5

941 71 16
                                    

Ertesi gün yaptığım ilk iş Tomoe'nin bekçiliğinde sunağı temizlemekti. Eğilmekten belim ağrımış ve vucüdum güneşten buharlaşma noktasına gelmişti. Ah, gerçekten 1 hafta bunu yapmam mı gerekiyordu? Yüzümü buruşturarak Tomoe'ye baktım ve onu görünce aklıma muhafız çocukların dedikleri geldi. Eğer dedikleri doğruysa onu öptüğümde tapınakta kalmaya mecbur olacaktı. Diğer yandan eğer doğru değilse fena kafalanmış olacaktım. 

"Beni izleyeceğine dön işini yap." dedi Tomoe ve başka bir tarafa döndü. Utanmış mıydı bana mı öyle gelmişti anlayamadım ama sorgulamadan dediğini yaptım. Nihayet sunak pırıl pırıl olduğunda Tomoe tekrar bana doğru döndü.

"Yemekte yap ondan sonra serbestsin." dedi ve gitti. Ben merakla onun nereye gittiğine bakmaya çalışırken çocuklar tekrar yanıma geldi.

"Nanami, o konu hakkında lütfen zaten sadece bir haftan var bunu erteleme."dediler ve ikiside yalvarmaya başladı. Sanırım hayatımda ilk ve son kez bana yakışıklı birini öpmem için yalvarılıyordu. 

"Hey gidin buradan Tomoe anlarsa bir işe yaramaz yalvarmanız."diyerek onları başımdan attım ve mutfağa gittim. Dolaptan gerekli tencere tavaları çıkartıp yemeği hazırlamaya başladım. Yarım saat kadar sonra Tomoe de geldi ve masayı kurmama yardım etti. Ben yemek yapmayı bitirdikten sonra birlikte oturup yemek yedik. Tomoe yemeğini bitirip kalktıktan sonra masayı topladım ve artan yemekleri buzdolabına koydum. Konuşmam gereken bir şey olduğundan oturma odasına Tomoe'nin yanına gidip bir koltuğa oturdum. 

"Tomoe yarın okul açılıyor."dedim izlediği filme bakarken.

"Sen okula mı gidiiyorsun?"dedi şaşırmış bir şekilde. Ne yani benim lise öğrencisi olduğumu anlamamış mıydı?

"Haliyle." diyerek sinirlendiğimi belli etmemeye çalıştım. Ne de olsa hala onu öperek burada tutmak gibi bir şansım vardı.

"Olmaz. Okula gidemezsin. Sen bu tapınağın tanrısısın. Sor bakalım diğer tanrılar okula gidiyorlar mı?" dedi ve elindeki kumandayla kanalı değiştirdi.

"Diğer tanrılar lise öğrencisi değil ama." dedim ve uzanıp elindeki kumandayı alarak televizyonu kapattım. Ben hayatımla ilgili önemli bir şeyden bahsederken nasıl oturup televizyon izleyebiliyordu?

"Okul çok tehlikeli. Tüm özel yaratıklar senin tanrı olduğunu rahatlıkla anlıyabilir ve sana zarar verebilirler." dedi ve öne doğru eğildi. Her ne kadar bu haliyle çok samimi görünse de bunu kabul edemezdim. 

"Bu benim hayatım ve lise hayatımın odak noktası. Konu kapanmıştır." dedim ve kollarımı birbirine dolayıp kafamı çevirdim. Bir süre geçtikten sonra Tomoe bana seslendi ve çenemden tutup kafamı öbür tarafa çevirdi.

"Sanırım küpeni düşürmüşsün."

Elimi hızla kulağıma attım ve dediğinin doğru olduğunu anladım. Nasıl bu kadar sorumsuzca davranıp küpeyi kaybedebilirdim ki? Annemden kalan tek şey bu küpelerdi. Tanrım lütfen o küpeleri bulayım. Ne olur annemden kalan tek şeyi kaybetmeme izin verme. 

"Bahçede düşmüş olmalı."dedim ve Tomoe'yi kolundan tutarak bahçeye çekiştirdim. Tomoe itirazsız benimle birlikte aramaya başladı. Birkaç saatlik aramanın ardından Tomoe onu sunağın yanında buldu. 

"Eğer annenden kalan tek şeyse lütfen daha dikkatli ol."dedi ve küpeyi kulağıma taktı. Kanın yanaklarıma doğru ilerlediğini hissedebiliyordum.

"Ben sana hiç söylemedim. Nasıl bundan haberin olabiliyor?" diye sordum.  

"Senin gibi ben de tapınakta edilen duaları duyabiliyorum. O duaları duyabilmemiz için gerçekten içten edilen dualar olmalı"dedi ve gülümsedi. Gerçekten gülümsemesi çok güzeldi. İlk defa onu böyle gülümserken görüyordum. Kafasını kaldırıp yıldızlara baktığında eğer onu öpeceksem bunun en iyi fırsat olduğunu fark ettim. Elime bir daha böyle bir fırsat geçmeyebilirdi. Gözlerimi onun üstüne diktim ve en uygun anı bekledim. Tomoe yıldızlara baktıktan sonra kafasını indirmiş ve bana gülümsemişti. Kendim bile takip edemeyeceğim bir hızla onu yakasından tuttum ve kendime çekip öptüm. Umarım bu ileride bu yaptığımdan pişman olmam.

Kamisama Hajimemashita Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin