmez ki yeter ki siz gönülden isteyin.
-ama öğretmenim buralarda kızları okutmuyorlar kızlar 15 yaşında evlenir erkekler de tarlada çalışır.
-olur mu öyle şey canım hak var hukuk var ne demek 15 yaşında kızlar evlendiriliyor.
-öğretmenim burada töre var ve töre ne derse o olur.
-tamam çocuklar buralarda töre olabilir ama törenin sizin adınıza karar veremez sizler geleceğin ışıkları, umutları, ufuklarısınız kimse sizin özgürlüğünüzü elinizden alamaz bu, bu kadar kolay olmamalı zaten. Anlaştık mı.
-anlaştık öğretmenim.
-o zaman bugün ki ilk konumuz HAYALİMİZ olsun mu, ne dersiniz
-eveeeeettttttt
-tamam o zaman çıkarın kalem defterlerinizi hayallerinizi yazın.
Onlar hayallerini yazarken bende onları izledim. Ve o kadar masum duruyorlar ki, daha çok güzel gençler ortaokulu okumalarına rağmen herşeyin farkında olmaları çok gurur vericiydi.zilin çalmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp, çocukların kağıtları masaya bırakıp gitmeleriyle dersin sonuna geldim. Bu kağıtları okumakta çok heyecanlıyım. Kim bilir ne hayalleri vardı minik ellerin.
Okuldan çıktım eve gitmek için ama hazır öğleden sonra dersim yokken, urfayı biraz gezmek istedim, urfanın sokaklarında geçerken, yolun ortasında bir güvercin gördüm. Galiba yaralıydı. Hemen yanına gidip elime aldım. Oy oy kıyamam sana ben yaralandın mı sen, tam ayağa kalkarken, birden hızla bana doğru gelen arabaya baktım, hayıııırrrr, diyerek bağırıp, gözlerimi kapattım ve orda donup kaldım. Öldüm mü kaldım mı anlamadan, birinin bağırmasıyla gözlerimi açmam bir oldu. Karşımda gördüğüm yakışıklı uzun boylu bir adam bana doğru gelerek kolumdan sertçe tutup üzerime bağırdı.
-ne yapıyorsun lan sen yolun ortasında, kör müsün kızım sen.
-ne bağırıyorsun bee, ağzını topla öyle konuş, karşında çocuk yok senin, bir daha bana kızım diye de hitap etme yoksa....
-yoksa ne lan, sen benle kafa mı tutuyorsun, sen benim kim olduğumu biliyor musun.
-kim olduğun umurumda bile değil laflarına dikkat et yeter.
-kızım bak belli ki buranın yabancısısın şimdi asabımı bozmadan ikile şuradan, yoksa elimde kalacan
Dediğinde hızla arabaya bindi ve uzaklaştı. Züppe ne olacak ukala, kendini beğenmiş maymun suratlı, ben o sinirle eve gittiğimde çantamı alıp masaya attım ve saydırdım da saydırdım. Annem, ne oldu kızım birşey mi oldu dediğinde.evet oldu anne salağın birine çattım işte. annem kızım dikkat et kendine takma kafana böyle şeyleri, hadi hazırlanda dedenlere gidiyoruz.. Tamam anne hazırlanıyorum. Hiç görmediğim dedemi görecektim, aslında dedem iyidir Ama töre düşkünü olduğu için fazlada düşkünlüğüm yok dedeme karşı. Neyse hazırım ben annemin bağırmasıyla Ömerle odalarımız yanyana olduğu için kapıdan çıkmamız bir oldu. Dışarı çıktğımızda annem yine saydırıyordu. Annem, kime süsleniyorsunuz ben anlama-
dım ki . Abim hemen ortaya atladı, anne kim bilir belki gelinin olacak kıza süsleniyorum. Deyince annem nerdeee, seni alacak kızın vayyyy kine
Vay haline.. Biz Ömerle kahkaha atarken. annem, bırakın gevezeliğide akşam dedenizin evi kalabalık olacakmış gözümün önünde sakın kaybolmayın ona göre. Annem sözünü bitirince, Ömerle tamam anne merak etme, konağa geldiğimizde, dedemi görmek için heyecanlandım. kapıda korumalar duruyordu. Korumalar kapıyı açınca içeri girdik, dedemin anneme sarılması o kadar içtendi ki o an babamın yokluğunu hissettim ve o kadar çok acı verdi ki, babasızlığı en iyi ben bilirim. Dedem bir an way way benim torunlarım gelmiş ğoş gelmişsiz. Gelin hele Gelın ne kadar büyümüşsiz dediğinde bize sarıldı ve hasret giderdik. Dedem, siz içerde oturun benim misafirlerim var onlarla ilgileneyim. Nede olsa gece bol bol konuşuruz. Biz içeri girdiğimizde nennem annemle koyu bir sohbete girdiğinde içeri bir kız girdi ama kız o kadar güzeldi ki inanılmaz derecede bir güzelliğe sahipti. Annemin ellerini öpüp hoşgeldiniz Behiye teyze deyince annem tanımadı. eee haklıydı
Ne zamandan beri görmemiş ailesini
Nennem anneme, bağ bu güzel kızımız Dilan, boran her eve gelişinde getirir bana yardım etmek için. bozokların aşiretinden Haşim ağanın kızıdır. Dediğinde annem daha bir sarıldı Dilana çok güzelleşmişsin güzel kızım. Dediğinde, Dilan mutfağa misafirlere çay demlemeye giderken bende yardıma gittim. Orda biraz kaynaşıp konuştuk çayları demledikten sonra ben bir tepsiyi kadınlara Dilan da ikinci tepsiyi erkeklere götürmek için tam kapıya doğru giderken çarptığım şeyle sıcak çayların hepsi ayağımın üzerine döküldü. Ben kafamı kaldırıp bağırmaya başlayınca çarptığım kişinin bugün tartıştığım adamdı...Arkadaşlar lütfen okuduktan sonra yorum yapmayı unutmayın çünkü devamı muhteşem olacak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE VE AŞK
Teen FictionAslı ve boranın Töre yüzünden birbirlerine hissettikleri nefret başka duyguları da beraberinde getirebilir.