-Min seo'dan-
-1 Saat sonra-
Şuan resmen BTS'in yurdundaydık! İnanamıyordum! Neden bizi buraya getirmiştiler ve niye bunu zorla yapmıştılar?? Evet zorla çünkü min ji'yi tutmaya çalıştıklarında başarısız olmuş korumalardan birini çağırmıştılar.. Aslında sonu komik bitti. Min ji korumanın kolunu kırmıştı ve muhtemelen çocuğu da olmayacaktı.. Emin değildim.
"Korumanın elini kırmak nedir?!"
Diye sitem etti namjoon. Min ji sinir Bakışlarını namjoon'a göndererek
"Kendi istedi! Ayrıca siz çağırdınız! Bunun için özür falan dileyeceğimi sanmıyorum."
Dedi umursamaz bir şekilde. Bu kız..Tam benim kafamdandı! Yerimde rahatsızca kımıldandım.
"Bizi niye buraya getirdiniz bize bunu söyleyin artık?"
"Min ji'nin babası ve senin baban şirketimizi arayıp sizi almamız için rica ettiler. Ayrıca ikinizin Army olduğunuzdan bahsettiler."
Baba naptın sen?! Utancımdan yanaklarım kızarmıştı resmen! Min ji'ye baktığımda bana sırıtarak bakıyordu. Son dayanamadım ve yaz tatilinde kendi kendimize öğrendiğimiz ve çok çalıştığımız Rusçayı konuşmaya başladım.
"Yah! Sussana be!"
Neyce konuştuğumu anlamayan üyeler bana öküzün trene baktığı gibi bakarken gözlerimi devirdim ve devam ettim.
"Gülmeyi kes de ne yapacağımızı söyle!"
Diye çıkıştım. Gözlerini devirdi. Sonra bana ayak uydurarak Rusça konuşmaya başladı.
"Bilmiyorum ki! Parkta ki planım da işe yaramadı zaten!"
"Planın mı? Resmen adamın kolunu kırdın! Çocuğunun da olmama ihtimali %99 lan!"
"Haketti min seo! Olup olmadık yerlere dokundu! Sonucuna da katlansın artık."
Biz konuşmaya dalmış giderken tae konuşmaya başladı.
"Siz ne konuşuyorsunuz bakiyim?! Banada öğretin!"
Min ji gözlerini devirmekle yetindi. Ben ise yerimden kalkıp tae'nin yanına oturdum. Yanaklarını mıncırırken konuşmaya başladım.
"Ben sana sonra öğretirim ponçik eşeğimm!! Bol bol dedikodu yaparız merak etme!"
Biraz daha yanaklarını sıkıştırdıktan sonra sıktığım yerleri sulu sulu öpücükler bıraktım.
Jungkook'un kolumdan tutup beni kendine çekip yanına oturttu. Ona 'Napıyon kardeş?' Bakışlarımı atarken J-hope gülmeye başladı. Uzun bir süre güldükten sonra gülmekten gözünden akan yaşı silip konuşmaya başladı.
"Jungkook-sshi sen kıskandın mı yoksa?"
Diyip tekrar gülmeye başladığında Jungkook kaşlarını çatmış hoseok'a bakmaya başlamıştı. Bende gülmemek için dudaklarımı birbirine batırdığımda birden birinin beni izlediğini hissettim. Kafamı hafif sağa çevirdiğimde yoongi'nin bana baktığını gördüm. Gözünü kırpmadan bana bakıyordu. Sonunda kafasını elinde tuttuğu telefonuna çevirip oyun oynamaya devam etti. Bende önüme dönüp düşünmeye başladım..
-Bölüm sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üyeler'le Tanıştığım İlk Zaman
FanfictionMin seo ve min ji'nin üyelerle olan unutulmaz maceraları...