ÇİRKİN ÇİÇEĞİM

27 3 0
                                    

Volga kolumdan çekiştirerek beni arabaya bindirdi. Yanında gelen arkadaşının kulağına bir şeyler söyledi ve çocuk benim olduğum arabaya binip arabayı çalıştırdı. Tek kelime dahi etmiyordu. Volga'yı orda bırakmıştık. Tek başına kim bilir ne yapıcaktı. Volga ile Pozan'nın arasında ki düşmanlığı bilmeyen yoktu. Neden olduğunu kimse bilmiyordu. Yana dönüp arabayı süren çocuğa baktım. Dikiz aynasından arkaya bakıyordu.

"Volga arkamızda geliyor" dedi buz gibi bir sesle kafamı sallayıp dışarıyı izlemeye başladım. Hatırladığım tek şey güzel bir eve girdiğimizdi. Gözüme takılan bir kaç eşya ve abimin sesi

"Uyu Azelya"

Aklımın köşesine yazdığım sade ama etkileyici kelimelerimi su yüzüne çıkarıp gözüm kapalı şekilde mırıltılar ile tekrarlamaya başladım. Ayaz vurmayan yeşil otları yavaş bir şekilde okşayıp oturduğum yerde uzandım. Kafamı sağa çevirip mavinin en koyu haline bakmak istedim. Onun gözleri kapalıydı. Sırt üstü uzanmış derin nefesler alıyordu. Gözlerini hafifçe aralayıp bana döndü. Bende ona baktığımı görmesin diye sırt üstü yatıp gökyüzüne bakmaya başladım. Sessiz bir gülme gelince Pozanın anladığını fark ettim. Ona dönüp bende gülmeye başladım. Sonra tekrar sırt üstü uzanıp gözlerimi kapattım. Sağ tarafımda bir hareketlilik hissedince gözümü açıp kafamı sağa çevirdim. Her zaman gördüğüm ve hayran olduğum çimen yeşili gözler ile karşılaştım. Dudaklarını hareket ettirip bana asla yapmıyacağı bir şeyi yapıp şiir okumaya başladı.

"Sen bir tomurcuksun açelya
Öğrenmen gereken çok şey var
Yürümen gereken çok yol
Uyan benim çirkin çiçeğim

Hayat senin okuduğun roman kitaplarındaki gibi değil
Gerçekler anlaşılması zor kelimelerim
Hayat bir sayfa misali olsaydı
Geçmişindeki sayfaları yakardım teker teker. "

Gözlerim dolmuştu onun bana böyle cümleler kurması çok zordu. Bana söyliye bileceği en güzel kelime Çirkin Çiçeğim di.
Elimle okşadığım o çimenler bir anda yok olmuştu. Elimin altında olan tek şey kuru bir topraktı. Olduğum yerde oturdum. Sağımda abim vardı. Yavaşça kafamı sola çevirdim. Pozan hala oradaydı. Onu olduğu taraf çok güzeldi her yer yeşildi. Pozan gülüyordu gökyüzüne bakıyor bir şeyler söylüyordu. Kafamı sağa çevirip abime baktım. Artık abim değil diye içimden geçirsemde on yedi yıldırlı abim gördüğüm kişiyi bir anda silemezdim. Onun olduğu taraf kurak bir bölgeden farksızdı. Asla bir ot bile yetişmezdi. Gökyüzü olduğundan çok farklıydı. Daha bir kapalıydı her ana yağmur yağacak gibi hissediyordum. Birden bana dönüp konuşmaya başladı.

"Görüntü seni yanıltmasın benim çirkin çiçeğim sen hepsinden güzelsin" dedi. Dudakları hafifçe kıvrıldı ve dolgun dudakları hafif bir gülümseme hali aldı. Bende ona gülmesedim. Sesli bir nefes verip mırıltılar ile konuştu.

"Hadi uyan benim çirkin çiçeğim"
dedi. Bir anda her yer duman olup havaya karıştı. Pozan kayboldu abim kayboldu. Çimenler elimin altından kaydı gitti. Yavaşça gözlerimi açıp kafamı sağa sola çevirdim. Geniş bir yatağın sol tarafına yatmıştım. Bence yatmaktan çok beni biri buraya getirmişti. Geceye dair hatırladığım çok fazla şey vardı ve hatırlamak dahi istemiyordum. Pantolonumla yatmak istemediğim için abimin olduğunu bildiğim bir tişört ile uyumuştum. Ayaklarımı bazadan aşağı sallandırdım. Soğuk zemine değen ayaklarımı hafifçe geri kaldırdım. Sonra geri yere değdirdim. İlk defa gördüğüm bu evi inceleme başladım. Abimin asla vazgeçmediği lacivert rengi buradaki odasına da yansımıştı. Püsküllü halıya ayağımı bastığım anda yumuşaklığı ile mest oldum. Birden kapı açılınca kafamı o yöne çevirip kimin geldiğine baktım. Beni ayakta görünce şaşırmış bir şekilde baktı ve kapıyı hemen geri kapattı. Ben şaşkınlık içinde kapattığı kapıya bakmaya başladım. Neden böyle bir şekilde kapıyı kapatıp gitmişti. Kapıyla kesişmeyi bırakıp oraya doğru yöneldim elimle kapının kulpunu tuttuğum sırada kapı açıldı. İçeri Volganın girdiğini görünce arkamı dönüp lacivert koltuğuna yöneldim. Kolumdan tutup beni kendine çevirdi.

GİZLİ ÜVEYLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin