2

4.3K 32 44
                                    

Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu. Yorganı üzerimden attığım ve esnemeye başladım. Çok rahat uyumuştum. Bir anda yerimden kalktım ve banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp abimin odasına koştum. İçeri girdiğimde hala uyuyordu. Onun odası da benimki kadar büyüktü ve siyah beyazdı. Abimin en sevdiği renk siyah beyaz olduğu için babam onun odasını öyle yaptırmıştı. Yine koşarak abimin üzerine zıpladım ve yanaklarından öpmeye başladım.

"Abiciğim.. Abiciğim.. Uyan."

"Ne oldu?"

"Sabah oldu daha ne olsun. Alış veriş yapacağız."

"Defne sabah sabah ne alış verişi güzelim."

"Ya abii.." deyip mızmızlanmaya başladığım da gözlerini açtı. Bir iki saniye yüzüme baktıktan sonra kollarını açtı ve beni yanına yatırdı. Beni sıktığı için bunalmıştım. Odanın kapısı çalınıp içeri babam girdiğinde abim beni bıraktı ve ayağa kalktı.

"Bugün Defne gidecek. Ona bir kaç bir şey aldırdım. Markasız! Hizmetçi gibi görünmesi için." dedi.

"Ama baba ya ne demek markasız? Hem ben nerede olduğunu bilmiyorum. Nasıl gideceğim?" dedim.

"Seni bırakacaklar." dedi ve odadan çıktı.

Markasız isyanıma cevap bile vermeden! Suratımı asıp abime sıkıca sarıldım. Oda bana sarıldı. Yatılı gidiyordum. En azından bunu anlayabiliyordum. Abim daha fazla üzülmesin diye minik bir teselli konuşması yaptım ve odasından çıktım. Kendi odama döndüğümde iki bavul hazırlanmıştı. Gerçekten bu gerekli miydi? Sanki temelli gidiyordum.
Aşağı indim ve etrafa bakmaya başladım. Kimse yoktu. Adını bilmediğim bir adam elinde az önce odamda gördüğüm bavullarla merdivenden iniyordu. Bir şey söylemeden önümden geçti ve dışarı çıktı. Koşarak odama çıktım. O pahalı yumuşacık pijamalardan bir kaçını yanıma almam gerekiyordu. Çünkü uyurken rahatına düşkün bir insandım. Elime geçen iki üç tane etiketi hala üzerinde olan pijamalardan aldım. Ya fazla kalırsam diye düşünerek bir kaç tane daha aldım. Koşarak merdivenleri indim ve dışarı çıktım. Adam arabaya binmişti ve hiç konuşmamıştı. Bende arabaya bindim. Adam yine konuşmadan arabayı çalıştırdı. Bu villaların sonunda bir villa daha vardı. Sanırım burasıydı. Uzağında ama önünde durmuştuk. Adam bavullarımı indirdi ve arabaya binip gitti. Bavulları eve doğru sürüklemeye başladım. Bunlar hizmetçi mi arıyordu ki? Ben böyle gelmiştim. Telefonumun sesini kıstım ve sakladım. Kapının önüne geldiğimde korumalar beni karşıladı.

"Hizmetçi arıyormuşsunuz galiba. Sitenin başında öyle söylediler." dedim.

Adamlar şaşkın bir şekilde bir pijamalarıma birde bana baktılar.

"Hizmetçi aramıyoruz." dedi koruma sert bir şekilde.

Ben biraz ısrar edince 'bekle' dedi ve içeri girdi bir tanesi. Beklemeye başladım bir yandan da evi inceliyordum. Bizimkine benziyordu ama bu daha kendine has duruyordu. Koruma tekrar geldi ve içeriyi işaret etti. İçeri girdiğimde magazinde gördüğüm o yakışıklı çocuk karşımda duruyordu. Üstelik magazindeki fotoğraflardan daha yakışıklıydı. Kafasını kaldırdı ve ilk önce üzerimdekilere sonra gözlerime baktı.

"Ne istiyorsun?" dedi sanki dilenciymişim gibi.

İçimden küfür ediyordum. Normal şartlar altında beni görseydi. Böyle düşünmesin imkan yoktu. Ama şuan şartlar hiç normal değildi. Üzerime pijama vardı ve yeni uyanmıştım.

MASUM CASUS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin