14. BÖLÜM

191 25 24
                                    

Hayat öyle şeyler yaşatır ki insana, bazıları için dayanılmaz gelen şeyler senin için sıradan bir şey gibi gelir. Bazıları 'bu imkansız' diye kestirip atarken bazı hisleri, sen o hislerle her gün boğuluyorsundur ama ölmüyorsundur. Bazıları inanmasa da aşka sen her gün biraz daha iliklerine kadar hissediyorsundur aşkı.
Bazıları bilmez aşkın bir seçim olmadığını. Arkadaşlarını kendisi seçer insanın, dostunu, etrafında ki insanları. Ama aşk! Aile gibidir. Nasıl anne babamızı biz seçemiyorsak aşık olacağımız kişi de aynı anne ve baba gibi bizim seçmimize bırakılmış bir şey değildir.
Aşık olduğumuz kişiyi anne ve babadan ayıran şey, ne olursa olsun hislerinin hep aynı kalmasıdır. Yaşanılan bazı olaylar ailemizden nefret etmemeze sebep olabilir ama aşık olduğunuz kişiden nefret etmemiz mümkün değildir.

Bir kez daha anlamıştı Luhan Sehun'a olan hislerinin ancak kalbi durunca son bulacağını. Belki Sehun'a duyduğu aşk eskisi gibi onu mutlu etmiyordu. Ama Sehun'a sebep yaşamaya devam edecek kadar yeterliydi hisleri. Ölecekse de bunun sevdiği adamın ellerin de gerçekleşmesi aslında bir ödüldü Luhan için. Başta bunun olacak olması korkutmuştu küçüğü ama artık korkmuyordu.

Eve geldikten sonra Sehun onu yatağına yatırmış ve hiç bir şey söylemeden odadan çıkmıştı. Luhan ise yaklaşık bir saattir düşünceleriyle ve hisleriyle boğuşuyordu.

Karnından yükselen seslerle daha fazla açlığını görmezden gelemeyeceğini anlamıştı. Bir de tuvalete gitmesi gerekiyordu. Yavaşça yattığı yerden doğruldu. Ayağa kalkabilir miydi bilmiyordu ama en azından deniycekti. Yan tarafta ki çekmeceden destek alarak kalkmaya çalışmıştı ama hissettiği acıyla yüzünü buruşturark çığlık atmış ve kalktığı yere tekrar düşmüştü. Tek başına kalkması mümkün değildi.

Sehun ise kendi odasında yatağına yatmış telefonuyla ilgileniyordu. Bir anda duyduğu çığlık sesiyle hızla kalkmış ve koşarak Luhan'ın odasına gitmişti.

Kapı büyük bir hızla açılınca korkmuştu Luhan. 'sesimi duymuş olmalı' diye düşündü. Her zaman ki gibi sinirli değil di bakışları büyük olanın. Daha çok endişeli görünüyordu. Luhan şaşırdı. Onun için mi endişeleniyordu yani.?

Sehun Luhan'ın iyi olduğunu görünce derin bir nefes aldı. Neden bu kadar endişelenmişti ki? Hemen eski haline dönüp kaşlarını çattı.

"Niye durduk yere bağırıp beni rahatsız ediyorsun.!?"
Ses tonun sinirli çıkmasına dikkat ederek konuşmuştu.

Luhan biraz önce Sehun'un kendisi için endişelendiğini mi düşünmüştü? Ah kesinlikle saçmalıktı.

"Şey ben.. Tuvalete gitmem gerekiyordu ve ayağa kalkmaya çalıştım sonra.."
Sehun'un bakışları tedirgin ediyordu küçük olanı, bu yüzden de konuşmakta zorlanıyordu.

"Geri zekalı mısın sen!? Bu ayakla nasıl yürümeyi düşünüyorsun.? Bana seslenmen gerekirdi."

Sehun sinirle konuşup küçük olanın yanına gelmiş ve bir anda onu kucağına alıp banyoya doğru ilerlemişti. Bu süreçte Luhan sessiz bir şekil de 'Özür dilerim' diye fısıldamıştı. Sehun'un duyup duymadığı konusunda emin değildi.

Luhan'ın işini halletmesine yardım ettikten sonra tekrar onu kucağına alıp yatağa taşımıştı.
Küçük olan Sehun'un yüzüne bakmamaya çalışıyordu çünkü utancından ölmek üzereydi.

"Şey.."

Sehun umursamaz bir şekilde tekrar odadan çıkacakken seslendi Luhan.

"Ben.. Açım.. Yani uzun zamandır bir şey yemiyorum ve.. Imm"
Sehun'un ne var bakışlarından sonra zorda olsa konuşmaya çalışmıştı küçük olan. Kızmasından yada sinirlenmesinden korkuyordu.

AŞK PARA SEXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin