9. BÖLÜM

273 25 14
                                    

Beynin de yankılanan saçma sapan sesleri duymazdan gelip aşağıya indi Sehun. Düşünmeye gerek yoktu. Yabancı hislerini görmezden gelecekti. Her zaman nasılsa öyle olacaktı.

Merdivenleri inip salona doğru ilerledi.
Chanyeol hala gitmemişti. Evine izinsiz girdiği yetmiyormuş gibi bir de gereksiz hakaretler de bulunmuştu Sehun'a.

"Neden hala burdasın."
Chanyeol'un yanına gitmiş ve çaprazın da bulunan koltağa oturarak umursamaz bir tavırla konuşmuştu. Açıkcası Chanyeol'un kalbini kırmak istemiyordu. Şuan sinirliydi ve her şey yapabilirdi. Bu sinirinin büyük bir kısmı Chanyeol yüzünden di sonuçta.

"Sen den iğreniyorum."
Yüzünü buruşturarak konuşmuştu Chanyeol.

Aslında Sehun'a hakaret etmek için kalmamıştı burda. Ondan iğreniyor da olsa yardımına ihtiyacı vardı.

"Defol git Chanyeol. Saçmalıklarını dinlemek istemiyorum."
Sinirini belli etmemeye çalışarak umursamaz görünmeye devam etmişti.

"Pekala.." hafif eğilerek dirseklerni dizinin üstüne koydu. "..Ne yaptığın umrum da değil. Söylediklerim zerre umrun da olmıycak zaten."

"O zaman kapı orda."
Chanyeol'un neden buraya geldiğini ne merak ediyordu ne de bilmek. Saçma sapan ve gereksiz şeyler söyliycekti işte. Sadece yalnız kalmak istiyordu.

Sehun'un söylediği şeyden sonra kaşlarını çatarak bakmıştı Chanyeol. Sehun bazen cidden fazlasıyla sinir bozucu davranıyordu.
Eğer Sehun çoçukluk arkadaşı olmasa ve onu herkezden iyi tanımasa, yaptıklarının sebebini bilmiyor olsa, bi saniye daha durmazdı burda.

"Yardımına ihtiyacım var."
Sakin bir şekilde Sehun'un ciddiye almasını umarak konuştu Chanyeol.

Sehun 'Ne oldu?' dercesine hafiften kaşlarını çatarak bakmıştı.

"Kyungsoo kayıp."
Dışardan güçlü görünse de hiç iyi bir durum da değildi Chanyeol. Kyungsoo onun kardeşiydi. Tek ailesiydi. Onu da kaybederse yaşayamazdı. Başına kötü bir şey gelirse asla kendisini affetmezdi. Anne ve babası yaşıyordu ama bi ölü den farksızlardı.
Onları ailesi olarak bile görmüyordu Chanyeol.

"Ne!.." Telaşla yaslandığı yerden doğruldu Sehun. "..Nasıl! Ne demek kayıp?"

Kyungsoo'yu kendi kardeşi gibi seviyordu Sehun. Ona zarar gelmesini istemiyordu.

"Dün sabah çıkmıştı evden hala dönme di. Her yere baktım. Gidebileceği her yere. Bütün arkadaşlarına sordum. Ama yok. 17 yaşın da bi çoçuk, ya başına bişey gelirse. İnsanlar artık çoçuk falan denlemiyor sonuçta. Senin gibi.."
Yukarı katı göstererek imalı bir şekilde eklemişti. Sabah ki gördükleri aklına geldikce sinirleniyordu. Kardeşinin de başına böyle bir şey gelmesin den korkuyordu.

"O bi sürtük. Kyungsoo'yla onu nasıl kıyaslarsın."
Kaşlarını çatarak sinirle konuşmuştu Sehun. Luhan para için kendini satan iğrenç bir insandı. Kyungsoo'yla bir tutulamazdı. Luhan'ı kaçırmamıştı sonuçta.

"Ona nasıl sürtük diye biliyorsun anlamıyorum. Dünkü halini sen de gördün. Diğerleri gibi miydi?"
Sakin kalmaya çalışarak konuşmuştu.

"Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. Bir an önce Kyungsoo'yu bulmalıyız."
Chanyeol'un söylediklerini umursamayıp konuyu değiştirmiş ve oturduğu yerden kalkmıştı.
"Ben birilerini arıycam. Sen de iyice düşün belki bakmadığın yerler vardır."

Chanyeol hafiften başını sallayarak karşılık vermiş ve evden ayrılmıştı. Bir an önce kardeşini bulmak ve ona sıkıca sarılmak istiyordu. Aslında böyle bir şeyi ilk defa yaşamıyordu. Kyungsoo kendi kafasına göre yaşayan biriydi. Her zaman istediğini yapardı. Yine bir çılgınlık peşin de olabilirdi. Chanyeol öyle olamasını umdu.

AŞK PARA SEXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin