IV
''Gelmek üzereler!'' diye kapıdan bağırdı Hazel. Reidan ise tuniğinin düğmelerini iliklemekteydi o sırada.
''Beş dakikaya salondayım. Sen git.'' diye seslendi Reidan.
Bunu dedikten sonra başka bir ses daha duymayınca Hazel'in gittiğini anladı. Ona sinirlendiğini de düşündü aynı zamanda. Siyah renkli ve beyaz çizgilere sahip olan tuniğinin son düğmesini de ilikledikten sonra Reidan arkasına döndü ve rafta duran aynanın önüne geçip saçlarını at kuyruğu şekline getirip elleriyle bağladı. Sonrasında sakalını kaşıdı ve kapıya yöneldi. Odadan çıkmasının ardından koridorda yavaş adımlarla yürüdüğü esnada bu ziyafetin gereksizliğini düşündü tekrar ve tekrar. Tüm bu hazırlık sanki bir güç gösterisiydi diye düşündü. Avizelerin altında bir müddet yürüdükten sonra nihayet merdivenlere geldi. Kale avlusuna baktığında kardeşlerini, anne ve babasını gördü. Sakin adımlarla merdivenden indiği sırada gözleri hâlâ onlardaydı. Merdivenlerden indikten sonra uzun olan salonun iki tarafında da bulunan birkaç basamaklı taş merdivenden de indikten sonra nihayet yanlarına geldi ve herkesi baştan aşağı süzdü. Annesi, Hazel ve Damiela'nın göz kamaştıran kıyafetleri, mükemmel şekillenmiş saçlarını ve yüzlerindeki makyajı gördü. Reidan makyajı oldu olası hiç sevmezdi. Bu yüzden doğal güzelliğin tarafındaydı.
Kalenin giriş kapısı sonuna kadar açıktı. Reidan dışarıya baktığında kalenin önünde bulunan daire şeklindeki çeşmeyi ve yanındaki tahta bankları, üstü yapraklarla dolu taş kaldırımı, kalenin dış kapısını ve konuşlanmış muhafızları görebilmekteydi. Köprü yavaş yavaş aşağı indiği sırada Corald ona ve diğerlerine doğru döndü.
''Hadi, karşılamaya gidelim misafirlerimizi.'' diye konuştu Corald ve yavaşça yürümeye başladı.
Bunun üzerine Reidan ve diğer aile üyeleri de aynı şekilde yavaş yavaş yürümeye başladı. En önde babası Corald ve annesi Valliene, onların arkasından kız kardeşleri Damiela ile Hazel, en arkada ise kendisi ve erkek kardeşleri Juliard ve Taegar vardı. Kalenin birkaç basamaklık merdivenlerinden aşağı indikleri esnada Reidan etrafında olan bitene baktı. Muhafızlar hazır ola geçmiş bir biçimde sıralanmışlardı. Kalenin girişinde bulunan dört ağacın rüzgâra ayak uydurarak sallanması, duvarlara asılmış hanedanlık sancaklarının dalgalanması ve yere düşen yaprakların uçuşarak etrafa dağılmalarını gördü Reidan.
Dış kapı ağır ağır açılmaya başladı. Akşamın karanlığında, meşalelerin aydınlattığı kadar ışıkla dış kapıya gözlerini dikti Reidan ve gelmekte olan misafirlere göz gezdirdi. Yüzlerini tam çıkartamadı ve bu yüzden baktığı yere odaklanarak ''Agse.'' dedi içinden. Artık karanlıkta kalanları da görebilmekteydi. Söylediği bu kelime Elfçe bir kelimeydi ve ''Gör.'' Anlamına gelmekteydi. Dragus büyülerinden bir tanesi olan bu büyü, karanlıkta görebilmeyi, canlı varlıkları daha net ve keskin bir şekilde algılamaya olanak sağlamaktaydı.
Nihayet kapı sonuna kadar açıldı ve misafirler kalenin giriş avlusuna girmeye başladı yavaştan. İki hanedanlığın da aile üyelerinin üzerinde kaliteli kumaştan yapılmış kıyafetler mevcuttu. Pahalı olan bu soylu elbiseleri Reidan için hep saçma gelmiştir.
''Kral Derhart ve Kral Harlus.'' dedi Corald ve ellerini iki yana kocaman açtı. ''Hoş geldiniz!''
Kral Derhart hoş bulduk anlamında kafasını eğdi.
''Bu güzel karşılama için teşekkür ederiz Kral Corald.'' diye konuştu Harlus ve sakalının altından gülümsedi.
Friesa ve Odrysan Hanelerinin yol boyunca yanlarında gelen muhafızları dış kapının orada, at arabalarının sağında ve solunda konuşlanarak beklemekteydiler. Reidan diğer aile üyelerine bakarken arkalarda yabancı bir siluet gördü. Daha dikkatli baktı ve ilk dikkatini çeken şey kadının ela gözleri oldu. Gözlerinin önüne düşen kahverengi saçları kalede ki topraktan daha açık bir renge sahipti. Saçlarından bir ton açık kaşları onu kusursuz sayılacak bir güzelliğe doğru itmişti. Reidan'ın ela gözleri yabancının yüzünde dolaşmaya devam etti. Kadının sağ yanağındaki beni fark etti ve onu itici göstermekten ziyade onu tamamlayan şey olduğunu geçirdi içinden. Üstündeki kıyafet, beyaz teniyle çok uyumluydu ve göz kamaştırmaktaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Muhafızı
FantasyTekerrür eden bir kehanet... dönmemesi gereken bir ejderha. Kasvetgetiren Cherlus. Reidan böyle bir hayatı hiç istememişti. Ataları gibi Dragfryes doğup, Dragfryes ölmeyi düşlediği yaşlarda onu hayatındaki en büyük vazife bekliyordu. İnanmadığı kad...