4

947 72 14
                                    

Bütün gün gerçekten Tomoe'nin bekçiliğinde temizlik yapıp tapınağı pırıl pırıl yapmıştım. Üstüne üstlük bahçedeki yabani otları da temizlettirmişti. Malesef hala yemek yapmam ve kayıtları okumam gerekiyordu. 

"Oyalanma da mutfağa gidelim." dedi Tomoe ve önüme düştü. Onu takip ederek mutfağa gittim ve yemek yapmaya başladım. Babamla büyümüş olduğum için küçük yaşlardan beri kendi yemeğimi kendim yapıyordum zaten benim için yeni bir şey değildi. Hiçbir zaman uğraşmadığım kadar uğraşarak beyefendiye çeşit çeşit yemek hazırladım ve bir sandalyeye çöktüm. Bütün vucüdum sızım sızım sızlıyordu.

"Aferin. Güzel gibiler." diyerek Tomoe'de masaya oturdu ve yemeye başladı. İştahının yerinde olmasından dolayı çok mutluydum.

"Ben gidip şu kayıtlara bakacağım."dedim ve oturduğum yerden kalkıp odama gittim. Hizmetkarlar bütün belgeleri önüme yığmışlardı. 20 yılda bu kadar çok mu dua ediliyordu?

"Bunları 20 yıldır Tomoe yazıyor. Güçlerinizden dolayı tapınağa gelip dua ettiklerinde insanları duyabilirsiniz. "dedi çocuklardan biri ve sonra beni kayıtlarla başbaşa bıraktılar. 20 yıldır o mu yazıyordu? Kaç yaşındaydı ki Tomoe? Kafamı sallayarak bu düşünceleri kafamdan atmaya çalıştım. Kayıtların hepsini bir haftada bitecek şekilde ayırdım ve bir güne düşenleri okumaya başladım. Tuhaf bir şekilde okurken dilek sahiplerinin seslerini kafamda duyabiliyordum. İlk başlarda rahatsız edici gelsede sonlara doğru alışılabilir gelmeye başladı. Nihayet hepsini bitirdiğimde kendimi yatağa attım. Yorgunluktan gözümü açık tutacak halim kalmamıştı. Normalde kendi evimin işleriyle de ben uğraşırdım gerçi ama bugün acayip zor geçmişti. Belki de vucüdum bu kadar saçmalığı kaldırmıyordu.

"Nanami. Sana söylememiz gereken bir şey var." diyerek küçük muhafızlar içeri girdiler. Son enerji kırıntılarımı harcayarak gözümü açıp onlara baktım.

"Tomoe bir hafta sonra tapınağı sana bırakıp kaçmayı planlıyor. Diğer yaratıkların olduğu boyuta gidecek."dedi bir tanesi. Şaşkınlıktan bir anda oturduğum yerde diklenip ikisine baktım.

"Eğer gitmesini istemiyorsanız onunla yapmanız gereken bir anlaşma var." diye devam etti. Onu burada tutmak için hala bir çare olduğunu duymak beni rahatlatmıştı.

"Onu öpmeniz gerekiyor. Bu şekilde sizin hizmetçiniz olarak bağlanır ve hiçbir yere gidemez. Ona kelimelerin gücüyle istediğinizi yaptırabilirsiniz." diye diğeri de lafa atladı.

Ne saçmalıyorlardı bunlar? Kendimi tekrar yatağa bıraktım. Onu öpmek aşırıya kaçıyordu. Bırak ondan hoşlanmayı hiç haz etmiyordum. Derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım. Uyku bedenimi ele geçirirken iç sesim ona istediğimi yaptırmanın çok güzel olacağını söylüyordu.

Kamisama Hajimemashita Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin