Biri ateş biri su. Biri yansa öteki söndürür, diğeri buz tutsa öbürü çözer.
Ateş ve su gibi birbiri için mi yaratılmıştık biz de? İmkansız olduğumuz kadar umudumuz var mıydı kavuşabilmek için?
Ateşin suya olan sonsuz sadakati gibi seviyorum seni, h...
Zuko'nun o gece aklına takılan şey başkaydı. Katara'yı yaktığı için kendini ona nasıl affettirebilirdi? Bir tek ona kin tutan neden Katara'ydı?
Sabah kahvaltı yapılacağı sırada ansızın bomba gibi bir şey hava tapınağının duvarlarına çarptı
''Neler oluyor?'' dedi herkes ayrı bir panik halinde
Zuko buna kimin sebep olduğunu adı gibi biliyordu. Avatar'ı öldürmesi için kiraladığı zihninden ateş çıkaran adamdı bu
''Bu ateş çıkaran bum bum adam!'' diye haykırdı Sokka
''Hey bu belayı başımıza sen sardın değil mi?'' dedi ardından Zuko'ya dönerek
Fakat o sırada adamın ateş ettiği yer Katara'ya yakındı. Zuko tehlikeyi fark eder fark etmez Katara'ya siper oldu ve üstüne atlayarak başka tarafa çekti. Fakat Katara'nın Zuko aralarına katıldığından bu yana olduğu gibi hala kuyruğu dikti.
''Madem başımıza bu belayı sardın! Sardığın gibi kurtar o zaman!'' dedi sertçe ve ayağa kalktı
Zuko karşı kayaya zıplayarak geçti
''Sana Avatar'ı öldürmen içi para verdim evet. Ama görevin artık sonlandı öldürmeni istemiyorum''
Adam onu dinleyecek gibi değildi ve zihninden ateş saçmaya devam etti.
Herkes korkudan duvar arkasına gizlendi. Zuko hala adamı durdurmak için mücadele veriyordu
''Ne yapacağız şimdi?'' dedi panikle Aang
''Durun biraz''
''Zuko tehlikede'' dedi Toph da
Sokka'nın aklına aniden gelen plan hem riskli hemde tehlikeliydi. Bumerangı adama doğru fırlatacaktı. Ona çarptığı anda yansıma yapacak ve kendini patlatacaktı
''Aklıma bir şey geldi'' dediği gibi bumerangı fırlattı
''Sokka napıyorsun?'' diye ciyakladı Aang
''Hadi bumerang'' dedi gözlerini sımsıkı kapattı bumeranga yalvarırcasına
Zuko hala adamı zapt etmeye çalışıyordu. Bumerangın onlara doğru geldiğini görünce hemen yere yattı ve adamın yüzüne çarptı.
Sokka'nın planı başarılı olmuştu. Adam kendine ateş çıkararak kendini patlatmıştı.
Baş belasının ölümünü görmek herkesi rahatlatmıştı
''Yaa ne demiştim ben size? Ben olmasam bura hepimize mezar olmuştu'' diye planının işe yaradığını görünce kendini övdü Sokka
Zuko tekrar öbür taraftan atlayarak diğer taş parçasına kondu. Aang iyimser bakışlarla ona yaklaştı
''Eee Zuko? Ne zaman ateş bükme eğitimine başlayabiliriz''
''Bence hemen şimdi''
''İyi o zaman. Bizde aşağıdaki nehirde eğleniriz biraz. Değil mi Toph?'' diye göz kırptı
''Bence de. Çok sıkıcısınız. Hadi Katara gidelim'' dedi kızın koluna girerek
Bir süre yüzme ve su bükme numaralarıyla eğlenirlerken aniden Toph'un sudan çıkmak için bir bahanesi oldu
''Katara ben hemen gelirim. Eşyalarımızın olduğu yerde bir şey unuttum galiba''
''Tamam sıkıntı yok git sen''
Toph'un gitmesinin ardından suya dalıp çıktığında ıslanmış saçlarını savuruşunu izleyen biri olduğunu hissetti ve omzunun üzerinden arkaya döndü. Aang'le ateş bükme dersine başlayalı henüz bir saat olmuştu ki Zuko nehrin kıyısında dikilmiş onu izliyordu
Elleriyle suyu iterek anında karaya çıktı
''Niye buradasın? Aang'e ateş bükmeyi öğretmiyor muydun sen?''
''Ara verdik''
''Bence hiç vermeyin'' dedi hoşnutsuzca
''Katara beni bir dinleyecek misin?''
''NE?'' dedi iki elini açarak
''Ben... özür dilerim senden. Seni yakmak istememiştim inan bana''
''Bu konuyu kapatmamış mıydık biz?''
''Özür dilemem gerektiğim için kapatmadık''
''O halde ben kapatıyorum. Bir daha bu konuyla ilgili konuşmasak iyi olur'' dedi ve yanından geçip gidecekken Zuko bileğinden yakaladı
Gözleri incinmiş bakıyordu
''Neden böyle yapıyorsun Katara?''
''Ah! Konuşturma şimdi beni! Neden böyle davrandığımı adın gibi biliyorsun. Şansını zorlama'' dedi kararlı bir sesle
Zuko'ya yine arkasından bakakalmak düşmüştü. Ondan uzaklaştıkça attığı adımları sayıyordu
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
