......
Arabayla aramızda az bir mesafe kala aniden elimdeki torbalarımın sertçe çekiştirildiğini gördüm. Torbalarımı çekiştiren kişi bizi takip ettiğini sandığım ve hislerimde haklı olduğum kişi çıktı.Adam ayakkanbımın oldugu torbayı çekiştirdiği için torbam yırtıldı.Adam ayakkabımın olduğu kutuyu aldı ve kaçmaya başladı.Ablamda benim gibi çok şaşırmıştı.Ve benim için acı bir an başlamış oldu. O anda hiç beklemediğim bir yerden adamın arkasından koşmaya başlayan kapşonlu birisi beni umutlandırmıştı.Koşan kişi adamın kolundan tutup bir hışımla kendine doğru çevirdi.Acaba şuan ne yapacaktı.Bir de baktım ki kapşonlu kişi o kıymetli ayakkabıımı çalmaya çalışan adama hiç beklemediği bir anda yumruk attı ve adam yerle bir oldu.
....
Sonra kapşonlu adam,yere yığılan adamın elinden ayakkabımı aldı ve adama son bir tekme atarak ''Şerefsiz!!'' diye söylenerek yanıma geldi.Ayakkabımı bana uzatırken onda garip bir koku hissettim. Galiba içkiliydi.Bu kokuyu umursamadan kendimi tutamayıp sarılarak ''Teşekkürlerrrrr'' dedim.Daha ne olduğunu anlamadan beni itti . Anlamsızca adama baktım.' Beni ne cürretle iter.'Tabi bunları kendi içimden söyledim.Sonuçta ayakkabımı o kötü niyetli adamın elinden kurtardı.Yüzüne söyleyecek halim yok demi yani.
'yanlız mira adam baya yakışıklı ha'
sus iç ses sus!.ilk görüşte aşık olacak değilim ya
bu arada sizi iç sesimle tanıştırıyım adı iç ses(bana saydırdığınızı duyar gibiyim.)
Bu arada karşımdaki meteor bana boş boş bakıyordu.Tam ağzımı açtım bişey diyecekken arkasını döndü ve çekip gitti. arkasından sadece 10 saniye kadar bakakaldım.O çocuğun yanına gitmek için adımlarımı hızlandırdım.Yanına yaklaştığımda bana döndürmeye çalıştım.Bana doğru döndüğünde elimi ona doğru uzatarak ''Merhaba ben Mira '' dedim derin bir nefes alarak.Bana çelişkili bir şekilde bakınmakla yetindi.Elini bana doğru uzatmayınca bende elimi geri yere indirdim.Gene arkasını döndü.Galiba yine gidecekti.''Hey özür dilerim.'' Bana döndü üzgün bir ifade ile ''Kızım yürü git buradan özür dilemene gerek yok.Seninle yanında ki kızı çaresiz görünce yanınıza geldim.'' Abartılacak birşey yok!'' dedi sert bir yüz ifadesiyle bana son bir bakış atıp yanımdan adımlarınını hızlandırarak gitti.Yanına gitmeyecektim bu sefer. '' Uyuzzzzz'' diye bağırdım.Beni hiç tınlamamıştı. Bende ablamın yanına doğru gittim.''Mira çocuk çok yakışıklı değil mi?'' Aahaa ablamda iç sesim gibi bana söyleniyordu.''Saçmalama abla ya görmedin mi çocuk çekip gitti.'' ''Sende direk çocuğa sarıldın.Gitmesi normal değilmi?''
''Ne var merve çok sevindiğim için yapmıştım kendimi tutamadım sonuçta o ayakkabı 8.000 lira yani''
''Her neyse benim aklım o çocukta kaldı mira baksana senin yaşın da gibi duruyordu.''
''Aman sende abla ya arabanın kilidini açta gidelim.''
Arabaya bindik.Eve doğru gitmeye başladık.
.....
Ablam yolda içimi baymıştı.Sürekli o çocuktan bahsetmişti. Evin içine girdim.Elimde ki torbalarımla salondan içeri girdim.Babam salonda berjere oturmuş gazete okuyarak cam sehpanın üzerindeki çayı yudumluyordu.İçeri girdiğimde babamın dikkati dağıldı.Babam gülümseyerek bana doğru dönerken ''Kızım siz mi geldiniz?'' dedi ve benim elimdeki torbalara gözü kayınca babamın tebessümünün yerini öfke almıştı.''Kızım o ne o kadar alışveriş yapılır mı hiç? '' Utançla gülümseyerek babama bakarak ''Bir ben değil ablam da yaptı.'' dedim. O sırada ablam elindeki torbalarla salona adımını attı. Babam ona da hayretle bakarak ''Kızlarım az da olsa tutumlu olun.Ayağınızı yorganına göre uzattın.İlerde belki bu hayatı yaşamayabilisiniz.Bu hayatta hiçbir şeyin garantisi yok.Bu yüzden har vurup, harman savurmayın.'' Ablam bana kaş göz işareti yaptı.Belli ki o da babamın hayat felsefesini dinleyecek hali yoktu. '' Baba elimizdekiler çok ağır biz odamıza çıkıyoruz'' dedim ve ablamı kolundan çekiştirerek yukarı kata çıkardım. Ablam bana baktı . Aynı anda birbirimize gülümseyip ''Gene bir hayat felsefesi '' dedik ve o anda ikimiz de kahkaha patlattık. Ben hala kahkaha atmaya devam ederken ablam ''Yeter artık daha fazla senin yanında kalırsam gülme krijine giriceğim.'' dedi odasına doğru ilerlerken. Bende gülmeyi kesip odama girdim.Bugün yaşadıklarım hala aklımdaydı.Kutudan ayakkabımı çıkarıp ayağıma geçirecektim.Ama aklıma ayakabımı kurtaran o çocuk gelmişti.Acaba bana neden öyle davrandı diye içimden düşünürken iç sesim bana 'Mira içki koktuğunu unuttun galiba' diyince garip koktuğunu hatırladım.Ve aslında onunda normal bir insan olduğunu, aslında kimseye böyle davranmayacağını düşündüm.İç ses bana aniden 'Emin misin? Cidden böylemi düşünüyorsun?' deyince ben cevap veremeedim.Yarın okul başlayacaktı.Beni ne maceraların beklediğini çok merak ediyordum. Yeni okul.... Yeni arkadaşlar..... Belki de yeni sevgililer....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zengin Züppe
Genç Kız EdebiyatıMira AKSOY; 17 yaşında bir genç kız. Annesini kaybetmiş. Ablası Merve ve babası şle birlikte yaşıyor. Bakalım yenş okuluna gidince onu ne zorluklar bekliyor. Mete ÖZGÜN; Zengin, egosit, züppe, kendini bilmiş, kendinden başka kimseyi düşünmeyen...