Zuko Katara için ölümle pençeleşirken Katara da kapatıldığı hücreden çıkabilmek için bükecek su arıyordu. Sırt şişesinde kalan suyun yetip yetmeyeceğini kontrol etti. Bu su çevresini saran demir parmaklıklarını kesmeye yetmezdi. Fakat aklına gelen en etkili yöntemle -her ne kadar korkunç ve acı dolu bir deneyim olmuş olsa da en zor anlarında işine yarıyordu- etrafı devriye gezen gardiyana kan bükme numarası uyguladı.Adamın bedeni Katara'nın emri altında hareket ediyordu ve sonunda adam kendi elleriyle Katara'nın hücresinin kapısını açmıştı. Hama'dan ne kadar korkup nefret ettiyse de şu an ona br teşekkür borçluydu. Vakit kaybetmeden saray avlusuna koştu
Alevler,yumruklar,tekmeler havada uçuşuyordu. Sanki kardeş değil de kanlı bıçaklı iki düşmanın kavgasıydı bu
''Zuko!'' diye bağırdı panikle
''Vayy küçük su bükücü hücresinden kaçmayı başarmış''
''Katara git buradan!'' dedi Zuko oldukça korumacı davranarak
''Yıldırım yeteneğine ne oldu Azula?''
Bu aşağılayıcı söz Azula'yı fena kızdırmıştı. Öfke ve nefretten aldığı yıldırım enerjisinin damarlarında akışını hissedebiliyordu
''Hah! Ben şimdi gösteririm sana yıldırımı!''
Ortanca ve işaret parmaklarını birleştirerek kendi etrafında daire çizdikten sonra büktüğü yıldırımı Katara'ya hedef aldı
Katara'nın yıldırıma su bükemeyeceğini bilen Zuko
''HAYIR!'' diye bağırarak Katara'nın önüne atladı ve yıldırım onu vurdu
Bir köşeye yuvarlandı. Vücudundan güçlü bir elektrik akımı geçiyordu.
''Zuko!'' dedi acı içinde haykırarak
Yanına koşup yardım edebilme ihtimalini denedi.
''İyi misin?''
''B-Ben i-i-iyiyim. Ben yenemedim,ama sen onu yenebilirsin Katara. Acele et''
Katara'nın içine dolan intikam öfkesi dışarı çıkmak için sabırsızlanıyordu artık.
Bunun üzerine Katara Azula'ya meydan okudu. Ateşlerinden sıyrılmayı başarınca Azula'nın da ızgaraların üzerinde olduğunu gördü.
Izgaranın hemen altında su birikintisi vardı. Var gücüyle suları yukarı kaldırdı ve büyük bir su kütlesi oluşturdu. Azula suyun içinde ateş bükemediğinden Katara'nın ellerini bağlamasına savunmasız kalmıştı. Suları tekrar ızgaranın altına indirdiğinde artık başını gururla kaldırabilirdi.
Kaybedecek zamanı yoktu. Sırt şişesindeki suyu eline aldı ve şifacılık yöntemini Zuko'nun yıldırımdan heder olmuş çıplak göğsüne dokundurdu. Bu onu kısa sürede iyileştirmişti.
''S-Sağol Katara''
''Önemli değil'' dedi gözlerindeki yaşlara hakim olamayarak
Elinden tutup ayağa kaldırdı. İkisi de Azula'nın çaresizlik içinde yerde kıvranışını izliyorlardı. Elleri bağlı halde yalnızca ağzından ateş püskürebiliyordu. Bu da onlara nafile geçiyordu.
Kibirin sonu kötüdür demişler ki Azula'nın neredeyse döktüğü ilk yenilgi göz yaşlarına tanık oldular.
Fakat birdenbire Zuko'nun başı döner gibi oldu ve kendini Katara'nın kollarına bıraktı
''Zuko? Ne oldu?''
''Sanırım tam olarak iyileşemedim. Beni içeri götürür müsün?''
''Elbette gel''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kavrula Kavrula Kavrulduk ~ZUTARA~
FanfictionBiri ateş biri su. Biri yansa öteki söndürür, diğeri buz tutsa öbürü çözer. Ateş ve su gibi birbiri için mi yaratılmıştık biz de? İmkansız olduğumuz kadar umudumuz var mıydı kavuşabilmek için? Ateşin suya olan sonsuz sadakati gibi seviyorum seni, h...