Tesislere gideli bir hafta olmuştu ve ben bir haftadır Necip'e yazmaya devam ediyordum. Aslında ondan önce de yazıyordum fakat tesislerden sonra ona her gün onun için yazdığım şiirleri atmaya başlamış sanki benim ile konuşuyormuş gibi ona mesajlar atmaya başlamıştım.
Onu çok fazla seviyordum. Sabahları onu düşünerek kalkıyordum yatağımdan,rüyalarımın beni etki altına almaması için çalışırken en çok da belki de bu yüzden etki altında kalmıştım.
Bugün maç günüydü ve ben VIP kısmından maça gidecektim. Yani aslında dayım sayesinde. Dayım Beşiktaş camiası tarafından tanınan bir iş adamıydı hatta stadın yapılmasında da yardımı dokunmuştu. Stadın yapımı bittikten sonra da ona teşekkür için VIP kısmından yer vermişlerdi. Bu yüzden çoğu insanı tanırdı,insanlar da onu...
Aslında onun sayesinde Necip ile tanışabilirdim ya da tesislerden içeri girebilirdim fakat bazen insanlar kendi şanslarını yaratmak için tek başına bazı şeyleri başarmak isterler. Ben de böyle biriydim yani şu an istesem çoğu yasak şeyi dayımı kullanarak yapabilirdim fakat bunu bir iki kez yapabilirdim yani dayımı çok fazla kullanamazdım.
Soyunma odaları VIP kısmına çok yakın olduğu için bugün şansımı oraya girip Necip'e ait herhangi bir şeyi almak için kullanacaktım eğer olmazsa da dayımı bir şekilde bir yerde kullanabilirdim tabii ki,neden olmasın.
Dolabımı açtığımda hangi formamı giyeceğimi seçmek her maçın klasiği olmuştu artık. Yarım saat boyunca dolabın karşısında dikilir hayal kurardım ve daha sonra o hayaldeki Hera en çok hangi forma içinde güzelse o formayı giyerdim. Şu anda da beyaz forma içindeki Hera daha güzeldi ve jean üzerine onu giyecektim.
Aslında balık etli biri olduğum için siyah pantolonu daha çok tercih ediyordum,kiloları ile barışık birisi pek değilimdir çünkü.
Üzerimi giyinip stada gitmek üzere dayımın arabasına bindiğimde nasıl soyunma odasına girebileceğimin planını yapıyordum çünkü çok fazla polis içeride olurdu ve onlardan kurtulmak pek de mümkün olmazdı fakat bu sefer VIP taraftan gidiyordum ve o tarafta saygın kişiler olduğu için soyunma odası inişleri de özeldi ve sanmıyordum o kadar polisin orada da olacağını.
Stada gelip yerimize geçmek için aramalardan geçtiğimizde herkes dayımın yanına gelip selamlaşıyor ve beni soruyordu. Dayım herkese beni tanıttıktan sonra yerimize geçtiğimizde maçın da başlamasına çok az bir süre kaldığını fark etmiştim. Necip'i maçta izlemek çok güzeldi çünkü maçta ya da ısınmada herkesi unutuyor sadece maça ve kendine konsantre oluyordu,bu da zaten başarılı olmasını sağlıyordu.
Soyunma odasına son yarım saat ya da yirmi dakika kala girecektim çünkü çoğu polis o zamanlarda maç bitti zaten diyerek yerlerinden az da olsa uzaklaşıyordu. Ayrıca maçın bitişine yakın olduğu için alıp çıkmam daha kolay olurdu.
Maç başladığında Necip'in ilk on birde ve kaptan olduğunu öğrenince çok sevinmiştim çünkü maçların çoğunda oynamazdı bile ama bu maç farklı olmuştu ve ben hissediyordum iyi şeyler olacaktı.
Tribündeki marşların hepsine teker teker eşlik edip aynı zamanda bölümdeki herkesi örgütleyip marş söylemeleri için zorluyordum. Dediğim gibi burası saygın insanların olduğu bir yerdi herkes burada bağırmazdı,hatta hiç kimse...
İkinci yarı başladığında ben de hazırlanıyordum. Telefonumu yanıma alacaktım çünkü ne olacağı belli olmazdı belki beni kurtarması için dayımı arardım.
Son yirmi beş dakika kala dayıma tuvalete gidiyorum diye haber verip yukarı çıkmıştım ve katta soyunma odalarına iniş için herhangi bir ipucu arıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
instagram//necip uysal
Fanfiction-"Kimin formasını alacaktın?" dediğinde onunkini istediğimi nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum ve bir anda ağzımdan çıkıverdi. -"S-seninkini."